Son günlerde yaptıgı açıklamalarla dikkat çeken Niran
Ünsal, Michael Kuyucu’nun RS FM’de hazırlayıp sunduğu
'Müziğin K.M. Taşları' programına konuk oldu.
Niran Ünsal ailesinin dördüncü kuşak müzisyeni
olduğunu söyledi. Ünsal, ailesinin Atatürk ile olan bilinmeyen
hikâyesini ilk kez Michael Kuyucu’ya anlattı. Şarkıcı, Michael
Kuyucu’ya bir ulusal algıyı koruma yasası çıkartmak için
uğraştığını söyledi ve popüler kültüre yönelik çok ağır
eleştirilerde bulundu.
Ünsal, Kuyucu'ya anneanesinin Atatürk tarafından Milliyet
Gazetesinin kurucularından birisinin ailesine evlatlık verildigini
açıkladı. Niran Ünsal, Michael Kuyucu'ya: “Anneannem Elazığ’dan
İstanbul’a göç etti. Atatürk anneannemi Milliyet Gazetesinin
kurucularının yanına evlatlık olarak verdi. Daha sonra anneannem
büyüyor, onları kendi ailesi biliyor, Notre Dame De Sion’da eğitim
görüyor. Bir gün okulda başrol oynayacak kız hastalanıyor ve okul
anneanneme veriyor. Fatma Tekçiçek yani anneannem oyundaki rolünü
bir gecede hazırlanıyor ve sergilediği performansla okulun en
popüler kızı oluyor. Sonrasında okuldaki bazı kızlar
anneannemin başarısını çekemediği için yemeğine güvercin pisliği
karıştırdılar ve anneannem ses telleri kaybedip ve okuldan ayrılmak
zorunda kaldı” dedi.
Niran Ünsal’ın Dedesine Soyadını Atatürk Verdi
Ünsal, dedesinin soyadını Atatürk’ten aldığını söyledi. Ünsal,
Kuyucu’ya dedesinin Atatürk’ten soyadını alış hikâyesini şöyle
anlattı: “Dedem Atatürk’e Dolmabahçe’de Atatürk’e saz çalan
kişilerden biriydi. Atatürk o dönem müzisyenleri bir araya toplayıp
onlarla meşk etmeyi severmiş. Soyadı kanununun çıktığı dönemde
dedem Hasan Kemani Atatürk’ten soy ismini aldı. Mustafa Kemal
“Aldınız mı soy isimleriniz beyler?" diye soruyor, Bunun üzerine
Atatürk saz heyetindekilere “Senin soy ismin şu olsun, senin soy
ismin şu olsun” diyor. Sıra dedeme gelince de dedem çok güzel keman
çaldığı için “Senin adın soyadın Hasan Kemani olsun” diyor ve dedem
soyadını alıyor.”
Ünsal müzik ve medya sektöründe bir çeteleşme ve tekelleşmenin
oluştugunu söyledi: "Meslek birliklerinde illegal çeteleşmeler var,
yapım şirketleri kendi içlerinde tekelleştiler. Medya patronları da
tekelleşti. Radyosu var, gazetesi var, televizyonu var, var oğlu
var. Bunun adına tekelleşme diyoruz. Sadece kendi sanatçılarına
prim veriyorlar. Dışarıda kalanlar sanatçılarını lanse edecek yer
bulamıyor. Bu tekelleşmenin önünün Türkiye’de kesilmesinin vakti
geldi de geçti diye düşünüyorum. Ben 14 Ağustos’ta doğum günümden
bir gün sonra “müzik için soyunma” hareketini başlattım. Sanat ve
pornografi birbiriyle örtüşemez. Türkiye’de çok ciddi bir dayatma
var şu anda. Yurt dışı menşei sanatçılar, reklamcılar yaratıyor
bunu. Türk toplumunun bir uyanış ve farkındalık misyonunun bir
parçası oldum ben, “Müzik için soyunma” bir sivil harekettir ve ben
uyanış ve farkındalık sürecini başlattım.”
Hande ve Demet’ten Popüler Kültüre Hitap Eder
Şarkıcı, Kuyucu’ya popüler kültüre karşı bir sivil hareket
başlattığını söyledi ve ağır bir popüler kültür eleştirisi yaptı:
“Sanat kisvesi altında yapılıyorsa popüler kültür karşısında
durmaya hazırım artık. Hande Yener popüler kültüre hitap eder,
Demet Akalın popüler kültüre hitap eder. Başkaları da hitap
edebilir. Niran Ünsal’da popüler kültür içinde bir isimdir ama
farkı şudur: Niran Ünsal popüler kültür içinde sanatsal ağırlığı
olan işler yapmaya özen gösterir! Ben onları da suçlamıyorum, bir
dayatma var bu ülkede. Ürün ve pazarlamanın içine girince bir
rekabet doğar, bu bizim sektörde de oluyor. Böyle olunca da her
'şey mubahtır' mantığı vardır. İyi ambalajla iyi sunumla izleyiciyi
yanıltmakta var. Benim sektörümde demokrasi yok, ülkemde demokrasi
var ama sektörümde yok! Kendi sektörümde medyada demokrasi kalmadı.
Bu sivil hareketin sonucunda biz ‘sektörel anlamda bir
temizlik’ yapıyoruz.
Türkiye’de Ulusal Algıyı Koruma Yasası Çıkartmaya
Çalışıyoruz!
Şarkıcı, Michael Kuyucu’ya yaptığı açıklamada Türkiye’de ciddi bir
algı operasyonu yapıldığını ve bunun ulusal kültüre zarar verdiğini
söyledi. Ünsal: “Biz kendi geleneklerimizi anlamamışken farklı
kültürlerin dayatmalarını yaşamaya başladık. Buda televizyonla
medya ile oldu. Türkiye’de ulusal algıyı koruma yasası çıkartmak
için uğraşıyoruz. Bu akademisyenler tarafından da öngörülüyor,
bende onları destekliyorum. Bunun uğrunda linç kampanyası yapıldı
bana, ölüm tehditleri aldım hiç biri umurumda değil. Bu ulusal algı
yasasının çıkması benim, senin hepimizin çocukları için, gelecek
için çok önemli. Niran Ünsal’ın bu sivil hareketi ben öldükten
sonra amacına ulaşacaktır” dedi.