Korkusuz gazetezi yazarı Barış Yarkadaş'ın yazısı
Türkiye’ye bu kötülüğü yapmayın!
Nefesler tutuldu; herkes bugün toplanacak olan Merkez Bankası’nın (MB) açıklayacağı kararı bekliyor. Dikkat ederseniz “vereceği kararı” demedim; “açıklayacağı kararı” ifadesini kullandım. Çünkü; kararları Merkez Bankası değil, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan alıyor. Özerk yapısı AKP tarafından ortadan kaldırılan MB’nin tek görevi, kendilerine tebliğ edilen kararları açıklamak… Bunu ne yazık ki; üzülerek yazıyorum…
KARAR BELLİ GİBİ…
Öte yandan, Erdoğan’ın hangi kararı vereceği ise çok net: Erdoğan, küçük mevduat sahiplerine verilen faizlerin indirilmesini istiyor.
AKP kulislerinde, mevduata verilen faizlerin 15’den 13’e düşürüleceği böylece 200 baz puan indirime gidileceği konuşuluyor. Bazı iddialara göre ise faizin 12 puana düşürüleceği dile getiriliyor.
Eğer bu iddialar hayata geçerse, Türkiye ekonomik tsunaminin kurbanı olur. Bir grup dolar zengini dışındaki hiç kimse bu felakatten kurtulamaz.
DENEDİLER AMA DERS ALMADILAR…
Erdoğan’ın 17 Eylül 2021’den beri yürürlüğe koyduğu “mevduattan alınan faizlerin indirilmesi’’ politikası halk açısından hiçbir olumlu sonuç vermedi. Faiz indirildikçe, TL değer kaybetti; dolar ve euro coştu. AKP iktidarı ve yandaş kalemler, doların patlamasını “dış güçler’’e bağlasalar da Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, “Dış operasyon yok” diyerek gerçeği itiraf etmek zorunda kaldı.
RAKAMLAR ORTADA
Zaten bankalardaki hareketliliğe baktığınızda, “dış güçler’’ yalanının bir karşılığının olmadığı açıkça görülüyor. Türk halkının bankalarda 5.3 trilyon civarında bir parası var. Faiz indirildiğinde ya da indirileceği konuşulduğunda, üç beş kuruş mevduatı olanlar, parasının değerini korumak için “güvenli liman” olarak gördüğü dolara ve euroya koşuyor. Bir kısmı da altın alıyor.
TÜRK LİRASI’NI BEKLEYEN TEHLİKE
İşte bu iç hareketlilik, doların ve euoronun önlenemez yükselişini de beraberinde getiriyor. Bu yazıyı kaleme aldığımda, Türklerin bankadaki 5.3 trilyon civarındaki parasının yüzde 65’i dövize çevrilmişti. Bankalardaki Türk Lirası ise doğal olarak yüzde 35 civarına indi. Bunun anlamı, Türkiye’nin “parasal egemenliği”ni kaybetme riski ile karşı karşıya kalmasıdır. Bir süre sonra, TL piyasadan tamamen silinecek ve hiçbir karşılığı kalmayacaktır.
GERÇEĞİ GÖRÜN ARTIK…
AKP Genel Başkanı Erdoğan, bu basit gerçeğe rağmen Türkiye’yi adeta bir yıkıma sürükleyen “faiz indirme’’ politikasında ısrar ediyor. Bugün saat 14.00’te bu politikanın devam edip etmeyeceğini göreceğiz. Umarım Erdoğan da ülkenin bir yıkıma doğru gittiği gerçeğini görür ve bu yanlış politikadan vazgeçer.
MB’NİN YETKİSİ KALMADI AMA…
Aslında bu yazıda, seslenmemiz gereken kurum Merkez Bankası idi… Ancak MB’nin hiçbir kararı alıp uygulayacak bir yetkiye ve inisiyatife sahip olmadığını biliyoruz. Bu kurum da AKP ve MHP tarafından işlevsiz hale getirildi. Ancak bu gerçek, onların bu kararlarda hiçbir sorumluluğunun olmadığı anlamına gelmiyor. Bugün eğer hala faiz indiriminde ısrar edilecek ve bu politika hayata geçirilecekse; MB yöneticileri de bu kararın ardından daha da artacak olan açlıktan, yoksulluktan, iflaslardan sorumlu olacaktır.
SON ÇAĞRI
Biz yine de hem Erdoğan’a hem de hiçbir etkisi – yetkisi – işlevi kalmamış olan MB yetkililerine “Türkiye’ye bu kötülüğü yapmayın, ülkemizi yıkıma sürükleyen faiz indirimi politikasından vazgeçin” diyerek kamusal görevimizi yerine getirelim. Umarım aklı-selim egemen olur ve Erdoğan faiz indirimini “PAS” geçer… Umarım MB yetkilileri Erdoğan’a “PAS geçelim’’ deme cesaretini gösterir… Bu cesaret, felaketi biraz olsa da geciktirecektir…