Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, "Devlet tiyatrolarında şimdiye kadar Necip Fazıl'ın eserleri oynanmamıştı. Sadece tek tip eserler oynanmıştı. Diğer eserler oynamaya devam etsin ama Necip Fazıl'ın eserleri de oynanmaya devam etsin dediğiniz zaman bunu baskı ve sansür olarak algılıyorlar" dedi.
Çelik, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi ile İslam Ülkeleri Akademisyen Yazarlar Birliği'nin (AY-BİR) organizesiyle "Yeni Türkiye Konferansları" kapsamında Necip Fazıl Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Yeni Türkiye ve Kültür" konulu panelde, Kahramanmaraş'ın, sokaklarına Mahsuni Şerif'in, "işte gidiyorum çeşm-i siyahım" dediği, kaldırımlarında Necip Fazıl’ın "Kaldırımlar" şiirinin yankılandığı, Abdurrahim Karakoç’un Mihribanı özlediği, bir "Şairler ve Aşıklar Şehri" olduğunu söyledi.
Çelik, Kahramanmaraş'ın Nuri Pakdil’in, Rasim Özdenören’in, Erdem Bayazat’ın, Cahit Zarifoğlu’nun, Mehmet Akif İnan’ın, Alaattin Özdenören’in, Ali Kutlay'ın tüm Türkiye'nin yakından tanıdığı "Yedi Güzel Adam"ın şehri olduğunu belirtti.
"Tefekkür havzasındaki oligarşik cemaatler"
Geçmişte Türkiye'de devlet eliyle yapılan kültürel, baskı ve müdahalelerin bugün yapılmamasına rağmen kültür ve tefekkür hayatındaki baskının bitmediğini dile getiren Çelik, "Devletin bu baskılardan geri çekildiği noktada malesef kültürel hayatın içerisinde sivil diktatörlükler bu baskıyı sürdürmektedir. Kültür-sanat mahallesindeki tefekkür havzasındaki oligarşik cemaatler, ideolojik dayatmacı gruplar, yıllardan beri sundukları ideolojik dükalıklar ile genç kültür adamlarını adeta baskı altında tutarak kendi muhtarlıklarından ikametgah ilmühaberi almaya zorlamaktadırlar.''
Geçmişte devletin dayatmacı olarak devreye girerken şimdi özgürlük ve çoğulculuk alanını korumak üzere durduğunu ifade eden Çelik, bu nedenle "Yeni Türkiye"nin, ilk bakışta çağrıştırdığının aksine, geçmişinden kopuk bir varlığı asla ifade etmediğini, "Yeni Türkiye"nin, geçmişine ait bütün kök değerleri harmanlamış, fakat bununla beraber gelişimine engel bütün prangaların ve kalıp yargıların kültürel bir dönüşümle yıkıldığı ve yerlerine demokratik değerlerin ve çoğulculuğun milli irade tarafından inşa edildiği bir Türkiye olduğunu ifade etti.
"Baskı ve sansür olarak algılıyorlar"
Devlet tiyatrolarına ilişkin değerlendirmede bulanan Çelik, şöyle konuştu:
"Şimdi, garip bir medya manipülasyonu yapılıyor. Yıllardan beri kültür mahallesini ve tefekkür havzasını baskı altında tutanlar, bu baskıyı kaldırmaya kalktığınız andan itibaren hemen seslerini yükselterek 'sansür var' diyorlar. Peki kendilerinin sansür olmadığını iddia ettikleri mahallelerinde ne var? Devlet tiyatrolarında şimdiye kadar Necip Fazıl'ın eserleri oynanmamıştı. Sadece tek tip eserler oynanmıştı. Diğer eserler oynamaya devam etsin ama Necip Fazıl'ın eserleri de oynanmaya devam etsin dediğiniz zaman bunu baskı ve sansür olarak algılıyorlar.''
Çelik, gelinen noktada Türkiye'nin etrafındaki 9 ülkenin yönetilemez durumda olduğunu, bu ülkelerin pek çoğunda büyük vahşet yaşandığını, İslam dünyasının ise adeta bir montaj akranlığı içerisinde gözüktüğünü söyledi.
"Biz kültürel yazılım yapmıyoruz"
Devletin kültürel bir yazılım peşinde olmadığını vurgulayan Çelik, "Biz kültürel yazılım yapmıyoruz. Devlet eliyle kültürel yazılım oluşturulması gibi bir politikanın peşinde değiliz. Bilakis, toplumun dün ve bugün kendince geliştirdiği yazılımların, tarih içerisinde süzülen bugün sivil ve dinamik bir şekilde oluşturulan yazılımın tanıtımına ve muhafazasına çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
Çelik, kültürü zengin bir millet olarak sadece Anadolu’nun mahsulü değil, aynı zamanda Avrupa’nın, Afrika’nın ve Asya’nın üretimi olan değerlerin de, tarih boyunca nice ipek yollarından içine gürül gürül döküldüğü bir havzanın sahipleri olunduğunu kaydeden Çelik, şöyle konuştu:
"Bu bereketli havza, dünyanın ve özellikle de bölgemizin bugün ekmek kadar, su kadar ihtiyaç duyduğu barışın, hoşgörünün ve sevginin tohumlarının ekilmesi için büyük imkanlar barındırmaktadır. Sahip olduğumuz kültürel yazılımlar, şayet uygun donanımlarla ve çağdaş dünyaya cevap verecek şekilde ele alınırsa önce ülkemize ve sonra da tüm insanlığa barış ve huzur sağlayabilecek potansiyele sahiptir."
Türkiye'nin devletle ve milletler liginde şampiyonlar ligini oynadığına dikkat çeken Çelik, sözlerini şöyle tamamladı: "Türkiye'yi 30 yıldır kanatan, Türkiye'de kan dökülmesine yol açan Türkiye'nin kaynaklarını israf eden meselelere büyük bir dirayetle büyük bir basiretle ve cesaretle el atıyoruz. Bu sürecide inşallah en anlamlı şekilde sonuçlandıracağız. Bugün artık başkalarında strateji kopyalamak yerine stratejisi merak edilen bir ülke konumuna geldik. Artık devletler ve milletler liginde artık şampiyonlar ligini oynayan bir ülkemiz var."
Kahramanmaraş Valisi Mustafa Hakan Güvençer, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç ile AY-BİR Başkanı Prof. Dr. Yusuf Balcı'nın konuşma yaptığı panel, Prof. Dr. Haluk Dursun moderatörlüğünde, Prof. Dr. Edibe Sözen, Prof. Dr. Turan Karataş , Mehmet Doğan ve Hayati İnanç'ın sunumuyla devam etti.
Çelik, panel kapsamında geldiği kentte Kahramanmaraş Valiliği ile Büyükşehir Belediye Başkanlığını ziyaret ederek, Vali Mustafa Hakan Güvençer ve Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç'dan çalışmalarla ilgili brifing aldı. (AA)