Ralston’un mahmur başarısı!
'ABD'nin terörle mücadele yöntemi' mi dersiniz, 'Ralston'ın dahiyane planı' mı bilemem ama bakın size ne anlatacağım...
Tarih 30 Ocak 2007. Yer Ankara, Dışişleri Bakanlığı. Joseph Ralston, Dışişleri ve Genelkurmay temsilcileriyle toplantıda. Amerikalı Özel Temsilci, "Mahmur Kampı'ndan geliyorum" diye başladığı sözlerini büyük bir heyecan, mutluluk ve hatta gururla, "Kamp, yapılan baskın sonrası temizlendi" diye sürdürüyor. Oysa Türk makamlarının elindeki 'yer istihbarat' bilgileri Ralston'ın söylediklerini teyit etmiyor.
Ralston ile aynı masada bulunan Genelkurmay ve Dışişleri Temsilcileri, "Sayın General, sizin 'baskın' olarak adlandırdığınız uygulamaya biz ancak, 'önceden haber verilerek yapılan bir ziyaret' diyebiliriz. Oradaki gerçek durumu biliyoruz" diyorlar. Toplantının havası gerginleşirken, Türk heyetindeki yetkililer şöyle devam ediyorlar:
"PKK'lılara önceden haber verildiğini, bunun üzerine teröristlerin silahlarıyla birlikte Mahmur'u terk ettiklerini, Kamp'ta sadece kadın, çocuk ve yaşlıların kaldığını ve işte bu nedenle de Irak birlikleri ile onların faaliyetlerini gözlemleyen Amerikan Müfrezesi'nin Mahmur Kampı'nda terörist ya da silah bulamadığını biliyoruz."
* *
Türk tarafının bu keskin tavrına, Ralston'ın verdiği cevap ne oluyor biliyor musunuz? Amerikalı Özel Temsilci, "Ne şekilde olursa olsun, Mahmur'da artık PKK'lılar ve silahları yok. Biz de, Kamp'ın sorumlusu olan Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği yetkilileriyle birlikte, şu anda kampta yaşayanlara özel kimlik ve tanıtma kartlarını veriyoruz. Mahmur'un giriş - çıkışlarına kurulan elektronik ve bariyerli kapılar ancak bu kart sahiplerine açılacak. Yani şu anda Kamp dışında olanlar, bu kartlara sahip olmadıkları için Mahmur Kampı'na giremeyecekler" diyor.
Ralston'ın, "Siz Mahmur Kampı'nın PKK'lılardan temizlenmesini istemediniz mi, bize 'Burayı boşaltın' demediniz mi? Biz de kendi yöntemlerimizle, sonuç olarak bunu yaptık" cümlesi Türk Heyeti tarafından, "Amerikalılar bu konunun bizim açımızdan ne denli ciddi olduğunu bilmiyor olamazlar. Bizimle alay etmeleri de mümkün değil. O zaman ya bizi saf zannediyorlar ya da kendileri çok saf" şeklinde değerlendiriliyor.
* *
Toplantı, Türk Heyeti'nin Ralston'a, "Sizin kendinize göre yaptığınız bu yorumun gerçek durumla ilgisi yok. Teröristlerin kamptan bir süreliğine çıkmış olması, Mahmur'un PKK ile ilişkisinin kesildiği anlamına gelmiyor. Örgüt Kamp'ta yaşayanlara hükmetmeye devam ediyor. Dolayısıyla, bireysel isteklerin tespiti için yapmayı planladığınız anket çalışmasına da insanlar hür iradeleriyle değil PKK'nın baskısıyla cevap verecekler" uyarısıyla son buluyor
HÜRRİYET'E TEŞEKKÜRLER
Perşembe günü bu köşede, Türkiye'nin Terörle Mücadele (eski) Özel Temsilcisi Edip Başer'in (eski) yardımcısı Yaşar Karagöz ile yaptığım görüşme yer alıyordu.
Karagöz'ün, 'Başbakanlık bürokrasisi bizi çalıştırmamak için her şeyi yaptı' şeklinde özetlenebilecek, sitem ve eleştirileri dün de Hürriyet Gazetesi'nin manşetindeydi. Hürriyet'ten Uğur Ergan, haberinde, Başyazar Oktay Ekşi de köşesinde hem BUGÜN'ün hem de benim adımı anarak 'emeğe ve habere saygı'nın harika bir örneğini verdiler.
Bu komplekssiz tavır için Sevgili Uğur'a, Sayın Ekşi'ye ve elbette bu anlayışın mimarı, Hürriyet'in Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'e teşekkür ederim.
Murat Çelik / Bugün