Fatih Altaylı kendi internet sitesinden 'Kurtarılan mağaracının karanlık faaliyetleri' adlı yazısında şu ifadeleri sarf etti:
Hatırlayacaksınız, birkaç hafta önce ABD’li bir mağaracı, Mersin yakınlarında bir mağarada -1000 metre derinlikte mide kanaması geçirmiş ve 11 gün süren kapsamlı bir kurtarma operasyonuyla güçlükle yüzeye çıkarılmıştı.
Ve ölümle burun buruna 11 gün geçiren Amerikalı mağaracı Mark Dickey’in yüzeye çıktıktan sonraki ilk lafı “İyileşince gelip bir daha bu mağaraya ineceğim” olmuştu.
Konu ilgimi çektiği için hem bununla ilgili bir program yapıp, kurtarma ekibindeki Türk mağaracı Ali Hakan eğilmez ile Youtube’da bir program yaptım.
Sonrasında da konuyu araştırdım.
Mağaracı Mark Dickey ile ilgili bana verilen bilgiler ilginç.
Ve veriler Dickey’in basit bir mağaracı olmadığını ortaya koyuyor.
Çünkü Amerikalı mağaracı, izinsiz olarak girdiği Morca Düdeni’nde sadece mağaraya girmekle yetinmemiş görünüyor.
"TELSİZ RÖLE İSTASYONU KURMUŞ"
Amerikalı “sözde” mağaracı, yüksekliği 2100 metreye kadar çıkan Taşeli platosundaki mağaraya girmeden önce mağara çevresinde, mağaracılıkla hiç alakası olmayan ve mağaraya inmekte kullanmayacağı bir “telsiz röle istasyonu” kurmuş.
Geniş bir alana yayılan antenler ve buna bağlı birçok elektronik sistem oluşturmuş.
Mağaracının, mağara araştırması ile ilgisi olmayan böyle bir telsiz röle sistemini dağın başına niye kurduğu hâlâ bir muamma.
Mağaraya girmek için gereken izinleri almamış, hiçbir başvuru yapmamış olmasının üzerine bir de bu elektronik sistemler eklenince ortaya hayli büyük bir soru işareti çıkıyor.
Gariplikler bununla da sınırlı değil.
Mark Dickey’in yanında mağaracılıkla alakası olmayan, iki de genç kız var. Reşit bile olmayan bu genç kızlar mağaracı olmadıkları gibi, zaten mağaraya inmemişler bile.
Yukarıdaki kampta bekliyorlar.
"ALANI TERK ETMEMEKTE ISRAR EDİYORLAR"
Ve güvenlik güçlerinin ve kurtarma ekibinin tüm uyarılarına rağmen kurtarma operasyonu boyunca alanı terk etmemekte ısrar ediyorlar ve sonunda zorla kurtarma alanından çıkarılıyorlar.
Mağaracının Morca Düdeni ve Taşeli platosundaki etkinliği hayli şüpheli ve hayli araştırmaya değer gibi görünüyor.
Kesin olan ise tüm bunları bir Türk dağcı Amerika’daki bir mağaranın önünde yapsa idi muhtemelen hâlâ tutuklu olurdu.