12 Eylül 1980 askeri darbesinde akıllara kazınan darbe bildirisini radyodan okuyan ve şu an Adana Huzurevi’nde yaşamını sürdüren TRT eski spikeri Mesut Mertcan, İHA’ya açıklamalarda bulundu.
1980 yılında, olaylardan habersiz, bir telefonla evinden alınan ve darbe bildirisini okumak için Ankara Radyosu’na götürülen Mesut Mertcan, "Çalışanlara çok kibar bir dille, ’TSK yönetime el koydu. Telefonu olmayan bir odada istirahat edin’ denildi ve bize çaylar ikram edildi. Çok kibarlardı. Her şey saygı içerisindeydi. Halka ateş açan tanklar yoktu” ifadelerini kullandı.
Yaşadığı darbe sürecini 15 Temmuz girişimiyle kıyaslayan Mertcan, "Stüdyonun kapısının önünde silahı 2 asker vardı. Başladım okumaya. Şimdi bu döneme bakıyorum. O dönemin gerekçesi vardı. Cumhurbaşkanı seçilmemişti. Meclis toplanamıyordu. Terör almış başını gidiyordu. Her gün bir sağdan bir soldan ya da karşılıklı ölümler vardı. Bugün böyle bir şey yok. Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan, Sayın Bakanlar Kurulu üyeleri görevlerinin başındalar. Demokratik düzendeyiz" şeklinde konuştu.
"OLASI SALDIRIDA HEDEF RADYOYDU"
TRT eski spikeri Mesut Mertcan, 12 Eylül darbe bildirisinin temiz ve yumuşak bir üslupla yazıldığını ancak bu bildiriyi okurken olası bir saldırıda hedefin doğrudan radyo olacağı için korkunun hakim olduğunu anlattı. Bildiriyi okurken kendisinin sudan çıkmış balık gibi olduğunu vurgulayan Mertcan, 15 Temmuz darbe girişimini okuyan TRT spikeri Tijen Karaş’ın ruh durumunu anlayabildiğini kaydetti.
"APAR TOPAR STÜDYOYA GİRİLMEZ"
Mertcan, 12 Eylül ve 15 Temmuz darbe girişimlerine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
"Apar topar stüdyoya girilmez ama bunlar her şeyi göze almışlar. Ben onlara TSK’nın bağrından çıkan asker demiyorum. Bunlar eğer halka ateş açmışlarsa, benim Cumhurbaşkanımın mekanına, külliyesine ateş açmışlarsa, TBMM’ye demokrasinin simgesi ateş açmışlarsa ben bunların TSK’nın bağrından çıktığına inanmıyorum; bunlar olsa olsa uzaktan kumandalı kurşun asker. Türkiye’de darbe girişimi yapılıyor, hükümet değişiyor ve siz onu okuyorsunuz, duyuruyorsunuz. Onun bir heyecanı var. O heyecan anlatılmaz yaşanır. Onun (Tijen Karaş), ruhsal durumunu çok iyi anlıyorum. Üstelik kadın başına. Asker geliyor, silahla gidiyor. Böyle şey olmaz ya. Bunlar asker değil. Bunlar sayın başbakanın söylediği gibi, asker kılığına girmiş teröristler; Türkiye’yi karıştırmak isteyenler."