Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açılış konuşmasını yaptığı Enfeksiyon Hastalıkları Derneği tarafından çevrim içi düzenlenen 9’uncu Ulusal Aşı Sempozyumu sona erdi.
Dernek Başkanı Mehmet Ceyhan, sempozyumun detayları ile katılımcı bilim insanlarının önerilerini anlattı.
‘EN ÇOK AŞI KARARSIZLIĞI KONUŞULDU’
Ulusal Aşı Sempozyumu’nun 2005 yılından bu yana düzenlendiğini belirten Prof. Dr. Ceyhan,
şöyle konuştu:
* Ulusal Aşı Sempozyumu; en üst düzeyde aşı konusundaki bütün yenilikleri, teknolojik gelişmeleri, sosyal ve idari taraflarının birçok açıdan ele aldığımız bir toplantı.
* Ulusal Aşı Sempozyumu’nun 16’ncı yılı oldu. Beklendiği gibi bu yıl ağırlıklı olarak Covid-19 aşıları konuşuldu. Aşı kararsızlığı, sempozyumda önemli yer tuttu.
* Açılışta Sayın Bakan konuştu, sonrasında da en yetkili isimler, yurt içinden ve dışından bilgileri aktardı.
* ‘Aşı kararsızlığı ne durumda? Bu sorunu nasıl hallederiz?’ gibi konular çok uzun şekilde konuşuldu.
* Hukuki yönleri, basın tarafından nasıl ele alınacağı, sosyal yönden neler yapılması gerektiği ele alındı. İş gelip dolaşıp toplumu doğru bilgilendirmede neticeleniyor.
* Siz toplumu doğru bilgilendirmezseniz, aşı karşıtları gelip yalanlarla toplumu zehirliyor” dedi.
‘AŞI KARŞITI MESAJLAR 22 KAT FAZLA’
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, sempozyumda ortaya çıkan bir çalışmayı örnek göstererek, şu ifadeleri kullandı:
* Türkiye’de belli bir dönemde Twitter’da aşı yanlısı paylaşımların, tam 22 katı aşı karşıtı mesaj yayınlamış.
* Belli bir grubun, bütün vaktini ayırarak bu işle ciddi şekilde uğraştığı anlaşılıyor. ‘Bunların arkasındaki sponsor desteği kimdir?’ bunlar konuşuldu.
* Aşının önemi, üretimi ve gelecek hedefleri konuşuldu. Genellikle üzerinde durduğumuz şey şu oldu; aşıların etkinliği ve güvenliği konusunda hiçbir sorun yok ama yavaşız biraz.
* Bu hızla aşılamaya devam edersek, istediğimiz hedefe ulaşmamız çok zor gibi görünüyor.
* Bu yüzden devlet, aşılamayı hızlandıracak bazı önlemler almalı; aşı kararsızlığı ile mücadele ve bazı zorunlu uygulamalar gibi.
* Diğer ülkelerde de yapılan aşı faaliyetleri konuşuldu. Bizim şu andaki uygulamalar ile yüzde 80 hedefine varmamız biraz zor.
* Şu anda öyle bir noktadayız ki; aşılama sayımız düştüğü için aşı ile elde ettiği bağışıklığı kaybeden sayısı, her gün yeni aşılanan sayısından daha fazla.
* Bırakın, yüzde 80’e doğru gitmeyi geriye doğru gidiyoruz. Her gün aşı ile korunabilen, bağışık hale gelen insan sayısı bir önceki günden daha az. Bunu önlemek için mutlaka bir şeyler yapılmalı.
‘TEDBİRLERİN BİRAZ ARTTIRILMASI GEREKİR’
Uygulanan aşıların hepsinin etkin olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ceyhan, şu ifadeleri kullandı:
* En önemli şey şu oldu; birisi biraz daha fazla, birisi biraz daha az, şu anda kullanılan tüm aşılar etkin.
* Yan etki anlamında kimsenin kuşkusu yok. Problem burada şu; pandemi aşısının bir özelliği var, salgın aşılamasında daha koruyucu olmasından çok, daha erken bitirilecek bir aşılama gereklidir.
* Siz geciktikçe ortaya çıkan sonuç şu oluyor; bir taraftan aşılıyorsunuz ama yavaş aşılamayla daha önce aşıladıklarınız bağışıklıklarını kaybediyor.
* Böylece aşı ile korunan insan sayısı artacağına azalıyor. Hızlı bir şekilde vakit kaybetmeden sayı arttırılmalı.
*Devlet, önlem almalı. Bir defa aşı karşıtlarının, bu kadar rahat halkın kafasını karıştıracak yalan haberleri yaymaması lazım.
* İkincisi, bazı zorunlu aşı uygulamaları var. Kimse zorla aşı yapmak istemez ama geldiğimiz noktada geriye doğru gidiyoruz ve bunu tersine çevirmemiz lazım. Bazı zorunlu tedbirleri getirmemiz lazım. Bunu her ülke farklı şekilde uyguluyor.
* Mesela Almanya, aşısızlara PCR testini ücretli yapmaya başladı. Bir taraftan ‘Aşısız uçağa binemezsin ama sana bedava PCR yapacağım, sonuç negatif çıkarsa binebilirsin’ demek, çok etkili bir tedbir olmuyor.
* Bunların arttırılıp aşılılar ile aşısızların mümkün olduğu kadar bir araya gelmemesi gerek.
* Tedbirlerin biraz arttırılması gerekir. ‘İnsanları ikna yoluyla aşılayacağız’, çok güzel bir düşünce, ideal olan budur ama bununla çok ileri gidemediğimiz ortada.
* Demek ki, dönüp tedbir alma zamanının geldiğini görmeliyiz.
‘4 ÖNEMLİ BULAŞ YERİ VAR’
Prof. Dr. Ceyhan, şöyle devam etti:
* Vaka sayısını azaltmanın bir yolunu bulmalıyız. Bunun da 4 önemli bulaş yeri var. Biri evler, bununla ilgili bir şey yapamıyorsunuz.
*İkincisi toplu taşımalar. Buradaki kalabalığı azaltmanın yolu; kamu ve özel sektörde kademeli mesai sistemine geçmek.
*Üçüncüsü; kalabalık ve büyük iş yerleri. Sosyal mesafeyi sağlayamıyorsanız, yapmanız gereken esnek çalışma ve vardiya usulü çalışma ile kalabalığın birikmesine engel olmalısın.
*Dördüncü önemli ortam da toplantılar, düğünler, nişanlar, konserler gibi büyük toplanmaların önüne geçmelisiniz.
*Böyle ortamlarda süper bulaştırıcı denk gelinirse yüzlerce, binlerce vaka ortaya çıkıyor. Bunu da engellemek için bazı kısıtlamalar getirilmeli.
* Örneğin aşısız girilmez ya da test yaparak pozitif kişinin virüsü yaymasını engellemek lazım.
(DHA)