Hrant Dink Vakfı’nın yürüttüğü Medyada Nefret Söyleminin İzlenmesi çalışması kapsamında 2012 yılı Eylül-Ekim-Kasım-Aralık aylarını kapsayan medya izleme raporuyayınlandı.
Üç bölümden oluşan 46 sayfalık raporda, dini ve etnik grupları hedef alan içerik, birinci bölümde ele alınıyor.
Kadın ve LGBT bireylere yönelik konular “Diğer Dezavantajlı Gruplar” başlığı altında ikinci bölümde, “Medya Eleştirisi” kapsamında değerlendirilen konular ise üçüncü bölümde bulunuyor.
Nefret söylemi içerdiği tespit edilen haber ve köşe yazıları üzerinden hazırlanan raporda, nefret söyleminin hedefi olan grupların hangileri olduğu, hangi konu nedeniyle ve hangi yöntemler kullanılarak nefret söyleminin üretildiği gibi istatistiki bilgilerin yanı sıra, örnek yazı ve haberlerin söylem analizleri de yer alıyor.
Nefret söylemi içeren haberler, özellikle belli bir konuya odaklanmamakla birlikte, Türkiye'nin NATO'yla ilişkileri, “Büyük Ortadoğu Projesi” kapsamındaki rolü, TSK İç Hizmet Kanunu'nun değişerek orduya verilen görevlerden “Türkiye Cumhuriyeti'ni korumak ve kollamak” ifadesinin kaldırılması, Gazze'ye yönelik saldırılar, Müslümanların Masumiyeti (Innocence of Muslims) isimli filmin gösterime girmesi gibi olaylar nefret söylemi için bir bağlam oluşturdu.
2012 yılının son dört ayının incelendiği raporda, nefret söylemi kapsamında değerlendirilen içerik sayısının yılın önceki dönemlerine benzerlik gösteren bir seviyede.
Bu dönemde de nefret söylemi içerdiği tespit edilen metinlerin çoğunluğu ulusal basında yer aldı ve köşe yazıları nefret söyleminin en sık rastlandığı tür oldu.
2012 Eylül-Aralık döneminde en fazla Yahudiler ve Ermeniler hakkında nefret söylemi üretildi. İçeriklerde asli ya da ikincil unsur olarak en sık hedef gösterilen diğer iki grup ise, Hıristiyanlar ve Rumlar oldu.
“İyi Kürtler-ötekiler” ayrımı!
Raporla birlikte yayınlanan açıklamaya göre, yazılardaki en dikkat çekici nokta, nefret söylemine uğrayan grupların aynı zamanda “terörle” ve Kürt meselesiyle de ilişkilendirilmesi, bu sorunun kaynağı olarak gösterilmesi oldu:
“Eylül-Aralık 2012 döneminde de doğrudan Kürtlere yönelik nefret söylemi nispeten düşük orandaydı. Ancak bu görece düşük oranın, bakış açılarındaki bir değişiklikten ziyade nefretin üstünü ustaca örten bir söylemin sonucu olduğunu belirtmek gerekiyor. Zira söz konusu oranın düşük olmasının en önemli gerekçelerinden biri yazıların çoğunda ‘iyi Kürtler’ ve ‘ötekiler’ arasında bir ayrım yapılmış olmasıydı.”
Yeni Akit ilk sırada
LGBT bireylere yönelik hakaret ve aşağılama içeren ifadelerin yer aldığı haber ve köşe yazılarında eşcinsellik genellikle “sapıklık”, “sapkınlık”, “çirkinlik” ve benzeri ifadelerle tanımlandı. Bazı yazılarda ise “ensest” ile eşdeğer olarak gösterildi.
Ulusal basında nefret söyleminin incelendiği bölümde, en çok nefret söylemi üreten ilk beş gazete sırasıyla Yeni Akit, Milli Gazete, Yeni Mesaj, Yeniçağ, Star oldu. BİANET