Türkiye 6 Şubat Pazartesi günü Kahramanmaraş merkezli yaşanan 10 kentte yıkıma neden olan depremlerin yaralarını sarmaya çalışıyor. Yaşanan felaket sonrası ekonomide yaraların sarılması için tedbirler sıkılaştırıldı.
Merkez Bankası (TCMB) bankalarda döviz talebini azaltacak şekilde döviz ve altın işlemlerinde alım satım fiyatı arasındaki farkın (spread) açılmasını istedi.
Reuters’a bilgi veren bankacılık kaynakları, TCMB’nin ayrıca bankaların müşterileriyle gerçekleştirdiği türev işlemlerinin maliyetini Borsa İstanbul’daki vadeli işlemlerin maliyeti olan yüzde 40 civarına ya da işlemi VIOP piyasasına taşımasını da istedi.
Bankacıların verdiği bilgiye göre ilgili adımlar piyasadaki döviz talebini azaltmaya, türev işlemlerini ise teminatlı bir yapı olan BIST’e yönlendirmeyi amaçlıyor.
‘BİREYSEL MÜŞTERİLERE 19,05’İN ALTINDA DOLAR SATMAYIN’
Merkez Bankası döviz talebini azaltmak amacıyla bankalardan döviz forward kontrat satışlarında maliyetleri artırmalarını istedi.
Bloomberg’in haberine göre, konuya yakın kaynaklar TCMB’nin bankalardan dolar forward kontratlarında faizi yüzde 30’dan yüzde 40’a yükseltmelerini istediğini belirtti.
Kaynaklar, TCMB’nin bankalardan ayrıca bireysel müşterilere 19,05 altında dolar satmamasını ve bireysel müşterilere döviz forward kontrat satışı yapılmamasını talep etti.
TCMB konuya ilişkin yorum yapmadı.
Deprem felaketinin ardından otoriteler dolar ve altın talebini kısıtlamak için tedbirleri artırdı.
Enflasyon geçen sene yüzde 85’te zirve yapmasıyla birlikte yetkililer TL’nin mümkün olduğunda istikrarlı seyretmesine odaklandı.
Lira geçen yıl dolara karşı yüzde 30 değer kaybederken bu yılki kayıp yüzde 1’in altında.
DEPREMİN MALİYETİ
Ekonomistlerin ilk hesaplamalarıyla birlikte ise depremin maliyetine ilişkin farklı tahminler ortaya çıktı. Ancak depremin büyümede de gerilemeye neden olması genel bir beklenti haline geldi.
BÜYÜMEYİ ETKİLEYECEK
Depremin Türkiye ekonomisinde milyarlarca TL yeniden inşa maliyeti yaratması ve büyümede bu yıl gerilemeye neden olması bekleniyor. Depremden etkilenen 10 ilde toplam 13,42 milyon kişi yaşarken Adana, Hatay, Gaziantep gibi kentler tarım ve sanayi havzaları ile ön plana çıkıyor.
TÜİK’in 2021 verilerine göre, depremden etkilenen 10 ilden oluşan bölgenin GSYH içindeki payı yüzde 9,3 seviyesinde. Sektörel olarak bakıldığında deprem bölgesinin tarımdaki payı yüzde 14,3 sanayideki payı ise yüzde 11,2.
Üretim kaybının ne kadar büyüklükte olacağı tam olarak bilinmese de elektrik tüketimi verilerinde bir hafta önceye göre Türkiye genelinde yaşanan yüzde 11’lik kayıp depremin ekonomik büyümede belirgin etkileri olacağının bir göstergesi.
TÜRKONFED: 84 MİLYAR DOLARLIK HASAR OLABİLİR
İş örgütü Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) konu ile ilgili ön raporunda, “Kahramanmaraş depreminin 70,75 milyar doları konut zararı, 10,4 milyar doları milli gelir kaybı ve 2,91 milyar doları işgünü kaybı olmak üzere toplamda 84,06 milyar dolar hasara neden olması beklenmektedir” dedi.
Raporda, “İllerin milli gelire katkılarındaki azalmaya paralel olarak afete maruz kalan 10 ilin ihracatının, ihracatı göğüsleyen liman altyapısının bozulmasının da etkisiyle, 15 milyar dolar düzeyinin altına düşebileceği tahmin edilebilir” ifadeleri kullanıldı.
JP MORGAN: HASAR 25 MİLYAR DOLAR OLACAK
ABD’li yatırım bankası JPMorgan da Kahramanmaraş merkezli yıkıcı depremlerin bina ve altyapıya verdiği doğrudan hasarın yarattığı maliyetin GSYH’nin yüzde 2,5’i, yani 25 milyar dolar seviyesinde olacağı tahmininde bulundu.
JPMorgan ekonomisti Fatih Açelik, bankanın müşterilerine gönderdiği notta, “Türkiye’deki deprem trajik can kaybına yol açtı ve önemli ekonomik sonuçları olacak” dedi.
GOLDMAN: EKONOMİK ETKİ TAHMİN EDİLENDEN AZ OLABİLİR
Goldman Sachs ekonomistleri ise depremlerin Türkiye'deki altyapı ve genel ekonomi üzerindeki hasarının belirlenmesi için henüz erken olduğunu ancak önceki depremlerden elde edilen bulguların, büyüme üzerindeki etkinin sermaye stokundaki zararla karşılaştırıldığında şaşırtıcı derecede küçük olabileceğini belirtti.
Goldman Sachs ekonomistleri Clemens Grafe ve Başak Edizgil hazırladığı notta şu değerlendirmelerde bulundu:
“1999 Marmara depremi GSYH'daki payı, şimdiki depremin üç katından daha büyük bir bölgeyi etkiledi. Bir akademik çalışma, o depremin maliyetinin GSYH'nin yüzde 1,2'sine tekabül ettiğini ortaya koydu. Bu sonuçlar ve bölgenin büyümedeki payı dikkate alındığında geçen haftaki depremin GSYH'ye maliyetinin yüzde 1'in oldukça altında kalabileceğini hesaplıyoruz.”
’35 MİLYARI BULABİLİR’
Sardis Research Danışmanlık kurucusu stratejist Evren Kırıkoğlu’nun hazırladığı rapora göre ise depremin toplam maliyetinin 25-35 milyar doları bulması öngörülüyor.
Raporda 2023 büyümesinden yüzde 1’lik eksilme ile 8 milyar dolarlık bir kayıp öngörüldü. Ayrıca kamunun masrafları ve TOKİ’nin inşaat maliyetine bağlı olarak 17-27 milyar dolar arası hasar yerine koyma maliyeti tahmin edildi.
Böylece depremin maliyetinin toplam 25-35 milyar dolar arasında olması öngörüldü. Raporda, deprem sonrası toparlanma nedeniyle önümüzdeki yıllarda büyümenin normalden yukarıya gitmesi halinde bu maliyetin bir kısmının geri kazanılabileceği belirtildi.
BÜYÜMEYİ 1-2 PUAN AŞAĞI ÇEKEBİLİR
Reuters’ın hesaplamalarına başvurduğu üç ekonomist de 50 milyar dolar civarı bir maliyetin mümkün olduğunu belirtti. Bir ekonomi yetkilisi, “Depremin maliyeti 50 milyar dolar civarını bulacak gibi gözüküyor ancak bunun birçok yan etkisini de hesaba katmak lazım” dedi.
Ekonomistler depremin milli gelire etkisini 0,6 ila 2 puan arasında kayıp olarak hesapladı. Ekonomistler üretimin yüzde 50 oranında aksadığı ve bu düşüşün 6-12 ay gibi bir sürede telafi edildiği bir senaryoyu baz aldı.
“Milyarlarca liralık hasar ortaya çıkacak” diyen üst düzey bir yetkili Reuters’a verdiği bilgide, “Bütçede öngörülen bazı yatırımlar kaynaklarının bu bölgelere kullanılması zorunlu olacak…Burada milli gelir açısından milyarlarca dolar belki de bir maliyet ortaya çıkacak. Bunun tam çerçevesinin belirlenmesi zaman alacak elbette ama bu yıl öngörülen büyümeden en az yüzde 1 belki yüzde 2 puanlık düşüş olmasını beklemek mümkün” dedi.