Ahmet Hakan'ın Hürriyet'teki yazısı
Müjdat Gezen’e bir sempatim var.
Neden?
Nedenini tam olarak izah edemeyeceğim.
“Bazen nedensiz de sempati beslenir” deyip geçiyorum.
*
Fakat yaptığı son çıkışlara çok net itirazım var.
*
Muhalefet kanallarından birinde şöyle demiş Müjdat Gezen:
“Onlar Mehter Marşı’yla gidecekler, biz de İzmir Marşı’yla geleceğiz.”
*
Burada da kalmamış.
Atatürk’ün düşman ordularıyla ilgili olarak söylediği “Geldikleri gibi giderler” sözünü, mevcut iktidara uyarlamış.
*
Bütün bunlardan ne çıkar?
Ne çıkacak?
Muazzam bir kutuplaştırma çabası çıkar.
*
Oysa 20 yıldır yaşadıklarımız bize şunu gösterdi:
Türkiye’de kutuplaşma, muhalefete değil iktidara güç kazandırıyor.
*
İktidara yönelik eleştirel tutumu olanlar, Müjdat Gezen’in yaklaşımlarına benzer yaklaşımları görünce...
Derhal iktidara yönelik eleştirel tutumlarını paranteze alıyorlar ve her şeye rağmen iktidar cephesinde yer almaya karar veriyorlar.
*
Durum böyle olduğu halde...
Müjdat Gezen ve Müjdat Gezen gibiler neden kutuplaştırmaya omuz veriyor olabilirler?
*
Aklıma tek bir neden geliyor.
O da şu:
*
Sanırım alkış istiyorlar.
Kimden istiyorlar alkışı?
Kendileriyle aynı duygu dünyasında olan kalabalıklardan... Yani kendi mahallelerinden.
*
- Biz ve onlar ayrımı yaparak.
- Rövanş hülyaları görerek.
- Erken zafer naraları atarak.
- Mehter Marşı’nın karşısına İzmir Marşı’nı çıkararak.
- “Onlar gidecek biz geleceğiz” diye bağırarak.
Alkışı kapıyorlar.
Ama kaptıkları o alkış, iktidar cephesinin bütünleşmesine ve dağılmamasına yol açıyor, farkında değiller.
Ya da farkındalar ama kendilerini durduramıyorlar.
*
Neyse... Neyse...
Ben asıl işin şu kısmındayım:
60 yıldır alkış alan ve alkışa doymuş olan Müjdat Gezen’in hâlâ alkış peşinde koşmasına ne demeli?