Kabare Dada ve Net Sanat tarafından hayata geçirilen oyunun bilet gelirleri, 6 Şubat'taki Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen afetzedelerle paylaşılacak.
Okan Bayülgen, oyun öncesi AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Depremzedeler için oynuyoruz' dediğiniz zaman bu dekoru getiren kamyonun, salon kirasının, oyuncu yevmiyelerinin, ışık ve ses gibi diğer teknik unsurların kazanç sağlamadığı, hepsinin depremzedeler için oynadığı anlamına gelir. Hayır, gelir paylaşımı yapıyoruz. Bunun seyirciye de böyle bildirilmesi, açıkça söylenmesi lazım. Biz hem kendi kabaremizde hem de buradaki ve diğer büyük salonlardaki büyük oyunumuzda yani Richard'da gelir paylaşımı yapıyoruz. Yani emekçilerin paralarını ödüyoruz, ondan sonra kendi kârımızdan vazgeçiyoruz, yaptığımız şey bu." diye konuştu.
Herkesin ücret almadan çalıştığı bir oyunun ancak bir kez oynanabileceğini vurgulayan Bayülgen, halbuki "Richard" oynandığı süre boyunca kârını depremzedelerle paylaştıklarını anlattı.
Tiyatronun genelde bir eğlence olarak kabul edildiğini belirten Bayülgen, "Göç ve sığınmacılık sorununu işlediğimiz bütün bu sorunları bugünün dünyasından bakarak 15. yüzyıl İngiltere'sine, 16. yüzyıl Shakespeare İngiltere'sine, kraliyete, iyiliğin ve kötülüğün anlamlarını sorgulayarak baktığımız bir oyun oynuyoruz. Buna eğlence denilebilir mi? Hayır ama seyircinin içinin rahatlaması gerekiyor. Bizim de ödevimizi yapmamız gerekiyor. Kazandığımız üç beş kuruştan mutlaka bu ödevi yapmamız gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Tiyatrocuların süreçte önemli bir görev üstlendiklerini anlatan Bayülgen, "Hem kabaremizden hem de bu oyunda oynayan arkadaşlarımız, ara verdiğimiz süreçte deprem bölgelerine gittiler. Orada yapabildikleri, ellerinden geldiği kadar çaba sarf ettiler. Benim tanıdığım çok fazla tiyatrocu deprem bölgesindeydi." şeklinde konuştu.
'İnsanların bir arada olmaya ihtiyaçları var'
Okan Bayülgen, tiyatroların, konserlerin, müzik performanslarının hatta sinemaların insanların toplumun bir araya gelmesi bakımından önemli olduğunu belirterek, "İnsanların bir arada olmaya ihtiyaçları var. Yarın bir mutlulukta neşeli türküler söyleriz. Bugün hüzünde ağıt yakarız, üzgün üzgün türkü söyleriz. Ölülerimizi gömerken de müzik var. Her yerde müzik var. Her yerde oyun var. Sanat her şeyin içerisinde." değerlendirmesini yaptı.
Shakespeare'in çıraklık dönemine rastlayan eserini bir ekip çalışması yaparak sahnelediklerini dile getiren ve oyuna ilişkin bilgiler paylaşan Bayülgen, şunları kaydetti:
"Bu yaşayan karaktere kendi krallığında bir öteki olan bu karakterle bizim dünyamızdan Orta Doğu'dan Asya'dan buradan bir yerden İngiltere'ye gidip orada yaşamaya çalışan bir kişiyle paralellik kurarak bir alternatif Richard yaratarak Shakespeare'ın III. Richard'ını anlatıyoruz seyirciye. Hem de bugünün dünyasından bir tartışma yaratmaya çalışıyoruz. Bu tartışma ne işe yarar? Hep beraber oturup tartışalım diye değil, özdeşleşmemize yarar. Kafamızda bazı soruların yanıtlarını aramaya yarar."
Her kişinin kendisini sorgulayabileceği bir oyun yapmak istediklerini vurgulayan Bayülgen, şöyle konuştu:
"Dekoruyla, kostümüyle, müziğiyle, ışığıyla güzel bir seyirlik olsun istedik. Onun için zor, entelektüel ve biraz kafa çalıştırılması gereken bir oyun. Ama bunun için de ne yapıyoruz? Oyundan sonra bir festival alışkanlığını sürekli kıldık, yani seyirciyle söyleşi. Seyirciyle söyleşiyoruz ve salonun büyük bir bölümü de söyleşiye kalıyor ve o zaman da bir seyirciyi dinliyoruz. Bakalım seyircinin yorumları ne olmuş diye."
Oyunun kadrosunda Okan Bayülgen'e aralarında Şenay Gürler, Ebru Unurtan, Nihal Usanmaz, Kevork Türker, Kubilay Çamlıdağ, Oral Özer, Özgün Çoban ve Volkan Ateş Gündüz'ün de bulunduğu bir ekip eşlik etti.
İlber Ortaylı'nın da izleyiciler arasında yer aldığı oyunun sonunda, Richard'da sahneye çıkan oyuncuların katıldığı bir söyleşi gerçekleştirildi.