Nefes filminin gelişme sürecini biraz anlatır mısın?
- İlk önce askerliğe ısınma olsun diye fiziksel kondisyon
antrenmanlarına teğmenlikten istifa eden, Güneydoğu'dan Öyküler'in
yazarı Hakan Evrensel'in gözetiminde çalıştık. Sonrasında daha yeni
emekli olmuş bir dağcı, paraşütçü, sualtı komanda eğitimi almış
astsubay ağabeyimiz sıkıştırılmış bir programla bizi çok ciddi bir
şekilde eğitti. Biz biraz nazlandık şehir çocukları olarak, hatta
dövelim de kurtulalım dedik ama baktık mümkün değil.
HER ŞEYE ALIŞIYORSUN
Sen yüksek lisans yaptığın için askerliğini daha yapmadın. Askere
gitmeden askerliği yaşamak nasıl?
- Eğlenceli geçti. Bir süre sonra insan her şeye alışıyor. Yapamam
diyorsun, olmaz diyorsun, alışıyorsun. Zaten doğanın güzelliği öyle
bir cezbediyor ki insanı... O sessizlik, o uzaktalık, çok
güzeldi.
Kendini keşfettin mi?
- Kendimle çok tatlı zamanlar geçirdim. Şehirde uzun zaman
kendimden uzak kalmışım onu fark ettim. Meditasyon yapılacak en
güzel yerlerden birisi Olympos. Çünkü Zeus'un evi orası.
Mitolojideki 3 evden birisi. Buharın yanında bulut olup, aşağıya
yağmur olup indiğini görüyorsun.
300 SPARTALI EĞİTİMİ
300 Spartalı filmindeki oyuncuların filme hazırlanırken aldığı spor
eğitiminin benzeri İstanbul'da bir spor merkezinde uygulanıyor. Sen
de bu merkezde aynı eğitimi alıyorsun. Senin için bu sporu yapmak
zor değil mi?
- Ben okuldayken kondisyon çalışması olarak boksu tercih ederdim.
Bu nedenle bana zor gelmedi. Eğitim 8 haftalık. Haftada 5 gün 11:00
ile 13:00 arasında çalışıyoruz. Spartalı olmasının sebebi Jim Johns
diye Amerika'da kondisyon üzerine hiçbir alet kullandırmadan
çalışan bir şirket var. Profesyonel sporcular yarışmalar öncesinde
oraya gelip bu ağır programı çalışıyorlar. Aynı zamanda
Hollywood'la da çalışan bu şirket 300 Spartalı programını da
uyguluyor.
İNSAN AÇILIMI OLMALI
'İki bavul bir insan' filmiyle 'Nefes' filmini birlikte seyredin
dedin açılım sürecinde...
- Ayrı ayrı da seyredilir tabi. Nefes filminin her yeri açılım. O
açılımın adı da bir türlü bulunamadı. Bu insan açılımı mı
gerekiyor, Anadolu açılımı mı gerekiyor? İnsanca yaşamak, başka bir
şey değil. İşkencenin, haksızlığın olmadığı bir memlekette yaşamak
istiyoruz.
Uzun yıllardır kardeş kardeş yaşıyorduk. Şimdi nedir bu açılım
denilen süreç?
- Çok uzun yıllardır kardeş olarak yaşıyorduk. Biz mi bozduk acaba,
bizim zihniyetimiz mi bozdu bu kardeşliği? Eğri oturup düşünmek
lazım. Niye bozuldu, biliniyor ki. Bunlar klanlar, bu klanlar hep
bir arada durup dünyanın zorluğuna beraber gelmeyi karar kılmış
kardeş topluluklar. Hepsi birbirinden farklı, kültüründen, yemeğine
kadar. Ama hepsinin dünya görüşleri aynı. Mesela Türkler'in nereden
geldiği hep anlatılır ya. Türklük bir yaşam standardı. Batı
dünyasının kuruluş sistemi Antik Yunan'dan itibaren bireysellik
üzerine. Doğu kültürüyle baktığın zaman üzülüyorsun, yalnız
görüyorsun çünkü onları. Biz arada kalmış bir toplum değiliz,
Anadolu toprakları ara bir yer değil, merkez. İlk kilisenin olduğu
topraklarda, Meryem Ana'nın yaşadığı topraklarda, Yunus Emre'nin,
Dede Korkut'un, Mevlana'nın var olduğu, Müslümanlığın bir şekle
dönüştüğü topraklarda yaşıyoruz ve topraklarımızın ne değer
taşıdığının bilmiyoruz.
ÜLKEMİZ BÖLÜNMEYECEK, MUTLAKA BARIŞ OLACAK
PKK'lılar doğuda kahraman gibi karşılandılar. Tam o sırada da Nefes
filmi vizyona girdi ve kurtarıcı mı oldu?
- Bunlar derinlemesine konuşulması gereken mevzular. Bu bir tane
filmle olacak bir şey değil. 100 tane filmini her yönüyle
çekeceksin, ne olduğu anlaşılacak. Sonuçta 3-5 kişi bir araya
gelindi, bir tane adamın bir fikri ile bir film çektik. Bu geçen
sene olmaya başlamadı ki Neslihan. Kaç kişi öldü? Niye bir tane
tiyatro oyunu, niye bir tane sinema filmi yok yıllardır? Neden yok?
Çünkü bizim ustalarımız zamanında susturulmuş. Onlar gerçekten bu
halka zanaatıyla bir şeyler yapmayı şiar edinen insanlar. Devekuşu
Kabare, Ses Tiyatrosu yakıldı.
ORHAN GENCEBAY'A TÜRKLÜK'Ü SORUN
Bu açılım süreci ülkeyi bölünmeye mi, barışa mı götürüyor?
- Boşnaklar var, Sırplar, Kürtler, Azeriler, Çerkezler, Lazlar.
Yani sayamayacağım kadar çeşitlilikte klan var. Bölünme olmayacak,
niye? Çünkü Anadolu'da yaşıyoruz. Biz yok oluruz, Anadolu yok
olmaz. Binlerce yıldır taşıdığımız bir kültür var, kimler geldi
geçti. Barış olacak, mutlaka olacak. İnsanlar mutlaka kardeşçe
yaşamayı isteyecekler. Kimse kimsenin hakkını yemediği sürece bunu
başaracağız. Atatürk'ün büstünü her yere dikip önünde bayrak
çekiyoruz ya... Biraz da yazdıklarını okuyalım. Mesela 2. Kongre'de
6.5 gün süren konuşmanın asıl metnini CHP bize verip Türk halkına
bir şıklık yaparsa 67'de ve 80'de sadeleştirilen Nutuk'un
orijinaline kavuşacağız. Mustafa Kemal'in bazı söylevleri var,
devletin hoşuna gitmeyecek. Mesela Bursa Miting'i söylevi. Allah
korusun bir çocuk çıksa da, düzene karşı baş kaldırsa. Onu da
kolluk kuvvetleri alsa. 'Ne yapıyorsun sen?' dese. O da 'Mustafa
Kemal'in dediğini yapıyorum' dese. Ne diyecekler acaba?
Mustafa Kemal 'Türk Gençliği'nden anladığım nedir?' diye söze
başladığında, bütün karamsarlığa rağmen, siyasisi satılmış,
orduları bozulmuş, ona rağmen çıkıp, doğruları söyleyecek yürektir,
Türk Çocuğu'. Bir de 'Türk ne demektir?' diye bunu Orhan Gencebay'a
sorsanıza. Söylüyor çünkü adam. 'Türklük bir yaşam standardıdır.
Yaşama, hayata bakış biçimidir. Ahlaktır, kazandığını
paylaşabilmektir.
Böyle bir güçlü karakterden sonra şimdi seni nasıl rollerde
göreceğiz?
- Şu andaki televizyon dünyası, iyi canlandırdığınız rolü üzerinize
yapıştırıyor, çünkü garantisi var. Adam meseleyi niye riske atsın
gibi bir durum var. Oyuncuda da keşke her taraftan oynasam durumu
var. Nasıl karakterlerde göreceğiz, aynı şekilde ben de merak
ediyorum. Çünkü bu biraz kısmet işi.
Yeni projelerde aynı karakterde bir rol teklifi gelirse, kabul eder
misin?
- Maddi hayatımı idame ettirdiğim sürece etmem. Seçeneklerimi
değerlendiririm. Dünyada 6 milyar insan var, oynanacak 6 milyar
karakter var.
ÇOK PARA KAZANMADIK
'Para kazanmadım ama itibar kazandım' sözünü bir gazete yanlış
aksettirmiş.
İşin doğrusu nedir?
- Demediğim şeyi dedi olarak göstermişler. Bu durumu ahlaksızlık
olarak değerlendiriyorum. Her şeyin merkezinde bir ahlak olmalı.
İnşallah yakın zamanda basın ve sanat dünyamız bu ahlak noktasına
gelecek. Rahmetli Uğur Mumcu'nun gazetecilere neden şiar olmuyor.
Bir radyo programında 'Çok para kazandınız mı?' diye sordular. 'çok
para kazanmadık, itibar kazandık' bu filmin en büyük getirisi
itibar oldu. Nefes oyuncuları nefessiz kaldı gibi sözler
dönüyor.
Ben hakkımı şikayet ederek almam. Hakkımı alacaksam eğer, kanuni
yollarla almayı tercih ederim.
Hakkını alabildin mi?
- Başlangıç noktasında gerçekten iyi para kazanabileceğimizi
düşünmüştük. İyi para derken bundan sonraki rolleri eleyebileceğim
bir rahatlık olacaktı.
O olmadı. Çünkü çok uzun zamanda çektik filmimizi ve masrafları çok
fazla oldu. Belki hayal kırıklığımız bu oldu.
OTOBÜS SENDOROMUM VAR
Seni magazin basınında görmüyoruz?
- Görmeyin ne olur. Otobüs durağında görüyorsunuz.
Araba kullanmıyor musun?
- Yanık koza dizisini çekerken cin fikirlilik yapıp arabamı öyle
alabildim. Belediye otobüslerine binemiyorum. Ortaokul son sınıfta
Karamürsel'e taşındık. 30 km'lik uzaklıktaki Yalova'da okuyordum. 1
yıl boyunca sabah gittim, akşam döndüm. Bu da bende sendrom olarak
kaldı. Otobüs durağındaysam dolmuşa biniyorumdur.
Sevgilin var mı?
- Var. 7 aydır beraberiz.
Evlilik var mı?
- Evlilik düşüncesi her zaman var. Ama hayatta ilişkiler çok zor.
Kimse kimseye katlanamıyor. O kadar bireyselleşmişiz ki artık. En
ufak bir şey de sorun yaratıyor. Üzerimizde çok korku var. Beraber
olmaktan, birbirimizden korkuyoruz. Erkeğin arkasında bir kadın
yoksa, erkek sallanır.
Neslihan Yavuzcan / gunes.com