NEDİM ŞENER: 'O BİLGİSAYARA VİRÜSLÜ NOTLARI KİM YERLEŞTİRDİ?'

Nedim Şener, Posta'daki köşesinde ODA TV davasının seyrini değiştirecek TÜBİTAK raporunu değerlendirdi.

Google Haberlere Abone ol
NEDİM ŞENER: 'O BİLGİSAYARA VİRÜSLÜ NOTLARI KİM YERLEŞTİRDİ?'

Nedim ŞENER / POSTA


O bilgisayara virüslü notları kim yerleştirdi?
 
TÜBİTAK’ın Odatv davası raporu ile ilgili kimi “Virüs iddiası çöktü” diyor kimisi ise “Bu raporla dava çöktü... ” 
Benim de yargılandığım Odatv davasının görüldüğü İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Başkanı Mehmet Ekinci’nin iki cümlesini hiç unutmuyorum:
“Burada olgularla yakıştırmaları ayıracağız” ve “Varsa bu komployu kuranları da ortaya çıkaracağız.”
 
Yıldız’ın notları virüslü
Mahkeme Başkanı’nın ilk sözünü tutması için dava sonucunu beklemek gerekli. Ama TÜBİTAK’ın raporu ikinci sözünü tutması için iyi bir şans.
Evet bu rapor “... dosyaların zararlı yazılımlar vasıtasıyla geldiğine dair veya gelmediğine dair kesin bir yargıya varılmamıştır.” gibi muğlak bir cümle ile bitiyor ama çok önemli tespitleri içeriyor.
Örneğin 16 ay tek başına hapishanede kalan Müyesser Yıldız’ın bilgisayarındaki suçlamaya neden olan notlar dışarıdan zararlı (virüslü) yazılım ile gönderilmiş.
Rapor bu konuda son derece net olarak şu ifadeleri kullanıyor:
“Delil 3’teki (Yıldız’ın bilgisayarı) dosya sistemi üstveri uyumsuzlukları ve bu bilgisayarın kullanıcısına başarılı bir şekilde gerçekleştirilmiş olduğu değerlendirilen hedefli zararlı yazılım gönderme saldırısının zamanlaması, Delil 3 bilgisayarındaki dosyaların zararlı yazılım vasıtasıyla gönderilmiş olma ihtimalini güçlendirmektedir.”
Eğer Yıldız’ın bilgisayarına bu notlar zararlı yazılımla yani virüs yoluyla geldiyse bunu kim yaptı? Bunu yapanlar başka neler yaptı? Mahkemenin şimdi bunu da ortaya çıkarması lazım.

Bir diğer önemli tespit ise kullanıcısı “Soner” olarak belirtilen Odatv’in bilgisayarı ile Barış Pehlivan’ın bilgisayarıyla ilgili. Rapor “Odatv ve Barış Pehlivan’ın bilgisayarında da özel hedefli sosyal mühendislik saldırıları ile gönderilen uzaktan dosya atma özelliği bulunan zararlı yazılımların çalışmış olduğu tespit edilmiştir. “ diyerek dışarıdan virüs gönderildiğini ortaya koydu.
Raporda ayrıca “…Dosyalar üzerinde ilgili bilgisayar kullanıcıları (Soner yalçın-Barış Pehlivan) tarafından bir işlem gerçekleştirildiğine dair tatmin edici izlere rastlanmamıştır.” denilerek bu dosyaların hiç açılmadığını yada üzerinde değişiklik yapılmadığını ortaya koyuyor.
 
Köstebek mi var?
Ancak, aralarında “Ulusal Medya 2010” gibi suçlamaya konu olan word dosyaların zararlı yazılımla Odatv’nin bilgisayarına geldiğine dair bir bilginin de elde edilmediği anlatılıyor.
Buna rağmen rapor şu sözlerle kapıyı açık, takdiri mahkemeye bırakıyor:
“….Bu dosyaların zararlı yazılımlar vasıtasıyla geldiğine dair veya gelmediğine dair kesin bir yargıya varılmamıştır.”
Madem bu bilgisayarların kullanıcıları yani Soner Yalçın ile Barış Pehlivan’da bu notları hiç açmamış veya üzerinde değişiklik yapmamış o zaman bu notlar orada ne arıyor ?
Peki o notları bu iki kişinin bilgisi yoksa o notları oraya kim koydu.? Rapora göre bu notlar USB Bellek DVD yada CD’den kopyalanmış olabilir. Eğer öyleyse bunu kim yaptı?
Ya dışarıdan birisi kimse yokken bunu gerçekleştirdi yada Odatv’da bir köstebek var.

Kim bu köstebek? 
Raporu 18 ay sonra çıkan dava
Ergenekon davası kapsamında 14 Şubat 2010’da Soner Yalçın’a ait Odatv’ye baskın düzenlendi. Soner Yalçın ile birlikte Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan ile Ayhan Bozkurt gözaltına alındı. Oda Tv’nin bilgisayarında yapılan incelemede “Ulusal Medya 2010”, “Hoca’dan notlar“, “Toplantı”, “Nedim.doc”, Hanefi.doc” ve “Sabri Uzun.doc” adlı  imzasız word dokümanları bulundu.
16 Şubat’ta Odatv avukatları bu belgelerin bilgisayarlara dışarıdan virüsle geldiğini iddia ederek teknik inceleme istediler. 18 Şubat’ta nöbetçi hakim “Ben teknik işlerden anlamam, derdinizi mahkemede anlatırsınız” deyip Yalçın, Terkoğlu ve Pehlivan’ı tutukladı. Hakkında daha sonra takipsizlik kararı da verilen Ayhan Bozkurt ise savcılık tarafından serbest bırakıldı. 3 Mart’ta operasyonun ikinci dalgası yapıldı. Bu arada soruşturma savcıları Zekeriya Öz ve Cihan Kansız iddianamenin hazırlık aşamasında bilgisayar hard disklerinde inceleme yaptırmadı. Kasım’da mahkemeye çıkıldığında aradan 9 ay geçmesine rağmen hâlâ inceleme yoktu. Peki rapor ne zaman çıktı? Önceki gün!!! Yani Odatv operasyonu yapıldıktan 18 ay sonra...
 
 
Hiç açılmamış dokümanlardaki emirler bize nasıl ulaştı?
 
Davanın bir de benim, Ahmet Şık’ın, Hanefi Avcı’nın, Kaşif Kozinoğlu boyutu var. Bizler Odatv ile bir ilgimiz olmadığımız halde, Soner Yalçın’ın talimatıyla kitap yazan veya yazdıran kişiler olarak yargılanıyoruz. Yargılanmamamıza neden olan ise “Nedim.doc”, “Hanefi.doc”, Sabri Uzun.doc” ve “Ulusal Medya 2010.doc” isimli “word” dokümanlar.
Ben mahkemedeki savunmamda, TÜBİTAK tarafından incelenen hard disklerdeki virüs iddialarının üzerinde hiç durmadım.
 
‘Gerçek kabul ettim’
Elbette virüs iddiası davanın geneli olarak önemliydi ama benim açımdan önemli olan virüsle gelsin yada gelmesin talimat adı verilen “Nedim.doc”, “Hanefi.doc” veya “Sabri Uzun.doc” adlı word dokümanlara bağlı bir eylemimin olup olmadığıydı.
Ben duruşmada word belgelerin hepsini gerçek olarak kabul ettiğimi söyledim.  Ardından da delil durumuna bakarak, benim bu notlardaki talimatlara göre bir eylememim olup olmadığının ortaya konmasını istedim.
Yani bu virüslü olduğu iddia edilen talimatlar (word belgeler) bana ulaşmış mı, ulaştıysa ben bu talimatlara göre ne yapmışım. Bir eylemim olduğuna dair tek bir telefon görüşmesi, e-posta yazışması veya başka bir delil olup olmadığını sordum. Yoktu.
Ne Soner Yalçın’la ne de başka bir Odatv çalışanıyla söz konusu word dokümanların içeriği ile ilgili bir konuşmamıştım. Ne Ahmet Şık ne de Hanefi Avcı ile bu konuda bir görüşmemiz veya başka türlü bir delil de yok dosyada.
 
Talimat gelmedi
Rapora göre bu dokümanlar kullanıcısı “soner” olan bilgisayarda yazılmamış, bu dokümanlar kullanıcısı “soner” olan bilgisayarda hiçbir zaman açılmamış. O zaman kullanıcısının bile haberi olmayan word dokümanlardaki, “Nedim Ahmet’i çalıştırsın…” gibi talimatlar bana/bize kadar nasıl ulaşmış. Elbette ulaşmadı tüm bunlar mahkemede ortaya çıkacak.

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin