4-11 Ekim 2013 tarihlerinde gerçekleştirilecek 50. Festival programı içinde gösterimi yapılacak belgesel için program yapımcısı – yazar Nebil Özgentürk ve ekibi hummalı bir çalışma içinde. Nebil Özgentürk, Portakal’ın 40. Yıl belgeseline de imza atmıştı.
50. Yıl belgeseli için Antalya’nın farklı yerlerinde, kent kimliğine değer katan noktalarda, tarihi mekânlarda çekimler yapıldı. Yaşayan belediye başkanlarıyla kendi dönemleriyle ilgili görüşmeler yapıldı; anıları kaydedildi; yorumları alındı. Altın Portakal’ın farklı dönemlerine yönetici, görevli, sinemacı, sanatçı, gazeteci ya da izleyici olarak tanık olmuş isimlerle görüşmeler düzenlendi, röportajlar yapıldı. Gün yüzüne çıkarılan belge ve görüntülerle Altın Portakal’ın 50 yıllık geçmişinde gezintiye çıkıldı.
50. yıl belgeselinde, Antalya’nın mitolojilere konu binlerce yıllık geçmişine uzanıp; Dionysos şenlikleri ve Dytrambos törenlerinden Aspendos Tiyatrosu’nda 50’li ve 60’lı yıllarda gerçekleştirilen gösterilere, Aspendos şenliklerinden bugünün festivallerine gelindi.
Belgeselin yapımcısı Nebil Özgentürk
Belgeselin yapımcısı Nebil Özgentürk, çalışma, okuma ve araştırmalarının son hızla devam ettiğini; son on yılın festivallerinin oldukça hareketli geçmiş olmasından da ilham alarak renkli bir belgesele imza atacakları müjdesini verdi.
Özgentürk, Altın Portakal’ın 50 yıllık geçmişine ayna tutacak belgeselle ilgili çalışmaların seyri ve merak edilen diğer konulara ilişkin şunları söyledi:
Hikâyesi bol, konuğu bol bir belgesel tasarlıyoruz
Altın Portakal Film Festivali son 10 yılda her dönem olduğu gibi çok tartışıldı çok konuşuldu. Önceki yıllarla farklarını da.. Kalabalıklara, özellikle halka ulaşmasını da.. Uluslararası olma özelliğini, yıldızlar geçidine sahne olmasını, ve benim için en önemlisi, "gurur sayılacak" bir durumu.. Yapılamayan 79 ve 80 festivallerinin gündeme getirilişini ve daha pek çok şeyi.. Hikâyesi bol, konuğu bol bir belgesel tasarlıyoruz.. Çok kişiyle konuşacağız, çok hikâye arayacağız.. Çünkü sinema hikâye demektir.. Ve sinemacıların hikâyesi zengindir.. Sinemacıya sinema anlatmak zordur.. Bunu başarmaya çalışacağız..
En güzel hikâye anlatılmamış olandır…
Evet.. 40. Yıl belgeselini de yapmıştık Altın Portakal'ın ve oldukça keyif almıştık.. Sinemaseverlere, altın portakal tutkunlarına ve Antalyalı duyarlı sinema izleyicilerine "bir yudum" bir hikâye aktarmıştık.. 40. Yıl Gecesi'nde gösterildiği gibi ekranlara da yansıyan 40. yıl belgeseli ilgili ilgisiz pek çok kişinin dikkatini çekmişti.. Bilinmeyenleri aktarmış sinema tarihine ve festivallere ve tabii ki Altın portakal’ın geçmişine ayna tutmaya çalışmıştık.. Şimdi sıra 50. yıl belgeselinde.. Aynı titizlikle davranacağız ve hani derler ya "en güzel hikâye anlatılmamış olandır" diye.. İşte anlatılmamış hikâyeler de arayacak, bulacak, aktaracağız diye düşünüyorum.. Bu şansı yakaladığımız için mutluyum, ekip arkadaşlarımızla daha iyisini yapma gayretimiz olacak..
Festivale değil darbeye uyanıyor olmak
50. yıl belgeseli için şimdi ayrıntı vermek doğru olmaz, belgeseli gösterimine bırakmak daha doğrudur.. Ama yine önemle söylüyorum ki.. ülkemizin gördüğü sansür ve darbe dönemleri boyunca yapılamayan festivallerden 33 yıl sonra oyuncu ve yönetmenlerin duyguları ve Sayın Başkan Akaydın'ın bu dönemleri gündeme getirmiş olmasındaki heyecanı aktarmak iyi olacak diye düşünüyorum.. Ülkemiz tarihi açıcısından özellikle.. 40'ncı yıl belgeseli içinse şunu söyleyebilirim.. Belgeselin ilk dakikaları hatırlanacak olursa.. bir festival düşünülüp de tam yapılacağı gün, ülkede 27 Mayıs darbesinin olması, Antalya halkının ve sinemaseverin festivale değil de darbeye uyanıyor olması Aziz Nesinlik bir hikâye olarak tarihte yerini aldı..
Belgeselin Antalyalı konukları
Festivaller kenti olarak Antalya’nın tarih öncesini arkeolog Prof. Dr. Nevzat Çevik anlattı. “Bir Zamanlar Antalya”, “Antalya Folkloru” gibi eserlerinden tanıdığımız kent tarihçisi Hüseyin Çimrin izleyiciyi 1950´li yılların tiyatroları ve konserleriyle buluşturdu. Altın Portakal’ın kuruluşu, 60’lı yılların ilk festivalleri, Festivalin kurucusu Dr. Avni Tolunaylı yıllar, ilk kortej gösterileri, Hüseyin Çimrin’in o günlere ilişkin anılarıyla bütünleşiyor.
1973 yılında Antalya Belediye Başkanı seçilen Selahattin Tonguç, Plastik Sanatları da bünyesine alan festivalin 1978 sonrasında yaşadığı olaylı yılları anlattı. Ülkenin önde gelen sanatçılarına yaptırılan resim ve heykellerin nasıl yok edildiği, 1979’da sansür, 1980 yılında darbe nedeniyle yapılamayan festivallerin hazin öyküsü Tonguç’un anlatımları arasında yer aldı.
Festival’in 1989 - 1999 yılları, dönemin Belediye Başkanı Hasan Subaşı ve festivalde en uzun süre yöneticilik yapmış olma unvanına sahip Hüseyin Şanlı tarafından anlatıldı. 1999 – 2004 yıllarını dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Bekir Kumbul, AKSAV yöneticileri Mehmet Balcı ve Giray Ercenk anlattılar.
2004 – 2009 dönemi, Festivalin 2005 yılından itibaren uluslararası platforma taşınması, Avrasya Film Festivali, uluslararası film market, dünya sinemasının ünlü isimlerinin konuk edilmesi, ödül heykelciğinin değiştirilmesi, ve benzeri konu başlıkları ekseninde ele alındı.
1979 yılında sansür, 1980 yılında darbe nedeniyle yapılamayan 17. ve 18. Altın Portakal Film Festivalleri’nin 2011 yılında gerçekleştirilmesi, 30 - 31 yıl sonra ödüllerin sahiplerine verilmesi, Altın Portakal heykeline geri dönüş, Avrasya Film Festivalinin Altın Portakal çatısı altına alınması, Halkın Portakalı projesi, 50. Festivali düzenlemenin kendisine nasip olması, Mustafa Akaydın’ın anlatımları arasında yer alan konu başlıklarıydı.
Altın Portakal’a ilişkin uzun araştırmalara ve geniş arşivlere sahip Akın Önen ve Kenan Değer başta olmak üzere çok sayıda Antalyalı, bilgi ve birikimlerini belgesel yapımcılarıyla paylaşan isimler arasında yer aldı.