Hamas’ın İsrail’e gerçekleştirdiği tarihin en kanlı, en vahşi eyleminin ardından, İsrail günlerdir masum insanların üzerine kan kusmaya, kin kusmaya devam ediyor.
Çoluk çocuk, kadın, yaşlı, hasta, masum ayrımı yapmadan, küçücük bir kara parçasını gece gündüz bombalıyor.
Dünya seyrediyor. Ne hukuk ne insan hakları ne savaş kuralları… Kimsenin umurunda değil.
Hamas’ın yaptığı vahşet ve katliamın tartışılacak, savunulacak, konuşulacak hiçbir yanı yok.
Peki İsrail’in kuralsız ve hukuksuz saldırıları vahşet değil mi?
Kimse buna dur demeyecek mi?
Nazilerin Leningrad kuşatması gibi, Gazze’yi kuşattılar ve milyonlarca insan günlerdir bombalanıyor.
“Gazze’yi boşaltın” diyorlar sonra da kaçmaya çalışan sivillere bomba atıyorlar. Dünya susuyor.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, sivillerin bulunduğu binanın bombalanmasının ardından bu görüntüyü kendi sosyal medyasında yayınlıyor, hiç utanmadan! Kimsenin gıkı çıkmıyor.
Uluslararası tüm hukuk ve savaş kuralları hiçe sayılıyor, dünya egemenleri susuyor.
Sivillerin üzerine yasaklı fosfor bombaları atılıyor, sözüm ona hukuk devleti ve demokrasi lideri batı ülkeleri kılını kıpırdatmıyor.
Demokrasi sözcülüğünü kimselere bırakmayan Avrupa ülkeleri, Filistinlilere destek eylemlerini yasaklıyor, İsrail için yapılan eylemlere izin veriyor.
Barış için çabalamaktansa, parlamentolarına İsrail bayrağı çekiyorlar.
Vahşeti protesto için bildiri imzalayan üniversiteli öğrenciler okuldan atılmakla karşı karşıya kalıyorlar.
Hani demokrasi, nerede hukuk? Siz kimsiniz? Ne yapıyorsunuz? Çocuklar ölürken nasıl bu kadar sessiz, duyarsız ve duygusuz olabiliyorsunuz?
Hani örnek gösterilen demokrasiniz? Nerede sizin insan hakları savunuculuğunuz? Toz kondurmadığınız hukuk anlayışınıza ne oldu?
İsrail saldırıları karşısında, sadece Filistin’deki masum siviller değil, aynı zamanda batı demokrasisi de can çekişiyor.
Savaşın nereye ve ne kadar yayılacağı belli değil. Avrupa ve Amerika bu kadar duyarsız kaldıkça, dünya freni patlamış bir araç gibi uçuruma doğru hızla gidiyor.
İnsanlık çaresizlik içinde.
Batsın bu dünya!
İSRAİL’İN KATLİAM SİCİLİ
Hamas vahşetinin ardından başlayan İsrail vahşeti devam ediyor. Fakat bu yeni değil. 1940’lardan bu yana İsrail bölgede katliamlar yapıyor.
İşte internetten derlediğim birkaç örnek…
İsrail örgütü Irgun. 22 Temmuz 1946’da Kral Davud Oteli’ne düzenlediği saldırıda 96 kişiyi, 1948 yılında Deir Yasin Köyü’ndeki saldırıda 254 kişi katletti.
29 Ekim 1948'de İsrail ordusu Safsaf köyünde 70 kişiyi öldürdü. Aynı gün El-Halil’deki Davayima Köyü’nde ise aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 80 Filistinli katledildi.
Batı Şeria’daki Kibya Köyü’ne 1953 yılında yapılan baskında 67 kişi katledildi.
19 Şubat 1973'te Libya Havayolları'na ait bir uçak İsrail Hava Kuvvetleri tarafından düşürüldü. 107 yolcu ve mürettebat can verdi.
Yine İsrail uçakları 1970 yılında Mısır'daki Sha'a eyaletinde bir okulu bombaladı, 46 çocuk öldü. 1971'de Suriye'deki bombardımanda ise en az 200 kişi yaşamını yitirdi.
1982’de İsrail askeri birlikleri Lübnan’a girdi, Sabra ve Şatilla kamplarında 991 kişi katledildi.
Mescid-i Aksa’da Yahudiler ve Filistinliler arasında çıkan olaylarda İsrail ordusu Filistinlilere ateş açtı, 30 Filistinli hayatını kaybetti.
Yıl 1996. Lübnan'daki Kana Mülteci Kampı’na düzenlenen kanlı saldırıda çoğu kadın ve çocuklardan oluşan 109 kişi öldürüldü.
Yıl 2002. Cenin'deki mülteci kampına zırhlı birliklerle saldıran İsrail ordusu, bin 300 sivili katletti.
2006 yılında bir ay boyunca Lübnan’ı bombaladı ve binlerce sivil öldü.
Yazdıklarım İsrail’in katliam tarihinden sadece birkaç örnek.
Dünya kamuoyu bu katliamları, vahşeti unutmadı. Bu yüzden yıllarca Filistin’e sempati duydu, insani yardımlar yapıldı.
Ancak şunun altını çizmek gerekir.
Artık tarih, Hamas’ın gerçekleştirdiği konser alanındaki gençleri, savunmasız çocukları ve kadınları öldürdüğü katliamı da yazıyor.
Hamas o kadar acımasız ve korkunç bir vahşet yaşattı ki, yıllar boyu Filistin mağduriyetine inanan insanların aklında, artık konser alanında katledilen gençler var.
İnsanın aklı almıyor.