Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’na (TCDD) bağlı çalışan üç işçi, 13 Haziran’da İstanbul Zeytinburnu Marmaray durağında rayların üzerinde çalışma yaptıkları sırada, üzerlerine doğru yaklaşmakta olan treni fark etti. Marmaray hattında sefer yapan treni son anda fark eden üç işçiden ikisi kaçmayı başarırken, Vedat Güctekin (32) kendisini kurtaramadı. Güctekin, trenin çarpmasıyla rayların kenarındaki demir levhaya çarptı. Güctekin kaza yerinde hayatını kaybetti. Kazadan sonra seferlerin aksaması üzerine, Marmaray’ın Twitter hesabından, “Teknik bir sebeple Marmaray trenleri Kazlıçeşme – Ataköy arası tek yoldan işletilmekte, seferler bu nedenle gecikmeli olarak yapılmaktadır” açıklaması yapıldı.
MedyaScope'da yer alan habere göre, henüz 9 aylık evli olduklarını belirten Pınar Saraç “O gün eşime telefon ettim ama ulaşamadım. Twitter’da gezinirken aniden eşimin geçirdiği kazanın haberleriyle karşılaştım. Kazadan yaklaşık dört saat sonra sosyal medyadan eşimin vefat ettiğini öğrendim.” dedi.
“Normalde Marmaray’da gündüz hasar ve problem tespiti, gece de çalışmalar yapılır. Telefon gelmiş ve Zeytinburnu’na geçmeleri söylenmiş. Sanıyorum olay, orada hemen olmuş. Ben de henüz ayrıntıları bilemiyorum. Olay hâlâ inceleme aşamasında. Dava daha savcılığa geçmediği için detaylara çok hakim değilim. Tek öğrenebildiğim eşim ve çalışma arkadaşlarının o sırada Marmaray tren yolunda araştırma ve tespit yaptıkları ve çalışma yapacaklarına dair bilgiyi telsizden geçtikleri. Bu bilgiler kayıtlarda mevcut. Ama ben ciddi ihmal olduğunu düşünüyorum. Avukatım ise ihmal olup olmadığının ancak bilirkişi raporuyla belirlenebileceğini söylüyor. O nedenle dosyanın savcılığa intikal etmesini bekliyorum”
KİMSE HABER VERMEMİŞ
Kaza sonrası hiçbir yetkilinin kendisiyle iletişime geçmediğini dile getiren Pınar Saraç, cenazeye de sadece Güctekin’in üye olduğu Demiryol-İş Sendikası Haydarpaşa Şube Başkanı Selahattin Çelimli’nin bir grupla geldiğini anlatıyor. Saraç, gruptakilerin kim olduğu sorusuna da “Vedat’ın abileri” cevabını aldığını söylüyor.
RÖPORTAJ YAPMASINA MÜDAHALE EDİLMİŞ
“‘Bana neden haber vermediniz? Aile zaten haber vermedi. Siz oradaydınız. ‘Bu kimin sorumluluğu dahilinde?’ diye sorduğumda, olayı çok farklı bir duygusal boyuta taşıyorlar. Bu konuyla ilgili iletişim kuramayacağımızı anlayıp ben konuyu uzatmadım. Cenazede benim röportaj yapmama müdahale ettiler, kendileri de bir şey konuşmadılar. Konuyla ilgili herhangi bir bilgi vermediler. ‘Sen bırak, bununla biz ilgilenelim’ tarzı bir şey söylediler. Ben eşimin öldüğü haberini dahi alamadığım bir sendikaya güvenip böyle bir davayı nasıl bırakabilirim? Yani bu talep zaten mantık çerçevesinde bir talep değil.”
DESTEK GÖREMEDİM
Cenazeden sonra genç kadını ne arayan olmuş ne de soran. Sendikanın olayla ilgilenip ilgilenmediğini bilmediğini belirten Saraç, “Benden kimse bilgi almıyor, onu söyleyebilirim. Eşimin ailesiyle iletişime geçip geçmediklerini de bilmiyorum. Ben bu acıyla tek başıma mücadele ediyorum. Eşimin ailesi de dahil olmak üzere kimsenin desteğini görmediğim için, ailemle kendi başıma mücadele etmeye çalışıyorum. Ekrem İmamoğlu’na ulaşmaya çalıştım ama olmadı. Ben bir eş olarak henüz acımı, yasımı yaşayamadım, ayakta kalmak zorundayım” diyor ve kimsenin hiçbir şeyle mücadele etmediğinden yakınıyor.