Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nin yanında bulunan
büyük salonda yapılan duruşmada CHP Zonguldak
Milletvekili Mehmet Haberal, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay,
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Gazeteci Tuncay Özkan ve
eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin'in de
aralarında bulunduğu 37 tutuklu sanık hazır bulundu.
Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ ve YAŞ üyesi
Orgeneral Nusret Taşdeler'in de aralarında bulunduğu 29 tutuklu
sanık ise duruşmaya katılmadı. Başka suçtan tutuklu bu davadan
tutuksuz yargılanan Yalçın Küçük ve Sami Hoştan da duruşmaya
katıldı.
"İDDİALARIN TAMAMI YALAN"
Duruşmada, sanık emekli Albay Hasan Atilla Uğur, savcılar
tarafından sunulan 2 bin 271 sayfalık mütalaaya ilişkin savunmasını
yaptı. Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, “Avukatınız burada
hazır. Savunma yapmaya hazır mısınız” diye sorunca Uğur, “Savunma
yapmaya hazır değilim. Ama çeşitli iddialara ilişkin beyanlarda
bulunacağım” diye konuştu. Sanıkların 'Darbeye teşebbüs' iddiasıyla
suçlandığını söyleyen Uğur, "Cinayet, hırsızlık gibi suçlarla
ilgili hazırlanan iddianamelerde bile suç tarihi ve saati yazılır.
Bu mütalaada suç tarihleri farklı. Darbe teşebbüsü 2003, 2006, 2009
ve 2011 mi, belli değil. İddianame ve mütalaaya göre sürekli darbe
paranoyası içinde yaşayan insanlar var. Sürekli darbe teşebbüsü
içindeler. Böyle saçma bir şey olamaz. İddiaların tamamı külliyen
yalandır. Mütalaada somut suç isnat edilmemiştir, somut delil
ortaya konmamıştır” dedi.
"KOMPLO ROMANI"
Yasalar değişmese idamla yargılanacağını ifade eden Uğur, "Dava
6 yıldır devam etmektedir. 18 Mart günü açıklanan mütalaa gerçek
dışı, hukuksuzdur. Mütalaanın dili, iddianame diliyle aynıdır.
Komplo romanı oluşturulmuştur" ifadelerini kullandı. 2 saatlik son
savunma süresini eleştiren Uğur, dosyada milyonlarca sayfa
olduğunu, mahkemenin bu uygulamayla ileride mahkumiyet kararı
vereceğini, bunun da ihsası rey anlamına geldiğini
savundu.
"ÖCALAN BİR PARANOYAKTIR"
Emekli Albay Hasan Atilla Uğur, Abdullah Öcalan'ın Türkiye 'ye getirildiğinde sorgusuna katıldığını anlatarak "Apo kendisiyle konuşanı tartar. Elini veren kolunu kaptırır. Sorgularken Barış Manço'nun ölüm haberi geldi. Bize dönüp gözlerini açarak 'Ben de üzüldüm. Barış Manço'yu kim öldürmüş' diye sordu. O bir paranoyaktır" dedi. (DHA)