Dedikoduları engelleyemem
“Kuzey Güney” dizisi ekibine katılmamdan sonra bazı haberler
çıktı. “Öykü Karayel’in rolü azalacak, Merve Boluğur daha ön plana
çıkacak” gibi şeyler söylendi. Bu kesinlikle doğru değil. Öykü’nün
rolü azalmayacak. Tabii ne söylersen söyle, dedikoduların önüne
geçemiyorsun maalesef.
Olaylar çok hızlı gelişti
Diziye katılmam ani oldu, olaylar biraz hızlı gelişti. Kerem
Çatay ile bir görüşme yaptık. Sonrasında Zeynep karakteriyle ilgili
düşüncelerini paylaştı. Hem çok şaşırdım hem de sevindim. Ay Yapım
bir kere... Ayrıca “Küçük Sırlar”ın ardından farklı bir rolle
seyirci karşına çıkmak istediğim için Zeynep doğru seçimdi.
5’te
Ekranda Cemre Sahnede Ayşe Öykü Karayel, şu sıralar dizi seti
ile tiyatro salonu arasında mekik dokuyor. Genç oyuncu, Tiyatro
Krek’in “Güzel şeyler Bizim Tarafta” oyununda, sevdiği adamla kaçıp
büyük şehre gelen ve hiç tanımadığı bir çiftin evine sığınmak
zorunda kalan Ayşe adlı başörtülü kızı canlandırıyor.
Röportaj için oturduk, bulunduğumuz mekanda tüm kafalar size
döndü. Her zaman böyle ilgi odağı mısınız?
- “Kuzey Güney” ile birlikte bu ilgi biraz daha arttı çünkü...
“Acemi Cadı” daha çok çocuklara hitap ediyordu, “Küçük Sırlar” ise
çocuklar ve gençlere... Ama “Kuzey Güney” daha geniş bir kitleye
hitap ediyor, o da ilginin artmasına sebep oluyor.
Okulda nasıldınız?
- Tembel bir öğrenciydim. Daha kendi halinde bir kızdım. Popüler
de değildim. Merve olarak karakterimin oturması liseden sonra
oldu.
Gelelim yeni projeye... Zeynep karakteriyle “Kuzey Güney”
ekibine dahil oldunuz. Teklif nasıl geldi?
- Kerem Çatay ile bir görüşme yaptık. Sonrasında Zeynep
karakteriyle ilgili düşüncelerini paylaştı. Hem çok şaşırdım hem de
sevindim. Ay Yapım bir kere... Ayrıca “Küçük Sırlar”ın ardından
farklı bir rolle seyirci karşına çıkmak istediğim için Zeynep doğru
seçimdi.
ZEYNEP AŞIK OLMAK İSTİYOR
Zeynep İtalya’da moda okurken ıstanbul’a, babasının yanına
dönüyor. Bu bakımdan bir önceki rolünüz Ayşegül’le benzer
özelliklere sahip... Siz Zeynep’i nasıl yorumladınız?
- Ayşegül ile kıyaslamanın anlamı yok aslında. Zeynep modaya
uyan, kendi ayakları üzerinde duran, cıvıl cıvıl bir genç kız.
Çocuksu değil... Ne istediğini çok iyi bilen, samimi ve sabırlı
biri. Bana anlatılan buydu, ben de elimden geldiğince Zeynep’e
aktarmaya çalışıyorum.
Kuzey daha ilk bölümden Zeynep’e vuruldu. Zeynep’te havalar
nasıl?
- Benim değerlendirmem doğru olmaz. Hep birlikte izleyip
göreceğiz.
Senaryoyu bir kenara bırakırsanız peki...
- Zeynep aşık olmak istiyor. Ben de oynadığım karakterin mutlu
olmasını istiyorum.
ÖYKÜ’NÜN ROLÜ AZALMAYACAK
Sete gelişiniz bir tehdit olarak algılandı. Öykü Karayel’in rolü
azalacak, Merve Boluğur daha ön plana çıkacak deniyor...
- Bu kesinlikle doğru değil. Ama dedikoduların önüne
geçemiyorsun maalesef. Magazinin cilveleri.
“Kuzey Güney”e setinde ilk gün neler düşündünüz? Hemen adapte
oldunuz mu ekibe yoksa kendinizi biraz işin dışında mı
hissettiniz?
- Olaylar biraz hızlı gelişti. Dolayısıyla ilk anda bir heyecan
vardı. Ama yönetmenim Mehmet Ada bana çok yardımcı oldu, destek
verdi. Oyuncular da sonradan gelmişim gibi değil, en başından beri
aralarındaymışım gibi davrandı. Aslında benim daha çok karakterle
ilgili çekincelerim vardı.
Ne gibi çekinceler?
- Tam oturdu mu karakter gibi... Ama onun zamanla oturtacağımı
düşünüyorum.
Zeynep’te en sevdiğiniz özellik ne?
- Pozitifliği.
Siz pozitif değil misiniz?
- Onun kadar değil.
GÖRÜŞMEDEKİ İMAJIM AYşEGÜL’Ü YARATTI
Ben “Küçük Sırlar”dan sonra bir süre arar verirsiniz diye
düşünüyordum...
- Bir yıl boyunca sette olduğum için, ben de bir süre
çalışmamayı düşünüyordum. Hem dinlenirim, hem kendime bir şeyler
katarım, bu süreç benim için bir yenilik olur diyordum. Sadece üç
ay tatil yapmışken, tam yeri ve tam zamanında istediğim gibi bir
işe başlayabildim. Bu büyük şans...
“Küçük Sırlar” öncesi hep çocuksu rollerin yüzüydünüz. Dizinin
bu anlamda bir milad olduğunu düşünüyor musunuz?
- Doğru, o projeye kadar hep daha çocuksu, daha naif roller
gelirdi. “Küçük Sırlar”a başlarken bu tatlı kız, seksapeli bu kadar
ön planda birini nasıl oynar diye çok düşündüm. Ama oyunculuk bunu
gerektiriyor. O karakteri hayata geçirmeliydim. Bu biraz da Timur
Savcı’nın iyi gözü diyebilirim. Çünkü görüşmeye ilk gittiğimde
kırmızı rujum vardı ve saçlarım yine bu renkti. ınsanlar Ayşegül’le
birlikte kırmızı ruj sürmeye başladığımı düşünüyorlar ama öyle
değil. ımajımın görüşmeye gittiğim günkü gibi kalması istendi
benden.
ÜNLÜYÜZ AMA BİZ DE İNSANIZ
Eksikliğini duyduğunuz ya da bu kadarı fazla dediğiniz
yönleriniz var mı?
- İnsanın rekabeti kendisiyledir. Ben de sürekli kendimle
yarışır haldeyim. Memnuniyetsizliğim çok fazla. Sürekli mükemmeli
arama durumundayım. Bu bir anlamda iyi çünkü beni motive ediyor.
Ama aynı zamanda yıpratıcı da. Eksiklik mi yoksa iyi bir şey mi,
bunun kararını hâlâ veremedim.
Yaptığınız işten yorulduğunuz, her şeyi geride bırakıp gitmek
istediğiniz anlar oluyor mu?
- Gerçekten idealleriniz varsa hiçbir şeyi geride bırakmak
istemezsiniz. Bunaldığım anlar tabii ki oluyor ama sonuçta
istediğim işi yapıyorum. Üstüne de yaptığım işin geri dönüşünü
sevgiyle alıyorum, bu çok büyük bir tatmin.
Hayranlar bazen ilginin dozunu kaçırabiliyor, sevgi gösterisini
abartabiliyorlar. Sizin başınıza hiç böyle bir olay geldi
mi?
- Evet... “Acemi Cadı” zamanıydı... Taksim-Nevizade’ye gittik.
Tam mekandan çıkarken benim adıma tezahürat yapmaya başladılar. Maç
tezahüratlarından farksız, ortalık inliyor. Utanıyorum bir yandan
da, çünkü herkes bize bakıyor. Ama gerçekten güzel bir duygu, kim
böyle sevilmek, ilgi görmek istemez ki?
Fotoğraflarınız çekildiğinde ne söyleniyor ne de muhabirlerle
tartışıyorsunuz... Ünlü olma fikrine alıştınız mı?
- Bu işimin bir getirisi, niye söyleneyim ki? Magazinin tam
ortasındayım, bundan kaçmam mümkün değil. Karşımdakilere de saygım
var; görüntü alacaklar, çekecekler tabii. Keşke her zaman doğru
haber de yapabilseler. Ünlüyüz ama biz de insanız, bizim de
ailelerimiz var. Görüntü alındığı için değil, asılsız haberler
çıktığı için birçok insan kendini geri çekiyor zaten.
SİNEMA KONUSUNDA ACELECİ DEĞİLİM
Ufukta bir sinema filmi var mı?
- Sinema diziye göre bir tık önde... ınsanların hatırında kalan,
daha gerçek bir durum... O yüzden sinema konusunda seçiciyim,
aceleci davranmıyorum. Serdar Akar ile çalışmayı özellikle isterim
ama... Fatih Akın, Çağan Irmak ile başlayan uzun da bir yönetmen
listem var. Amacım iyi bir karakter oyuncusu olabilmek. Ve bunun
için sinema filmi yapmam şart.
EVDE NE BULURSAM BOYARIM
Dizi çekimlerinden arta kalan zamanda neler
yapıyorsunuz?
- En büyük hobim cam boyamak. Evde ne bulursam boyuyorum. Hatta
geçenlerde babam bir cam bardakla gelip “evdeki her şeyi boyadın,
benim bardağımı da boya bari” dedi. Beni büyük ölçüde rahatlatan
bir hobi. Onun dışında köpeğimle zaman geçiriyor, bir de spor
yapıyorum.
Topuklu ayakkabı da bir tutku mu sizin için?
- Topuklu ayakkabıyı severim. ınsanı güçlü gösteren, keyfini
yerine getiren bir eşya... Benim için parfüm ve topuklu ayakkabı
çok önemli. Parfüm ve topuklu ayakkabı havanızı bir anda
değiştirebilir. Moralim bozuk bile olsa topuklu ayakkabı giydiğimde
iyi hissediyorum.
Sinem VURAL/HÜRRİYET