MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, basın kuruluşlarının iktidarın şakşakçılığını yaptığını belirterek, "Son 10 yıldır iktidarın yandaşı olan gazetelerde köşe yazısı yazanlara bakın, önemli bir kısmı gazeteci değil; bunlara biz 'gaz tenekeci' diyoruz yani içi bomboş, hiçbir şey yok. Cumhuriyet tarihinde hiç görülmemiş bir şekilde bir baskı var şu anda basının üzerinde" dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nun 96. birleşimi saat 15.00'te yoklama yapılmaksızın müşahede ile açıldı. Birleşimi TBMM Başkanvekili Sadık Yakut yönetiyor. Gündem dışı ilk sözü, İstanbul’un fethinin 561. yıl dönümü hakkında İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak aldı. Gündem dışı ikinci sözü yurtdışında yaşayan vatandaşların sorunları ve Cumhurbaşkanlığı seçimi hakkında Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat aldı.
Başkanlığın Genel Kurul'a sunuşları yapıldı. Meclis araştırması açılmasına ilişkin üç önerge okunarak bilgiye sunuldu. HDP Grubu'nun 5.7.1993 tarihli MGK kararları ve bu tarihten sonraki olaylara dair araştırma önergesinin görüşülmesi önerisi görüşüldü. HDP Grubunun önerisi kabul edilmedi. MHP Grubunun vatandaşların artan borçları ve bunun yol açtığı sorunlara dair araştırma önergesinin görüşülmesi önerisi görüşüldü. MHP Grubunun önerisi kabul edilmedi.
CHP Grubunun, basın özgürlüğünün engellenmesine ilişkin araştırma önergesinin görüşülmesi önerisi görüşülüyor. CHP Grubunun önerisi kabul edilmedi. Konuya ilişkin söz alan MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, Türkiye'de birkaç istisna dışında basın kuruluşlarının haber veremediğini söyledi.
"BASKI YAPILARAK İSTİFAYA ZORLANAN 100'DEN FAZLA GAZETECİ VAR"
Basın kuruluşlarının iktidarın şakşakçılığını yaptığını dile getiren Türkkan, şöyle devam etti: "Son 10 yıldır iktidarın yandaşı olan gazetelerde köşe yazısı yazanlara bakın, önemli bir kısmı gazeteci değil; bunlara biz 'gaz tenekeci' diyoruz yani içi bomboş, hiçbir şey yok. Cumhuriyet tarihinde hiç görülmemiş bir şekilde bir baskı var şu anda basının üzerinde. Vergi cezalarıyla tehdit ediliyor mesela. Köşe yazarları talimatla işten çıkarılıyor. Gezi olaylarından sonra işten atılan ya da baskı yapılarak istifaya zorlanan benim bildiğim 100'den fazla gazeteci var. Bu insanlar gazetecilikten başka iş yapmıyorlar, bu insanlar, evlerine ekmeklerini emekleriyle götürüyorlar ama bunların çoluklarını çocuklarını, ailelerini açlığa terk ediyorsunuz. Hükûmet aba altından sopa gösteriyor, diyor ki 'Ya, bize yakın olacaksınız ya da işsiz kalacaksınız.' Türkiye genelinde işsizlik oranı yüzde 10 civarındayken gazetecilerde bu oran yüzde 20'leri aşıyor."
Tutuklu gazeteciler listesinde Türkiye'nin iki yıldır birinciliği hiçbir ülkeye kaptırmadığını belirten Türkkan, bugün hâlâ Türkiye'de 40'a kadar gazetecinin cezaevinde yattığını ifade etti. Gazetecileri Koruma Komitesinin Raporu'na göre Türkiye'yi İran ve Çin'in izlediğini anlatan Türkkan, Başbakanın ise ısrarla basının özgür olduğundan bahsettiğini kaydetti.
"DİKTATÖRYAL BİR REJİMDEN KAÇMIŞ BİR AİLENİN ÇOCUĞUYUM"
"Diktatörler hep böyledir biliyor musunuz, bütün ülkelerde böyle." diyen Türkkan, "Ben diktatöryal bir rejimden, totaliter rejimden kaçmış bir ailenin çocuğuyum. Bana çocukken anlatılanları 55 yaşımdan sonra tekrar dinlemeye başladım. Çocukken, totaliter rejimlerde, eski Yugoslavya'da neler yapılıyorsa şu anda burada onu yapıyorsunuz. Yani çok bağırıyorsunuz ya 'Komünistler böyle, sosyalistler böyle.' sizden daha büyük bir komünist yok. Komünistlere, o Stalin'e rahmet okutacak hâle geldiniz siz" ifadelerini kullandı.
Bu sözler üzerine CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, "Ya, 'faşist' deseydin bari, komünistliği nereden çıkardın hocam?" diyerek tepki gösterdi. Türkkan ise "Yani size de -zülfüyâre- mi dokundu arkadaş? Siz geçmişten ders aldınız diye düşünüyorum. Dolayısıyla, size dokunmayacağını düşünmüştüm. Size rahmet okutur bunlar" karşılığını verdi.
Türkiye'nin ilk kez basının kısmen özgür olduğu ülkeler listesinden çıkarıldığını, basının özgür olmadığı ülkeler listesine yerleştirildiğini dile getiren Türkkan, internete sızan Başbakan Erdoğan ile Erdoğan Demirören arasındaki konuşmayı aktardı.
"BİR GÜN BU ÜLKE SİZİ BU DALKAVUKLUĞUNUZLA, ŞAHSİYETSİZLİĞİNİZLE, OMURGASIZLIĞINIZLA ANACAK"
Haberlere medya patronlarının karışmaması gerektiğini vurgulayan Türkkan, "Aslında doğrusu bu ama patronlar esas patrona yani Başbakan'a hesap vermek zorunda kaldıkları için Başbakan bütün gazeteleri idare ediyor. Sabah sayın Yalçın Akdoğan haber müdürleriyle toplantı yapıyor, o günkü atılacak manşetleri kendilerine iletiyor, onlar da haber yapıyor. Bakın 'Sahibinin Sesi Köpek Marka' vardı, eskiden bir plak markası, hatırlar mısınız, bu hâle getirdiğiniz basını. Günah oldu. Yani, Pravda'dan daha kötü hâle geldi Türkiye'de basın. 'Alo, Fatih' hattına girmeyeceğim. Zavallı Fatih Saraç şimdi neler yapıyor bilmiyorum, Allah uzun ömürler versin. Bugün Habertürk kanalı Sayın Genel Başkanımızın grup konuşmasında tam iki defa kesti. Neyi verdi biliyor musunuz? Başbakan'ın Ankara Ticaret Odası'ndaki toplantısını. Yahu arkadaşlar, bakın, bu Başbakan ilanihaye bu ülkeyi yönetmeyecek, ömrü de sonsuz değil. Bir gün bu ülke sizi bu dalkavukluğunuzla anacak, bu şahsiyetsizliğinizle anacak, bu omurgasızlığınızla anacak" diye konuştu.
Bu sözler üzerine AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, "Düzgün konuş, ifadelerini düzgün kullan, orası milletin kürsüsü!" diyerek tepki gösterdi. AK Parti sıralarından "ayıp, ayıp" sesleri yükseldi. Türkkan ise "Ben, evet, medya patronlarına söylüyorum, bu omurgasızlıklarını da anlayacak" dedi.
Samsun Milletvekili Ahmet Yeni'nin "Sensin dalkavuk" sözleri üzerine de Türkkan, "Sen bağırma orada. Sen dalkavukluk yaparak üç dönem milletvekili olmuş adamsın, hiç senin hakkın yok" diye karşılık verdi. Yeni, "Ahlak diye bir şey yok sende, dalkavuğun ta kendisisin. İade ediyoruz sana. Sana iade ediyoruz" şeklinde konuştu.
"DALKAVUKLUK, YAĞCILIK YAPA YAPA BU ADAMI DİKTATÖR YAPTINIZ"
Gezi Parkı protestolarının yıl dönümünde CNN muhabirinin gözaltına alınmasını hatırlatan Türkkan, "Bugünkü grup konuşmasında Watson için CNN'in dalkavuğu diyor. Yahu, Türkiye'deki gazetecilere hakaret etmekten yılmadınız. Uluslararası basın kuruluşlarının muhabirlerine de başladınız, Ali kıran baş kesen gibi davranmaya. Bakın, bir şey söyleyeceğim, diktatörün sonu iyi değil. Bu adama bu gazı vere vere diktatör hâline siz getirdiniz. Yağcılık yapa yapa, dalkavukluk yapa yapa siz getirdiniz. Dalkavukluk yapa yapa, yağcılık yapa yapa bu adamı diktatör yaptınız. Ülkeyi basına cehennem hâline getirdiniz, yazıklar olsun hepinize!" dedi.
Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç ise "Hadi oradan, CNN'in dalkavuğu seni. Sen CNN ajanının dalkavuğusun" karşılığını verdi. (Cihan)