Başbakan 3 yıldır neredeydi?
- Dizi (Muhteşem Yüzyıl) 3 yıldır ekranları işgal ediyor. Beğenelim
veya beğenmeyelim sınırları aştı. Hatta yurtdışında daha çok işgal
ediyor ekranı. İşgal etme nedenleri farklıdır. Birincisi gerçekten
bir plastik başarı. Oyuncular hakikaten iyi. Alıştığımız sinema
oyuncuları değiller. Yeniçeriler boylu poslu. Bütün bunlar, o
Ottoman imajı dışarıyı etkiliyor.
- Bunlar bizim ecdadımız mı diyor Başbakan? E ecdadınız değil ama 3
yıldır neredeydiniz? 3 yıl geçtikten sonra bu gibi saldırıların
manası yok.
Devlet müdahale eder bağırıp çağırmaz
- Ben Muhteşem Yüzyıl'a Erhan Afyoncu ve Deniz Esemenli'yi tavsiye
ettim. Ama bu arkadaşlarla geçinemedi senarist. Sık sık kavga
ettiler, dinlemediler. Elbette onların bilgisi fazla gelir oraya. O
zaman devlet parayı yatırır ve bu arkadaşları uzman diye sokar. Bu
sansür değildir.
- Ecdadımıza yakışmıyor diye diziyi yasaklayalım. Peki kim ödeyecek
bunu? Bu kadar insan geçiniyor buradan. Ve bu başarılı bir iş.
Gürültüyle olacak birşey değil. Film endüstrisine devlet müdahale
eder ama böyle bağırıp çağırarak sopayla filan değil. Çok rafine
yolları vardır bunun. Avrupa'da da böyledir. Para verir devlet ve
bu işler yönlendirilir. Başka türlü olmaz. Bu ayıpta değildir,
günahta değildir.
Bu iş TRT gibi yapılmaz
- Almanya ve Fransa'da kitap ve sinema konusunda devletin ciddi bir
yatırımı vardır. Bu yolla da müdahale eder. Bizde de aynı şeyleri
yapmaya kalkarsan ilk anda ortaya çok komik şeyler çıkabilir ama
nihayet bu da bir kontrol meselesidir. TRT çok komik bir şekilde
dağıtırsa parayı ancak patlıcan toplar. Bu iş TRT gibi
yapılmıyor.
Oğlunu da boğdurur kardeşini de
- İnanç ve teori şudur, 'Sultan Süleyman Han Allah'ın
iradesiyle bir büyük devletin ve milyonlarca insanın başına
gelmiştir'. Yani Süleyman efendi değil bu, Süleyman Han. Bunun oğlu
etrafın kışkırtmasıyla isyana hazırlanıyor. Bunun kellesi gider. Bu
boğdurulur. Diğer oğlu Şehzade Bayezid bir süre sonra aynı şeyi
yapıyor. Oğlunu da boğdurur kardeşini de. Herkes boğdurur. Padişah
dediğiniz size benzemez. Kızlarını boğdurmazlar çünkü isyan
tehlikesi yok. Kızlarını çok sever ve çok şımartırlar.
Herhalde Kültür Bakanı'nın Başbakan'a burukluğu
var
- Cem Sultan vakasına bakın. Her kardeş kavgası binlerce insanın
kellesine ve anarşiye maloluyor. Aynı şey Rusya tarihinde,
İngiltere tarihinde de vardır. Böyle kolay hüküm verilmez. Kendi
kardeşin değil ki padişahın kardeşi size ne.
- Sayın Kültür Bakanı'nın herhalde Başbakan'a biraz burukluğu var,
o yüzden böyle bir açıklama yapmış. O öyle dediyse ben böyle dedim
diye. Bunlar anlatılmıştır kendisine herhalde. Hala aynı şeyde
ısrar ediyorsa o onun bileceği iş.
- Benim aram çok iyi olmadı ama doğruyu söylemek gerekir ki Kültür
Bakanımız güzel konuşan bir adamdır. Kendine göre bir okuması
vardır. Merakı vardır. Başbakan'ın da ondan aşağı kalır
tarafı yok. Çok güzel şiir biliyor. Mesela sizin çoğunuzda olmayan
özellik, şiir okumuş adam. Ezberlemiş. Şiir bilmeyen dilini
bilmez.
Harem dizisi komik değil, kendileri gülsünler
- Bunları açıktan açığa eleştirmek çok doğru değil ama bir
pespayelik de var. Çok açık. Aman ne komiği, kendi gülsün. Aynı
şeyi Bizans için de yaptılar. Kendileri gülsünler
Muhteşem Yüzyıl teklifini kabul etmedim, başıma geleceği
biliyordum
- Başbakan'ın ecdadımız değil diye eleştirdiği şu; Muhteşem
Yüzyıl'daki harem harem değil, o İbrahim Paşa değil, Sultan
Süleyman'ın kendisi değil. Divan-ı Humayun Divan-ı Humayun değil.
Ben birebir çevir demiyorum ama bir hava var, o havadan haberleri
yok.
- Avrupa'da iş yapıyor, tonla para geliyor adama. Filmi yapanın da
derdi o zaten. İzleniyor, çünkü Kanuni, Hürrem bir yürüyorlar uçar
gibi, hayran oluyorsunuz. Bir de iyi mensucat işi yapmışız. Hepsi
bu. Burada başka birşey yok. Entelektüel rejisör yok, kültüre
meraklı bir yatırımcı yok.
- Muhteşem Yüzyıl dizisi için bana müşavirlik teklifiyle
geldiklerinde ben yapmam dedim. Çünkü başıma geleceği biliyorum.
Bizim sinema piyasasında mühim olan tüm dünyada olduğu gibi para
kazanmaktır.
Diziyi yapanlar Başbakan'ın taraftarları
- O diziyi yapanlar Başvekilimizin taraftarlarındandır. Para
kokusu herşeyi bastırır bu memlekette. Parayı sevmek, para kazanmak
bazılarının düşündüğü gibi ayıp filan değildir. Fakat batı
toplumunun medeni toplumun insanı parayla edeceği amacı öne koymayı
bilir. Adam ilim, sanat, güzel bir kültür egzisi yapmayacaksa,
yaşadığı şehri güzel anıtlarla donatmayacaksa bu para ne işe yarar
diye sorar sık sık. Maalesef Türkiye'de amaç filan yoktur. İnsanlar
parayı severler ve sadece parayı severler.
Sultanlar göğsü açık gezebilirler
- Dizide harem ile ilgili hiçbir bilgi yok. Türk sinemacısı
teferruat sevmez. Halbuki sanatçılığın birinci şartı teferruat
sevmektir.
- Haremde göğsü açık gezmişler çünkü orası onların evi. Oraya giren
tek erkek padişahın kendisi. Şehzade efendiler bile belirli bir
yaştan sonra ayrılıyor. Açıkta olur kapalı da, böyle şeylere
takılmaz. Ama bir masanın etrafında sadraazam ve eşi, padişah ve
gözdesi oturup yemek yemez yok böyle birşey. Tamamen de kaç göç
değil. Topkapı Sarayı'nda havuz olan yerde bir sofa vardır orada
padişah valide sultan ve haseki ile filan otururken ulemadan
birinin geldiği de oluyor. Bazı vakalardan biliyoruz ki o kadar da
kapalı değil hayat.
Osmanlı'da kadınlar kafes arkasında filan
oturmazdı
- Osmanlı'da kadınlar kafes arkasında otururlarmış, böyle
efsaneleri kafanızdan çıkarın. Kadınlar kafes arkasında oturmazlar.
Gelen seyyahlar kadınların çok gezdiğini söylüyor. Tabii koca
imparatorluk. Bazı yerlerde de kaç göç gibi şartlar olabilir..
Ölüye yalan söylenmez
- Ölenlerin arkasından konuşulmuyormuş ama çok mükemmel demekte
saygısızlık ölüye yalan söylenmez. Meral Okay çok hoş bir insan,
cahil filan hiç değil, kolej eğitimli bir kızdı. Bir takım şeyleri
de mutlaka biliyordu ama tarihçilik başka birşey.
Kanuni'nin sefer günlüklerinde ilginç detaylar
var
- Kanuni'nin hayatı günü gününe bellidir.
- Kanuni Sultan Süleyman Han'ın 13 seferi var. Yatağında ölenlerden
değil. Geniş zihniyetli bir senarist oturur bu seferleri yazar
çizer. O sefer günlüklerini okuduğunda orjinal, ilginç şeyler var.
Mesela atları yol üzerinde tarlaya saldığı için iki yeniçeri
giderildi diyor. Bunlar yok. Çünkü sefer sahnesi çok pahalıya
maloluyor. Bunlar tüccar. Bunu görmek lazım. Bu Meral'in kabahati
de değil. Allah bilir o yazsa kes diyecektiler.
Kanuni tek eşliydi
- Kanuni Sultan Süleyman tek eşli bir adam. Birkaç eşi oldu ama,
ölüm, ayrılma vs. gibi sebeplerden dolayı.
Hürrem Sultan zeki ve güzel
- Hürrem Sultan gayet güzel ve gayet zeki bir kadın. Çok errkenden
çok güzel şiir öğreniyor ve Türkçe öğreniyor. Dizideki Hürrem
değil. O Alman. Hürrem Sultan'ın bilinen portresi gibi tablolar,
yüzde yüz doğru değildir ama oldukça iyi tarife dayanır.
Kanuni dememizin bir sebebi yok
- Sultan Süleyman, Soliman Magnifique'tir. Kılığı, kıyafeti,
yaşamı, entelektüel kapasitesiyle. Avrupa saraylarında, dünyada
Magnifique diye bahsedilir. Asıl mesleği kuyumculuktur.
- Bizim Sultan Süleyman'a Kanuni dememizin bir sebebi yoktur. Her
padişah kanunname yapar, onları metetmek için demişler herhalde.
Bir kere Ebussuud gibi koca nişancının yaşadığı bir devirde
Kanuni'yi hukukşinas bir padişah gibi yorumlamakta aşırı bir
gayret. Biraz yağcılık.
600 kadını olan padişah kim?
- 600 kadını olan padişah var. Sultan İbrahim ile 3. Murad
fevkalade kalabalık bir harem halkının ortasında ama herkes öyle
değil. Kanuni öyle değil mesela.
Padişahlar neden hiç hacca gitmedi?
- 19. yüzyıla kadar hac 1 yıl sürerdi. Padişahlar o yüzden hacca
gitmedi. Sefere gider. Seferde iş yapıyor. Ama hac bir
meditasyondur. Farzı kendi kendini tecerrüt etmektir. Devletten
filan herşeyden uzaksınız. O anda, tavaf anında size bir haber
filan gelemez. O yüzden padişah gitmez. Yerine vekil gönderir.
Bugünkü şartlar olsa iş değişirdi. Şimdi bir tecerrüt seferi
olmaktan çıktı. Orada devlet adamları buluşuyorlar, büyük
meseleleri hallediyorlar.
Matbaa neden geç geldi?
- Matbaanın 350 yıl sonra gelmesi Batı Avrupa'ya göre çok büyük bir
noksan. Balkanların ve Doğu Avrupalıların da okuma yazma işi bizden
daha iyi değildir. Matbaa herşeyi çözmüyor. Türkler okumaktan çok
konuşmayı, dinlemeyi severler. Ulemanın yasaklaması bir dereceye
kadar ama Venedik'ten cam getiriyorsun matbaa da var orada o niye
gelmiyor?
Türk edebiyatı romanla Nobel'i haketmiş
sayılmaz
- Nobel alanımız da alır tamam. Bu hoş birşeydir. İnşallah da daha
çok alacak ama Türk edebiyatı romanla Nobel alırsa haketmiş
sayılmaz. Çünkü Türk edebiyatının Nobel'i hakedişi şiirledir.
Malesef şiirimiz iyi çevrilmediği ve tanınmadığı için orada pek
ilgi duyulmuyor.
Ortaylı'dan Muhteşem Yüzyıl tepkisi: 3 yıldır neredeydi?
İlber Ortaylı, Abbas Güçlü ile Genç Bakış'ta gençlerin sorularını cevapladı...
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin