Gazeteci Barış Yarkadaş son günlerde gündem olan banka kredileri ile ilgili önemli bir yazı kaleme aldı. Korkusuz gazetesindeki bugünkü köşe yazısında kredi konusuna değinen Yarkadaş, vatandaşın 10 bin lira bile kredi çekemediğini ancak düşük faizli kredileri Türkiye'nin önde gelen şirketlerinin çektiğini vurgulayarak, "Herkesin merak ettiği o liste elimde…" başlıklı bir yazı paylaştı.
Gazeteci Barış Yarkadaş'ın banka kredileri ile ilgili dikkat çeken yazısı şöyle;
"Yaklaşık bir ay önce bu köşede BDDK’ya bir çağrı yapmış ve “Milyarlık kredileri kime verdiniz? Açıklayın…” demiştim. Bu çağrıyı yapmamın sebebi şu idi: Aralarında Halkbank, Ziraat Bankası ve Vakıfbank’ın da olduğu kamu bankaları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı üzerine, vatandaşlara ‘’düşük faizli kredi’’ verilmesi için kampanya başlattı. Ancak kampanya hedeflenenin tam aksine hizmet etti. Türkiye’nin önde gelen şirketleri, düşük faizle verilen milyar tutarındaki paraları TL’den dövize çevirdi ve yüksek oranda kar elde ettiler.
VATANDAŞ KREDİ DEĞİL EZİYET ÇEKİYOR!
Vatandaş ise 10 bin 15 bin TL gibi cüzi miktardaki kredileri alabilmek için adeta ter döküyor. Bir kamu bankasından 11 bin TL kredi almaya çalışan bir arkadaşımın neler yaşadığına bizzat şahit oldum. Banka, tüm koşulları sağlayan arkadaşımıza, parayı teslim ederken bir form imzalattı. Formda, “Bu kredi, başvuranın isteği üzerine düzenlenmiştir. Kredi ev taşıma ve ev eşyası alımında kullanılacaktır’’ yazıyordu. Arkadaşımız krediyi çekerken, banka görevlisi “Bu parayı başka bir alanda kullanmayın lütfen’’ demeyi de ihmal etmedi.
Düşünün; iş insanlarına milyar TL’lik kredileri sorgusuz – sualsiz dağıtan kamu bankaları bu paraların nasıl kullanılacağına değil, evini taşımak için kredi çeken vatandaşın parayı nerede harcayacağına bakıyor!
VATANDAŞA GELİNCE BÜROKRASİ…
Zaten bizi ilgilendiren kısım da burası… Vatandaş 10 bin TL kredi alabilmek için çile çekerken, iş insanlarına ise bol kepçeden para dağıtılıyor.
Bir ay önce bu konuyu gündeme getirdiğimde ‘kulağının üstüne yatan’ Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, şimdi kameraların önüne çıkarak şov yapıyor ve iş dünyasını itham ediyor. Kavcıoğlu’nun açıklamalarını Korkusuz’da okuduğunuz için detaylarına girmiyorum.
Benim değinmek istediğim mesele şu:
Vatandaşa ‘’kredi değil eziyet çektirten” kamu bankaları, son kampanyalarında kimlere hangi kredileri kullandırdı?
Bu şirketlerin içinde, kamu bankalarının üst düzey yöneticilerinin yakın akrabaları da var mı?
Bu sorunun cevabı, elimdeki listede ayrıntılarıyla mevcut…
BDDK DA BİLİYOR AMA…
Önceki gece TV 100’de yayımlanan Taksim Meydanı adlı programda bu listeyi üstünü kapatarak gösterdim. Çünkü; görüşlerine önem verdiğim iki hukukçu; Hasan Sınar ve Yiğit Acar, listedeki isimleri açıklamamın, KVKK kapsamına girebileceğini, bu yüzden hakkımda yeni davalar açılabileceğini belirttiler.
İzleyicilere ‘uzaktan’ gösterdiğim listedeki isimleri, programın katılımcılarıyla paylaştım. Bu liste BDDK’da da Merkez Bankası’nda mevcut… Listede, karayollarını yapan iki büyük firma da Antep’in tanınmış şirketleri de tekstil devleri de var.
Kuşkusuz; yapılan yasadışı bir iş yok! Düşük faizli TL kredisini alıp dövize çevirmek suç değil! Zaten birçok iş insanı, “Biz bu paraları çekip ihracat ve ithalat için kullandık” diyor.
Kendi açılarından haklılar da…
Zira; listedeki bazı isimler parayı gerçekten de ithalat ve ihracat için gerekli olan mallar için değerlendirmişler.
KREDİDE BİLE ADALET YOK
Ancak bunların yanında; bir de vatandaş için ayrılan 55 milyar dolarlık krediyi düşük faizle alıp hemen dövize çeviren ve dövizin yükselmesi sonucu haksız kazanç elde edenler var ki; bizi rahatsız eden de onlar zaten…
Demem o ki; Emekli Ayşe Teyze, Emekli Mustafa Bey, Marangoz Halit Usta 10 bin TL’lik kredi kullanabilmek için bankayı ikna etmeye çalışırken, hiç emek vermeyen birileri ise kamudaki ilişkileri sayesinde milyonlarına milyon katıyor.
Kamu bankalarındaki bu çarpık yapı ise isyan etmemize sebep oluyor!
Devam edelim…
Kamu bankalarını kim denetleyecek?
Önceki gece TV’de yeniden gündeme getirdiğim ‘kamu bankalarının iş insanlarına dağıttığı düşük faizli kredi listesi’ tartışmasını izleyen iş insanı bir dostum “Barış Bey, keşke mesele sadece bununla sınırlı kalsa…’’ dedi.
Yıllarını turizm sektörüne verdikten sonra inzivaya çekilen ancak sektörü avucunun içi gibi bilen dostum, bir kamu bankasının ismini verdikten sonra şunu söyledi:
“O banka, benim eski sektörümdeki bir otele yüklü miktarda kredi verdi. Otelin sahibi krediyi ödemiyor. Bunu herkes biliyor. Kredinin miktarı 32 milyon euro… Krediler geri ödenmeyince, yaklaşık 3 yılın sonunda otele mecburen haciz koymak zorunda kaldılar. Otel şimdi banka kanalıyla satılacak. Çok yüksek teklif vermek isteyen firmalar var.”
İLGİNÇ İDDİALAR
Sektörün duayenlerinden olan dostum, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ancak ne ilginçtir ki; satış sessiz sedasız yapılmak isteniyor. Bir Azeri iş insanına satılacağı söyleniyor otelin. Bu kişinin ismini de biliyorum. Belli ki; adrese teslim ihale yapılacak. Oysa; daha yüksek teklif vermek isteyen arkadaşlarımız da var. Bildiğim kadarıyla teklif verenler de var. Bunlar nedense görmezden geliniyor. Ayrıca bu otelin döviz borçları da TL’ye çevrilmiş ve otelin sahibi rahatlatılmış. Otel yıllardır para kazanmasına rağmen nasıl olur da kredisini ödeyemez? Bunlara kim dur diyecek?”
İş insanı dostumuzun serzenişi haksız mı?
Merak ediyorum:
Hazine Maliye Bakanlığı ile BDDK bu olup bitenleri nereye kadar izleyecek?
Zira; bahsi geçen tüm paralar kamunun yani halkın cebinden çıkıyor…