TCMB'den yapılan açıklamada, Para Politikası Kurulu'nun politika faizi olan 1 hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 8,5 düzeyinde sabit tutulmasına karar verdiği bildirildi. Açıklamada, yakın dönemde iktisadi faaliyete ilişkin açıklanan verilerin tahmin edilenden daha olumlu seviyelerde gerçekleşmesine rağmen, jeopolitik risklerin ve faiz artışlarının da etkisi ile gelişmiş ülke ekonomilerinde resesyon endişelerinin sürdüğü, finansal istikrarı tehdit eden koşulların oluştuğu belirtilerek, "Türkiye'nin geliştirdiği stratejik nitelikte çözüm araçları sayesinde temel gıda başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının olumsuz etkileri azaltılmış olsa da uluslararası ölçekte üretici ve tüketici enflasyonu yüksek seviyelerini sürdürmektedir. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Ülkeler arasında farklılaşan iktisadi görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası adım ve iletişimlerindeki ayrışma devam etmekle birlikte, takas anlaşmaları ve yeni likidite imkanları ile finansal istikrarı öncelikleyen eşgüdümlü adımlar atılmaktadır. Finansal piyasalar, merkez bankalarının faiz artırım döngülerini yakında sonlandıracağını beklentilerine yansıtmaktadır" denildi.
'DEPREMİN EKONOMİK AKTİVİTEYİ ETKİLEMESİ BEKLENİYOR'
Asrın felaketi öncesindeki öncü göstergelerin 2023 yılının ilk çeyreğinde iç talebin dış talebe kıyasla daha canlı olduğunu ve büyüme eğiliminde artışa işaret ettiği vurgulanarak, şu ifadelere yer verildi:
"Depremin üretim, tüketim, istihdam ve beklentiler üzerindeki etkileri kapsamlı bir şekilde değerlendirilmektedir. Depremin yakın vadede ekonomik aktiviteyi etkilemesi beklenmekle birlikte, orta vadede Türkiye ekonomisinin performansı üzerinde kalıcı bir etkide bulunmayacağı öngörülmektedir. Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payı yüksek seyrederken, turizmin cari işlemler dengesine beklentileri aşan güçlü katkısı yılın tüm aylarına yayılarak devam etmektedir. Bunun yanında, iç tüketim talebi, enerji fiyatlarındaki yüksek seviye ve ana ihracat pazarlarındaki zayıf iktisadi faaliyet cari denge üzerindeki riskleri canlı tutmaktadır. Cari işlemler dengesinin sürdürülebilir seviyelerde kalıcı hale gelmesi, fiyat istikrarı için önem arz etmektedir. Kredilerin büyüme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde iktisadi faaliyet ile buluşması yakından takip edilmektedir. Kurul, 2023 Yılı Para Politikası ve Liralaşma Stratejisi metninde belirttiği üzere, parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini destekleyecek araçlarını kararlılıkla kullanmaya devam edecek ve fonlama kanalları başta olmak üzere tüm politika araç setini liralaşma hedefleriyle uyumlu hale getirecektir. Kurul, yaşanan felaketin etkilerinin en düşük seviyelere indirilmesi ve gerekli dönüşümün desteklenmesi amacıyla uygun finansal koşulların oluşmasını önceliklendirecektir."
'LİRALAŞMA STRATEJİSİ TÜM UNSURLARIYLA UYGULANACAK'
Uygulanan bütüncül politikaların desteğiyle enflasyonun seviyesinde ve eğiliminde iyileşmeler görüldüğü belirtilerek, şöyle denildi:
"Bununla birlikte, depremin yol açtığı arz-talep dengesizliklerinin enflasyon üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi açısından finansal koşulların destekleyici olması deprem sonrasında daha da önemli hale gelmiştir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir. Kurul, para politikası duruşunun fiyat istikrarı ve finansal istikrarı koruyarak deprem sonrası gerekli toparlanmayı desteklemek için yeterli olduğu görüşündedir. Depremin 2023 yılının ilk yarısındaki etkileri yakından takip edilecektir. TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. TCMB, fiyat istikrarının kalıcı ve sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması için Liralaşma Stratejisi'ni tüm unsurlarıyla uygulayacaktır. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.
EKONOMİSTLERDEN FARKLI TAHMİNLER
Bu arada ForeksHaber anketine katılan 20 ekonomistin 11 ekonomist faizin değiştirilmeyeceğini öngörürken, 9 ekonomist faizin 50 baz puan indirim ile yüzde 8,00 seviyesine çekileceği tahmininde bulundu.
Ankette, 2023 yıl sonuna ilişkin görüş veren 4 ekonomistin medyan faiz tahmini yüzde 24,00 oldu. Yıl sonu faiz tahminlerinde en yüksek beklenti yüzde 30,00, en düşük beklenti ise yüzde 17,50 oldu. Geçen ayki ankette medyan tahmin yüzde 14,00 seviyesinde oluşmuş, tahmin aralığı ise yüzde 35,00 ila yüzde 9,00 bandında gerçekleşmişti.
Değişiklik beklemeyen ekonomistlerden ilk faiz değişikliğinin zamanına yönelik soruya yanıt veren 3 ekonomistin 2'si Haziran, 1'i ise Eylül ayı tahmininde bulundu.
4 TOPLANTIDA 500 BAZ PUAN İNDİRİM
TCMB, 2022 yılında dört toplantıda toplam 500 baz puanlık faiz indirimi kararı almıştı. Banka, Aralık ve Ocak aylarında politika faizini beklentilere paralel olarak yüzde 9,00 seviyesinde bırakmıştı. Merkez Bankası, Şubat ayında faizi beklentilere paralel olarak 50 baz puan indirerek yüzde 8,50'ye çekmişti.