'Polislere hafiyelik ve savcılara muhbirlik işini iyice benimsemişsin'

Nagehan Alçı'dan Ahmet Hakan'a yanıt geldi.

Google Haberlere Abone ol
'Polislere hafiyelik ve savcılara muhbirlik işini iyice benimsemişsin'

Habertürk'te Muharrem İnce'nin konuk olduğu Türkiye'nin Nabzı programının ardından Nagehan Alçı'yı eleştiren bir yazı kaleme alan Ahmet Hakan'a, Alçı'dan sert bir yanıt gelmişti. Ahmet Hakan, dünkü köşe yazısında Nagehan Alçı'ya "Ne oldu sizin şu Bank Asya işi?" diye sormuştu. Alçı'dan çok sert yanıt geldi.



Nagehan ALÇI / HABERTÜRK



BRAVO! MUHBİRLİĞİNİ BİR KEZ DAHA TESCİLLEDİN!



GÖRÜYORUM ki polislere hafiyelik ve savcılara muhbirlik işini iyice benimsemişsin. Kanal D’den sonra Hürriyet’ten de gönderilme ve hapse atılma korkusuyla karakterine son derece uygun bir meslek olan jurnalcilik limanına demir atmışsın. Bana düşmanlık etmeni doğal karşılıyorum. Hiç kızmıyorum.



Fakaat... Sen en yakınlarını, gazeteci dostlarını bile tutuklanmaları için köşenden polise jurnal etmiş bir insansın. Kendini kurtarmak için yaptın böyle bir ispiyonculuğu. Bu, sadece benim değil senin en yakın çalışma arkadaşlarının da tespit ettiği bir gerçek.



Benim cumartesi günkü yazımda tek bir hakaret, tek bir iftira yok. Hepsi örnekleriyle ispatlanmış gerçekler. 1 Mayıs 2018’deki “28 Şubat’ın sivil ayağı operasyonu mu geliyor?” başlıklı yazındaki şu satırların, tıpkı Barış Atay’ı içeri attırmak için yazdığın polis muhbiri yazısının bir kopyası:



“Seçim öncesi büyük, kapsamlı bir 28 Şubat sivil ayak operasyonu geliyor. Bu öyle bir operasyon olacak ki... Hiç akla gelmeyen isimler bu operasyonda gözaltına alınacak. Gündem sarsılacak. Herkes şaşıracak.”



28 Şubat davasında tutuklanmak istenen gazetecilerin isim isim yazıldığı bir dönemde polislere ve savcılara zemin hazırlamak, olası gözaltıları meşrulaştırmak için bu yazıyı kasten yayınlıyorsun ve bu insanlar senin en yakın arkadaşların. Niye yapıyorsun bu muhbirliği? Sırf yeni egemenlerine yaranmak ve şahsi menfaatlerin için.



Bu yaptığını tarif etmek için çok daha ağır sıfatlar var ama erkek egemen kültürün çirkin kelimelerini kullanmak istemiyorum. Hele daha 2 ay öncesine kadar bir dakika yanından ayrılmadığın eski patronun Aydın Doğan’a yönelik bu yaptığın “28 Şubat ihbarcılığı” inanılmaz bir ihanet! 1 Mayıs’taki yazın ortada duruyor...



Şahsi nefretin yüzünden Barış Atay’ı tutuklatmak için ihbar ettiğine tüm Türkiye şahit oldu. En yakınların bile “Bu yazı neticesinde Atay’ın gözaltına alınacağını bilerek yazdı” dediler. İşte sen böyle bir insansın... Tıpkı 17-25 Aralık FETÖ darbe teşebbüsünde Erdoğan’ı hapse atmak isteyen FETÖ’cülere alenen tetikçilik yaptığın gibi şimdi de yaranmak istediğin yeni güçlere tetikçilik başvurusunda bulunuyorsun. Çünkü çok korkuyorsun ve bu korku yüzünden yazdıklarını bile inkâr ediyorsun.



27 Ağustos 2015’teki yazında FETÖ yalanlarını referans yaparak Erdoğan’a alenen “Hırsız” diye hakaret etmedin mi? Erdoğan’ı destekleyen yazarlara da “Hırsız goygoycuları” demedin mi? Yazı çok açık. Senin tıynetinde biri olsam 17-25 Aralık FETÖ darbe teşebbüsünün en hararetli tetikçilerinden biri olan senin secereni çıkarırım ama senin gibi bir muhbir için bile Türkiye’nin normalleşmesini istiyorum. O yüzden yapmayacağım.



Halbuki sen elinde hiçbir güç yokken bile şahsi çıkarların için en yakınlarını hapse attırmaya kalkan birisin. Bir de gücün olsa Stalin kadar zalim olursun herhalde. Ama bu millet senin gibilere hiçbir zaman izin vermeyecek.



SIRADAN BİR KREDİNİN SIRA DIŞI HİKÂYESİ



DEFALARCA yazdım. 2013’ün şubat ayında Bank Asya’dan kredi aldık ve halen TMSF’ye kuruşu kuruşuna ve vadesini bir gün bile geçirmeden ödüyoruz. Tıpkı Akbank, Garanti Bankası ve İş Bankası’ndan da kredi çektiğimiz ve kuruşu kuruşuna ödediğimiz gibi.



Bu kredileri şeffaf biçimde herkese söyleyen benim, çünkü saklayacak bir şeyim yok. Bütün Türk ve dünya bankalarında kredibilitesi yani itibarı yüksek insan olmak gurur duyulacak bir şeydir. En yakın dostlarını ihbar etmek gibi utanç duyulacak bir şey değildir.



Şubat 2013’te Türkiye Cumhuriyeti’nin neredeyse tüm kurumlarının o bankada parası vardı. Devlet nezdinde hukuken meşru bir bankaydı çünkü.



Üst düzey yargı yetkililerine sorup öğrendim: O meşru dönemde bu bankada hesabı var, kredi çekmiş diye yargılanan tek bir kişi yok. Muhbir şahıs, “Bank Asya’nın önünden geçen tutuklanıyor” diyerek aslında FETÖ kara propagandasına hizmet ediyor. 17-25 Aralık FETÖ darbe teşebbüsünden sonra bu banka batar gibi olunca, Fethullah Gülen’in açık talimatı üzerine 25 bin TL ve üstü para yatıranların örgüt üyesi ya da örgüt sempatizanı olduğuna dair karine teşkil ettiği düşünülüyor ve yargıya konu olan kısım bu. Peki ya Bank Asya’ya TMSF el koyarken ve örgüt gazetelerine hukuken kayyum atanırken yani 2015- 16 döneminde bile FETÖ’nün yanında saf tutan sen? Esas sen bir izah et bakalım bu FETÖ yandaşlığını...



Yazının devamını okumak için TIKLAYIN


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin