Yeni Şafak gazetesi yazarı Murat Menteş bugünkü, 'Sokakta öpüşmeyen tecavüzcüler' başlıklı yazısında Güney Afrikalı romancı dostu Verenia Keets ile bir sohbetini yazdı. Menteş ile Verenia Keets'in sohbetinde, Gezi Parkı'nı 'metroda öpüşmeler, camide sevişmeler' şeklinde aktarılan habercilik sert bir dille eleştirilirken, LGBT yürüyüşü, Bingöl'de dört uzman çavuşun bir genç kıza tecavüzü, kadına şiddet gibi konularda da ilgi çekici değerlendirmeler yer aldı.
İşte Murat Menteş'in 'Sokakta öpüşmeyen tecavüzcüler' başlıklı yazısı:
O pislik heriflerin hapishanede
gebermesini istiyorum!
[THE ACCUSED / SANIK adlı filmden]
Güney Afrikalı romancı dostum Verenia Keets 'Siz Türkler din, politika ve cinsellikten fazla bahsediyorsunuz' diyor.
'Bizi ne kadar da doğru tanımışsın?'
'Sürekli insanların kimliğiyle ilgilenerek mutlu olamazsınız.'
'Haklısın. Ne yazık ki din, politika ve cinsellik; ülkemizde gündelik hayatın kapak konuları.'
'Başkaları hakkında onların kimliğine bakarak yargıda bulunmak toplumsal bütünlüğü zedeler. Ayrıca bireylerin de özgürlüğünü kısıtlar.'
'Özgürlük derken, serbestiden mi bahsediyorsun?'
'Aslında daha ziyade mahremiyeti kastediyorum. Kimliğe odaklanmak; zıtlaşma ve çatışmalara sebep olur. Politik, dinî ve cinsel kimlik bakımından çoğunluğu oluşturanlar; diğerleri üzerinde baskı kurma eğilimi gösterir. Şiddet meşrulaşır. Özel hayata müdahale niteliği taşıyan gizli istihbarat gerekli görülmeye başlar. Hayatı birbirinize zehir edersiniz.'
'Hey, bir dakika, bunlar benim görüşlerim?!'
'O halde sen söyle bakalım, cinsel özgürlük nasıl sağlanır? İslami, geleneksel ve modern yorumlar arasındaki farklılıklara rağmen?'
'Kazık soru sordun.'
'Buradayım, cevabını bekliyorum.'
Yazının tamamını okumak için tıklayınız...