‘Sakın Ha’ şarkısıyla hayatımıza gireli 15 yıl olan Nez, şimdi 38 yaşında. "Konserlere özel helikopterlerle, jetlerle giden bir kadındım. İsteseydim Türkiye’nin yarısı benimdi. Kulisime hediye cipler gönderiyorlardı" diyen güzel şarkıcı, "Kendinizi seksi buluyor musunuz?" sorusuna, "Tabii. Beni alın Adriana Lima'nın yanına koyun, ondan daha fazla kafaları çevirtirim" cevabını verdi.
Uzun bir aradan sonra ‘Senin Annen Olamam Ben’ single’ıyla adından söz ettiren Nez'in, Posta Gazetesi'nden Oya Çınar'a verdiği röportaj şöyle:
Maşallah! Hiç değişmiyorsunuz...
Teşekkür ederim. Minyon olmanın avantajını yaşıyorum.
Uzun bir aradan sonra ‘Senin Annen Olamam Ben’le
karşımızdasınız. Neden bu şarkı?
Duygusal ve anaç bir kadınım. Sadece hayatıma giren erkeklere değil
arkadaşlarıma da öyleyim. Çok yakın iki arkadaşım var. Yaşlarımız
da yakın ama Anneler Günü’nde bana çiçek alırlar. Bir gün
evde gülerek, “Aaa yeter, sizin anneniz olamam ben” diye çıktı
ağzımdan. Öyle gelişti.
Şarkınızın Jennifer Lopez’in ‘Ain’t Your Mama’
şarkısıyla benzerliği dikkat çekti...
Orada “Annen değilim” diyor. Şöyle düşünün. İçinde, “Seni
seviyorum” lafı geçen kaç şarkı vardır. Yüz tane sayarım şimdi
sana.
Mantık aynı mantık ama...
Denildiği gibi bir benzerlik olsa dava açılırdı. Alt yapı, müzik
benzemiyor. Gerçi, kahretsin ki benzettikleri kadın Jennifer Lopez!
Hoşuma bile gitti. Hahaha!
Geçtiğimiz günlerde Sinan Akçıl’a kırgın olduğunuzu
söylediniz. Neydi sebep?
Kısa zaman önce tanıştık. Onun klibi çıkacaktı. Ben resmen fikir
anneliği yaptım. Yönetmen olarak en sevdiğim arkadaşımla
tanıştırdım. Oynayacak kıza kadar buldum. Kendi klibime o kadar
emek vermedim ama o emeğin anlaşılmaması beni kırdı. Klip bitti,
dostluk bitti resmen. Sonra bir mesaj dahi gelmedi. Çok paralar
kazanırsınız ama bir daha Nez’in N’sini duyamazsınız. Dostluk
kazanmak kolay değil. Çok yanlış kafalar bunlar.
"KONSERLERİM İHALEYLE GİDİYORDU"
Kariyerinizde uzun aralar veriyorsunuz. Riskli değil
mi?
Hırslarımın kölesi olmamayı öğrendim. Sürekli göz önünde olan
arkadaşlarıma saygım sonsuz ama o zaman ben kendimi yaşayamıyorum.
Mutlaka bir dönem kaybolmam, kendimi yaşamam gerekiyor.
Kaybolduğunuz süreçte unutulmamanız neyle
ilgili?
Ünlü bir prodüktör, 'Bayrağı eline ilk alan çok eleştirilir ama
unutulmaz' demişti. Bence onunla ilgili bir durum.
Şaşaalı günlerinizi özlüyor musunuz?
Tercih etsem o yaşantıyı devam ettirirdim. Şoförüm, korumam, evimde
kuaförüm vardı. Konserlerim ihaleyle gidiyordu. Bakalım kim kapacak
bugünü derdik. erol köse, 'Senin yaşadığını kimse yaşamadı'
der. 'Bir Tarkan bir de sen' derler. Her konsere özel
helikopterlerle, jetlerle giden bir kadındım.
"İSTESEM İSTANBUL’UN YARISI BENİMDİ"
Fedakarlık isteyen bir durum değil
mi?
Tabii. Ciddi fedakarlık gerektiriyor. Özeliniz kalmıyor. Artık o
kafalarda değilim. İstesem İstanbul’un yarısı benimdi. Gittiğim
kulüplere hediye cipler gelirdi. Bir gün asistanımı kovaladım, 'Sen
nasıl bu anahtarı kabul eder bana getirirsin?' diye.
Kim bunu yapanlar? Sizi beğenen iş adamları
mı?
Kim olduklarını bile sormazdım. Ne cüret yani. İstesem ne
olaylar,ne şaşaalar... Türkiye’ye bir arabagelirdi, ilk bende
olurdu. Kime ne! Ama ben onu çalışmış almışımdır.
Dönüp bakınca pişmanlık duydunuz bir şey var
mı?
İlk dönemlerimde imajıma laf edenlere üzülmeseydim keşke! Şimdi
bakıyorum, herkes öyle giyiniyor. Ay ne üstüme geliyorlardı,
anlatamam.
Zaten sizden önce Yonca Evcimik var. Giyilmez
denileni giyen. Sahnede dans eden...
Ama işte Türkiye’de 'Nez olmak' diye bir şey var. Hep söylerim
bunu. Ben yaparım, benimki seksi bulunur. Büyük olay olur. Başkası
yapınca bir şey olmaz. Her şeyin en tepesini gördüğüm için şimdi
minimal yaşamayı seviyorum. Sahneye çıktığım yerler 3 ay sonrasına
rezervasyon verebiliyordu. Mesela Fatih Terim’e, 'Sizin bugüne
konser rezervasyonunuz var' diyorlar, özel uçakla Bodrum’dan
beni dinlemeye geliyor. Düşünün yani.
Kendinizi seksi buluyor musunuz?
Tabii ama o bir ruh! Bir duruş. Beni alın dünyanın en güzel
mankeninin, Adriana’nın (Lima) yanına koyun, ondan daha fazla
kafaları çevirtirim.
Eylem Server Ünüvar ile evliliğiniz neden
yürümedi?
Tanışır tanışmaz evlenme kararı aldık. Keşke bir süre flört
etseydik. Onun işi Londra’daydı. Benim artık burada düzenli
bir hayatım var. Orada 2,5 ay kaldım ama yapamadım. Uzaktan ilişki
yürütmek zor. Aramızdaki aşk arkadaşlığa dönüştü.
"HERKES 50 KİŞİYLE BİRLİKTE OLUYOR BENİM EVLİLİKLERİM Mİ SUÇ?"
38 yaşında üçüncü evliliğinizi
bitiriyorsunuz...
Herkes 50 kişiyle birlikte oluyor. Ben evlenince mi suç oluyor? Ben
de bilirim sürekli biriyle birlikte olmayı. Demek ki ben
evlenilecek kadınım. Kaç kez de nişanlandım. Ama bu evliliği hafife
aldığımdan değil, aksine önemseyip saygı duyduğumdan. Bir adam size
soyadını vermek istiyor, siz de onu seviyorsanız evlilik dünyanın
en güzel şeyi. Çok saygın bir kurum.
Birliktelik için evlilik şart diye mi
bakıyorsunuz?
Çok insan tanıyorum, 7’nci evliliğinde gerçek mutluluğu bulan.
Aralarında dünya starları bile var.
Sizinle birlikte olmanın erkek için zor yanları
neler?
Misal yemeğe gidiyorsun, adamın biri öyle bakıyor ki... Yanımdaki
erkek bunu kaldırmalı! Özgüven meselesi tabii. Özgüveni tam olan
yanındaki kadına bakılmasından gurur duyar.
Bundan sonra hayatınıza girecek erkek nasıl
olmalı?
Başarı bence çok seksi bir şey. Bir de özgüven! Onun dışında kel
olmuş, göbekliymiş... Takılmam. Aksine kelleri seksi bulurum.
Maçoluktan hoşlanır mısınız?
Biraz olmalı. ‘Höt höt’ olmasın ama sırf ben istiyorum diye de her
şeye evet demesin.
Bazı kadınlar erkeğe hizmet etmeyi de
sever...
Ben de geyşa ruhluyum. Kahvesini götüreyim, yemek yapayım, hizmet
edeyim... Severim böyle şeyleri.