Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi ve Trakya Belediyeler Birliği, Bilim Akademisi Üyesi, Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür ‘ün konuşmacı olarak katıldığı 'Deprem Bilinci' konferansı düzenledi.
Tekirdağ'ın bir deprem kenti olduğunu belirten Prof. Dr. Naci Görür, Tekirdağ'da bilimsel çalışma yapmak yerine depreme dirençli hale getirmek için çalışma yapılması gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Görür, "Onun için de bugünkü belediye başkanımız veya valimiz hele şu bilimsel araştırmalar olsun da Tekirdağ'ın durumunu görelim gibi bir endişesi sakın olmasın, bileceği tek şey var, Tekirdağ bir deprem kentidir. Bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa öbür gün burayı deprem vurabilir. Vurduğu zaman ama öyle ama böyle zarar verebilir, bir kişi de ölse bizim canımız bin kişi de ölse bizim canımız. Yani az öldük diye sevinecek miyiz? Bize yakışan Tekirdağ'ı deprem dirençli hale getirmektir. Bu da mümkündür. Eğer Tekirdağ deprem dirençli hale getirirsek Tekirdağ'da insanlarımız ölmez. Ölürse de tesadüfen ölür. Bu doğru olan" diye konuştu.
'MARMARA BÖLGESİ BÜTÜN TÜRKİYE'Yİ BESLEYEBİLECEK GÜÇTE VE DEĞERDEDİR'
Marmara'da gerçekleşecek bir depremin ülke ekonomisine en büyük darbeyi vuracağını belirten Görür şöyle konuştu:
"Öyle veya böyle bir zamanda deprem vurursa, Marmara'yı şöyle bir masaya yatıralım. Türkiye'nin gayrisafi milli hasılasının yüzde 60'ına denk bir üretimi olan bölge. Yani Marmara Bölgesi'nin ekonomisi durduğu an, çarkları durduğu an, emin olun bütün Türkiye'nin ekonomik olarak diz üstü çökmesi kaçınılmazdır.
Anadolu asla Marmara Bölgesi'ni besleyemez ama Marmara Bölgesi bütün Türkiye'yi besleyebilecek güçte ve değerdedir. Şimdi burada çarkların durduğunu düşünün, daha biz doğru dürüst Güneydoğu sorununu çözememiş, onun bize vereceği hassasiyeti atlamamışken Marmara'da böyle bir darbe yersek ki bilmiyoruz yiyebiliriz de.
Hiç kimse de olmaz falan diyemez yani. Maraş işte, Maraş farkında mıydık? Biliyor muydunuz? Bas bas bağırıyorduk, ne oldu? Bir gece kalktık 56 bin kişi diyorlar. Ben bir bilim adamı olarak o rakamın çok daha fazla olacağından kuşkulanıyorum. Oldu işte, olabilir.
Eğer öyle olursa biz Türkiye'nin bağımsızlığını, ekonomik bağımsızlığını yitireceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Sadece bu ekonomik bağımsızlık mı dediğiniz zaman hayır, bu siyasi bağımsızlığa da sirayet edebilir. Bunu da Sayın Cumhurbaşkanımızın sözleri ile söyleyeyim size, Sayın Cumhurbaşkanımız bir televizyon konuşmasında aynen şöyle dedi; 'Bana gelip dediler ki IMF bizden 5 milyar dolar borç istiyor. Ben de dedim ki verin, bugün borç alan yarın talimat alır.’ Biz bu ülkeyi talimatla mı yöneteceğiz.'
Onun için deprem gerçek beka sorunudur. Bugünkü siyasetçilerin öyle sözünü ettiği eften püften beka değildir. Gerçek beka sorunudur, Türk ırkının, Türk milletinin, bizim neslimizin, çoluk çocuğumuzun özgür, ekonomik olarak bağımsız yaşayıp yaşamayacağını, hayatını sürdürüp sürdürmeyeceği sorunudur.
Onun için bu konuyu halk olarak defterinize alın, gündeminize alın. Hangi partiden, hangi siyasi görüşten olursanız olun bunu sizi yönetenlerden isteyin."