Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Twitter hesabından yaptığı özel hastanelerin ve üniversite hastanelerinin işleyişiyle ilgili paylaşımlar oldukça dikkat çekici.
Özel hastaneler için “Paralarını alıp gönderiyorlar” diyen Ceyhan’ın paylaşımı şöyle: “Bugün çok sayıda hastayı yatıramadık. Genellikle bir özel hastaneye gidiyorlar. Orada ağızdan antibiyotik başlıyorlar ve izliyorlar. Yanıt alamayınca veya hasta ağırlaşınca; bizim yapabileceğimiz bu, gidin kendinize yatabileceğiniz bir üniversite hastanesi bulun diyorlar.
Paralarını alıp gönderiyorlar.
Öncelikle böyle hasta sevkedilmez. Hasta o haliyle veya anne-baba kucağında hasta çocukla nasıl hastane hastane dolaşıp boş yer bulsun? Ya bulamazsa ne yapacak?”
Bugün çok sayıda hastayı yatıramadık. Genellikle bir özel hastaneye gidiyorlar. Orada ağızdan antibiyotik başlıyorlar ve izliyorlar. Yanıt alamayınca veya hasta ağırlaşınca; bizim yapabileceğimiz bu, gidin kendinize yatabileceğiniz bir üniversite hastanesi bulun diyorlar.
— Dr Mehmet Ceyhan (@mehmetceyhan23) December 1, 2022
HALKA YAZIK!
Üniversite hastanelerindeki duruma ve olması gerekene de değinen Prof. Dr. Ceyhan, paylaşımlarını sürdürerek şu açıklamayı yaptı:
“Üniversite hastaneleri dünyanın her yerinde son basamaktır, ancak onları daha iyi hale getirmek için gözleri gibi bakarlar. Orada çalışan hekimlere daha düşük ücret vererek hekimlerin fakülte hastanelerinden kaçmasına neden olmazlar.
Sadece hafif hastalara bakan özel hastaneleri denetlerler ve izin vermezler (tam hizmet verenler varsa, tenzih ederim).
Herşey bir tarafa; hekimlik çok özel bir meslektir.
Ülkenin en akıllı çocuklarını yetiştirmek üzere dünyanın en ağır eğitimini verecek yeterli eğitim kadroları yoksa; o eğitimi alana, verene ve en önemlisi hizmet alan halka yazık.
Hasta hizmeti eksik özel hastanelerde olmamalı, eğitim hizmeti eksik tıp fakülteleri de. Ve de sağlık hizmeti basamaklandırılmalıdır. Hastanın canının istediği hastaneye gitmesi hastaya iyilik olmuyor ne yazık ki.”