5 Ağustos’ta başlayan Süper Lig’de ilk bir aylık dönem henüz yeni tamamlanmışken, Transfermarkt.com.tr verilerine göre toplamda irili ufaklı 10’dan fazla sakatlık yaşanması futbolseverleri şaşırttı.
Yoğun bir kamp döneminden gelerek lige başlayan takımlarda bu kadar çok sakatlık yaşanması, “Futbolcular kamp döneminde yeterince idman yapamıyor mu? Lige hazır değiller mi?” sorularını akıllara getirdi.
“KISA ZAMANDA BAŞARI BEKLENTİSİ SAKATLIKLARI ARTIRIYOR”
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Sporcu Sağlığı Merkezi Müdürü ve Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurzat Elmalı, futbolcuların çoğunun fiziksel ve mental açıdan tam anlamıyla hazır olmadan lige başladıklarını kaydetti. Elmalı, “Futbol dünyanın en popüler spor dalı ve artık günümüzde bir endüstri halini aldı. Bu da futbola büyük maddi yatırımlar yapılmasının yolunu açtı. Dolayısıyla sporculardan üst düzey performans beklentisi gündeme geldi. Kısa süre içerisinde başarı beklentisi futbolcunun sezona fiziksel ve mental olarak yeterince hazırlanmadan maçlardaki yerini almasına neden oluyor. Bu da sakatlanma riskini artırıyor” dedi.
SEZON BAŞINDA EN ÇOK HANGİ SAKATLIKLAR GÖRÜLÜYOR?
Futbolcularda sezon başlarında en çok rastlanan sakatlıkların kas ve tendon yaralanmaları, ön çapraz bağ yaralanmaları ve menisküs yırtıkları olduğunu belirten Elmalı, “Bu durumda sezon öncesi kampları büyük önem taşıyor. Futbolda sezon öncesi hazırlık sürecinin en az 6-8 hafta olması gerekir. Sporcu sezon öncesi hazırlık dönemini iyi geçirmemişse, yetersiz antrenman yapmış ise beslenmesine dikkat etmiyorsa, hele de önceki sezondan kalma sakatlık durumu ya da uzun süren antrenmansızlığı söz konusuysa sakatlanma riski artıyor. Uzun sakatlık süreçlerinin dezavantajı, sezon başı kamp sürecinin kaçırılıp takımdan ayrı kalınmasıdır” diye konuştu.
“ŞİDDET-SÜRE-SIKLIK DENGESİ BOZULUNCA SAKATLIK RİSKİ ARTIYOR”
Antrenmanlarda şiddet, süre ve sıklık üçlüsünden birinin artmasının sakatlık riskini artırdığını ifade eden Elmalı, “Spor sakatlıklarında özellikle adale ve tendon yapılarında gereğinden fazla yüklenme ye bağlı kasık çekmesi veya uyluk arka adalesinin çekmesi gibi aşırı kullanıma bağlı yaralanmalar, zamanında fark edilip önlem alınmaz ise kişinin uzun süre sportif aktiviteden uzak kalmasına neden olur. Konsantrasyon eksikliği, stres, uykusuzluk, yorgunluk gibi zihinsel hazırlığın tamamlanmaması gibi psikolojik faktörler de sakatlanmalarda etkili olur. Ayrıca spor yapılan zemin, kullanılan malzemeler, antrenman tekniği, hava şartları ve sporcunun anatomik yapısı da sakatlıkların oluşmasında önemli” değerlendirmelerinde bulundu.
“SEZON ÖNCESİ KAMPLARDA KULÜP DOKTORLARINA ÇOK İŞ DÜŞÜYOR”
Sezon öncesi kamplarda kulüp doktorlarına çok büyük iş düştüğünü belirten Elmalı, “Sporcunun sezon başına olabildiğince hazır girmesi ve antrenman programına uyması sakatlıkların olmaması için önemlidir. Spor sakatlıklarının tanı ve tedavisi multidisipliner bir yaklaşım gerektirir. Bugün Süper Lig ve 1. Lig kulüplerinde takım doktorunun yanında mutlaka bir performans uzmanı, beslenme uzmanı, spor psikoloğu, fizyoterapist ve masör bulunma zorunluluğu var. Sağlık ekibinin uyumlu ve koordineli çalışmasının yanında FIFA’nın uygulamaya koyduğu yaralanmaları önleyici antrenman programlarının uygulanmasıyla bu sakatlıkları yarı yarıya azaltmak mümkün. Sağlık ekibiyle teknik ekibin uyumlu çalışması, sezon öncesi değerlendirme, muayene, sporcunun sakatlık mekanizmaları ve bunları önleyebilecek yöntemler hakkında eğitilmesi de sakatlıkların önlenmesinde çok önemlidir. Erken tanı ve uygun tedavi, erken dönemde başlayan rehabilitasyon, problemin kronikleşmesine ve kalıcı fonksiyon kayıpları oluşmasına engel olur. Sağlık ekibi, öncelikle sporcunun sezon başı sağlık muayenesinden başlayarak, sporcuların hemen tüm problemleriyle yakından ilgilenmelidir. Sporcunun sezon öncesi performans testlerinin yapılması ve kondisyon düzeylerinin değerlendirilmesiyle sakatlanmaya elverişli eklem ve kasları tespit edilmeli, tespit edilen eksiklikleri gidermeye yönelik egzersizler ve antrenman programları düzenlenmelidir” dedi.
BEZMİÂLEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ SPORCU SAĞLIĞI MERKEZİ HAKKINDA
Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Sporcu Sağlığı Merkezi hakkında da bilgi veren Elmalı, “Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Sporcu Sağlığı Merkezi olarak başlıca hedefimiz, bilimsel veriler ışığında sporcuların sakatlanmalarını önlemek, sakatlanmış sporcuların ise sahaya güvenli ve hızlı bir şekilde dönmelerini sağlamak ve her branştaki ve her yaştaki sporcularımıza Bezmiâlem'in uluslararası düzeyde tanınan deneyimli akademik öğretim elemanı kadrosunun desteği ile teknolojinin geniş olanaklarından yararlanarak dünya standartlarında, çağdaş, yenilikçi, tıbbi etik ilkelerinden ödün vermeden, multidisipliner bir yaklaşımla hizmet verebilmektir” şeklinde konuştu.
FUTBOLCU SAĞLIĞI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DA VAR
Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Sporcu Sağlığı Merkezi, üniversitenin Eyüpsultan Yerleşkesinde 1100 metre karelik alana kurulu, içerisinde poliklinikler, performans test laboratuvarı, kuvvetlendirme/koordinasyon salonu ve günde 150 sporcuyu tedavi edebilme kapasitesine sahip sportif rehabilitasyon ünitesi ile hizmet veriyor. Üniversitenin Sağlık Bilimleri Enstitüsü bünyesinde ayrıca, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi ile eşzamanlı olarak “Futbolcu Sağlığı Tezli Yüksek Lisans Programı” ile konunun uzmanı olan hekimlere eğitim veriliyor. Bu programda spora özel yaralanmalardan koruyucu yöntemler, yaralanmalar sonrası uygulanan konservatif ya da cerrahi tedaviler, spora dönüş süreci gibi konularda, Ortopedi ve Travmatoloji ile Spor Hekimliği Anabilim Dallarındaki deneyimli öğretim elemanlarıyla multidisipliner eğitim veriliyor. Söz konusu yüksek lisans programındaki pratik uygulamalar ve yüksek lisans tez çalışmaları için yine Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Sporcu Sağlığı Merkezi’nden faydalanılıyor.