ABD’li yazar Herman Melville dünya edebiyatının geç keşfedilen ama önemli isimlerinden. 1819’da New York’ta doğan Melville, gençlik yıllarında denizlere açılıyor, birçok ülkeyi bu sayede görüyor, kişileri ve doğayı gözlemliyor. Balina avcılığı yaptığı deniz seferlerinin birinde yamyam kabilesine esir düşen Melville, ülkesine döndüğünde önce öğretmenlik yapıyor, ardından gümrük müşaviri olarak çalışıyor. Hayatı sıra dışı yaşanmışlıklarla dolu Melville tüm bunları ise gerçekçi bir anlatımla hikâyelerine taşımayı ihmal etmiyor.
Gerçek ile kurgu iç içe geçiyor
VakıfBank Kültür Yayınları’ndan (VBKY) çıkan “Veranda Öyküleri” yazarın hayatından adımlar içeren altı hikâyeden oluşuyor. Onun eserlerinin başarısı, yani Melville’i edebiyat tarihi için önemli kılan unsur, gerçek ile kurguyu inandırıcı bir şekilde iç içe geçirmesinden ve bunu güçlü ifadelerle aktarmasından kaynaklanıyor. “Moby Dick” isimli roman Melville’in en önemli eserleri arasında zirvede konumlanırken sayısız kez sinemaya uyarlanan bu roman, aynı zamanda esere de adını veren katil balina ile onu yakalamayı takıntı haline getiren Kaptan Ahab karakterinin arasında geçenleri anlatıyor; “tutkularının tutsağı olan insan” merkeze alınıyor.
Periler diyarına yolculuk
“Veranda Öyküleri”ndeki Veranda, Bartleby, Benito Cereno, Paratoner Satıcısı, Efsunlular ya da Efsunlu Adalar ve Çan Kulesi Melville’in hayal gücüyle zenginleştirdiği ancak gerçekçi anlatımdan kopmadığı hikâyeler. Okur Bartleby öyküsünde dönemin iş yaşamındaki bürokratik sürecin temellerine ulaşıyor, kitabın ilk öyküsü Veranda ile beraber fantastik bir dünyaya yolculuk yapıyor: “Kerteriz olarak perili dağı aldım ve kendimi iyi hissettiğim ilk gün, gücüm elverdiğinde deri eyerli filikama atladım, halatı fora ettim ve yelken açtım. Bir sonbahar yaprağı gibi özgür bir yolcuydum. Şafak vakti batıya doğru yol alırken güneş, ışıklarını saçmaya başlıyordu.”
Korsanların altınları saydığı ada
Kitaptaki Efsunlular ya da Efsunlu Adalar öyküsü, Melville’in deniz seferleri boyunca gözlemlediği adaların, sahillerin, dağların adeta haritasını çıkarıyor. Melville, dinlediği hikâyelerle efsanelerin aktarımını gerçekleştiriyor: “Barrington Adası, yaklaşık iki asır önce Küba sularından geri püskürtüldükten sonra Darien Körfezi’ni geçerek Pasifik’in İspanyol kolonilerine ait bölgesini yağmalayan ve modern posta sisteminin nizamı ve zamanlamasıyla Manilla ve Acapulco arasında gidip gelen değerli kraliyet gemilerinin yolunu kesen ünlü Batı Hint Adaları korsanlarının uğrak yeriydi. Korsan çatışması yorgunluğu sonrasında buraya dua etmek, kadınlarla gönül eğlendirmek, fıçılarında kalan fişekleri, varillerindeki altınları saymak ve uzun Toledoları ile Asya ipeklerini ölçmek için buraya gelirlerdi.”
“Veranda Öyküleri”, 200 yaşındaki Herman Melville’i anlamak, onun edebi birikimi ile yoğun hayal gücünün sınırlarında dolaşmak için eşsiz bir eser.