TRT Türk ekranlarında yayınlanan, Ömer Öztürk’ün yapımcılığını
ve sunuculuğunu üstlendiği ‘‘Vapurda Çay, Simit, Sohbet’’in bu
haftaki konuğu, Pinhani grubu. Vapur yolcuları eşliğinde çekimleri
yapılan programda Pinhani grubu da akustik performans
sergiliyor.
İşte, sohbette öne çıkanlar:
Pinhani: Popüler kültürün içindeyiz ama bize
dayatılandan farklı işler yapıyoruz.
Evde konser fikrine önce güldük, sonra fena olmadığına karar
verdik
SELİM: Aslında fikir, konser günü yaklaşmaya başladığında eve
dönüştü. Biz canlı müzik yapılan bir mekanda planlıyorduk önceden.
Kontrollü bir ortam bizim için daha avantajlı olur diye düşündük.
Zaten provaları evde yapıyorduk. Aslında Akın abinin fikriydi.
‘‘Konser de burada olsun.’’ dedi. İlk başta bu fikre güldük ama
sonradan hiç fena fikir olmadığına karar verdik.
Çekirdek Sanat Evi kayıtlarının bir nevi taklidini
yaptık
SİNAN: Çekirdek Sanat Evi kayıtlarını örnek almaya çalıştık. Orada
kayıt yapılıyor ve anında kasetlere basılıp veriliyor. Herşey
tamamen el emeği göz nuru. Bu vesileyle insanlar hem bir konsere
gitmiş oluyorlar, hem o konserden bir hatırayla dönüyorlar. O dönem
için çok ileri bir durum. Esas güzel olan kayıtlardaki samimiyet.
Gelen müzisyenler o işin önemini bilerek kayıtlara çıkıyorlar. Çok
iyi bir performans sergiliyorlar. Teknik imkanlar yetersiz tabii ki
ama o zaman için iyi. Bir alkış sesi geliyor ama testere sesi gibi.
O bile işin değerini arttırıyor. Biz de onun bir nevi taklidini
yapmaya çalıştık. Bugün için uç bir fikir tabii.
Popüler kültürün içindeyiz ama bize dayatılandan farklı
işler yapıyoruz.
SİNAN:Biz popüler kültürün nispeten içinde olup, dayattığı şeylerin
nispeten dışında kalan işler yapıyoruz. Bu şekilde de popüler
olunabileceğini gösteriyoruz. Aslında belki en çok ispat etmek
istediğimiz, hep aynı şeyleri değil de farklı şeyler yapmanın
popüler olmaya daha yatkın bir yol olduğu. Genel olarak yapılmamış
olanları arıyoruz. Mesela ilk albümde çıkış parçamız olan ‘’ Hele
Bi Gel’’ in çıkış noktası da böyle. 7/8lik bir parça. Bunlar halk
müziklerinde olan, aynı zamanda batıda da kullanılan ritmler ama
şimdikiler kullanmıyor. Belki halk müziğinde kullanıldığı için
dışlanan ritmler. Halbuki bunlar çok kullanılmadığı için insanlara
farklı geliyor.
Pinhani’yle yaptığımız müzik yurt dışına yönelik değil
SİNAN: Yurt dışında başarı açısından dilimiz Türkçe olduğu için
sözlü müzikte hiç şansımız olmuyor. Geriye bir tek enstrümantal
kalıyor. Bunun da birkaç örneği var. Genellikle menajerler,
prodüktörler yurt dışını değil, cebini düşünen küçük vizyonlu
insanlar. Ben şu ana kadar vizyonu yukarıda olan çok az müzisyen
gördüm. Müzisyenlik başka bir şey, uluslararası şöhret yakalamak
için yapılması gerekenler bambaşka şeyler. Biz bu albümü
çıkartırken ‘‘Yurt dışına açılmalı mıyız?’’ diye düşündük.
Çünkü burada belli bir dinleyici kitlemiz oluştu. Ama onun
için ekstra bir hırs gerekiyor. Belki gruptaki en hırslı tip benim
ama ben bile o hırsa sahip olmadığımı düşünüyorum.
‘‘Vapurda Çay, Simit, Sohbet’’ cumartesi 14.10 ve 00.30,
pazar 10.30’da TRT Türk’te izleyicileriyle buluşuyor.