Ünlü şovmen Mehmet Ali Erbil, Hürriyet Yazarı Cengiz Semercioğlu'na verdiği röportajda, "eskiden yaptığı Eski programları seyrettiğim zaman daha özgür olduğumuzu görüyorum. Herkes espriye açık, anlayışlı ve hoşgörülüymüş.", dedi.
Cengiz SEMERCİOĞLU / HÜRRİYET KELEBEK
Altın Kelebek ödüllerimi vermem!
Mehmet Ali Erbil, geçen yıl Altın Kelebek ödüllerini iade edeceğini
söylemiş, hatta “Bunu söylediğim için hakkımda kim bilir ne
haberler yapacaklar” demişti.
Hakkında tek bir olumsuz haber yapmadığımız gibi, yeni başlayacak “Çarkıfelek”i bahane edip kendisiyle buluştuk. “Altın Kelebek’lerini almaya geldik” dedik ama alamadık. Kızı Yasmin’in fotoğraflarını da sorduk, Hamdi Alkan’a neden kızdığını da, seks bağımlısı olup olmadığını da... Hepsine yanıt verdi, Altın Kelebek’lerini geri vermedi...
“Çarkıfelek” yakında tekrar başlayacak. Nasıl gidiyor
hazırlıklar?
- Bir ara hostes seçimi yapıyorduk. “Aşkım Aşkım”da oynayan Yeliz
Yeşilmen duymuş. Onunla bir ara “Çarkıfelek”te birlikte
çalışmıştık. “Ben Çarkıfelek’e full hazırım” diye mesaj attı. Sonra
“Full hazırım” aramızda slogan oldu. Şu an ben de full hazırım
“Çarkıfelek”e.
Yeni hostesin kim olacak?
- Emel’i (Özkızıltaş) düşünüyorum. Emel halk tarafından da
seviliyor.
Hostes seçimi yapmayacak mısınız? Herhalde yarışmanın en
heyecanlı tarafı budur senin için...
- Hostes seçimlerini Dubai’de yapıyorum. Prodüksiyon Dubai’ye
getirtiyor, dünyanın dört bir yanından. (Gülüyor) Ramazan denince
davul, tokmak, bir de Mehmet Ali akla geliyor artık. Yazın
biliyorsun Show TV en çok izlenen beşinci kanaldı, “Çarkıfelek”
sayesinde birinci kanal oldu. Ramazanda çok izleniyoruz. O nedenle
yeni programa ramazanda başlayacağız.
Bugüne kadar 13 kanal değiştirmişsin. Neredeyse en çok
kanal değiştiren isimsin. İstikrarsızlık mı bunun nedeni, yoksa çok
talep edilmek mi?
- O kadar olmuş mu! Hiç saymamıştım. İstikrarla alakalı değil
aslında. Birkaç yılda tüketiyorlar belki de. En uzun süre Kanal
D’de çalıştım. Sonrasında başka yerlerden teklif aldım. Hatta
mahkemelik de oldum. Kanal D’de çalışırken Star’dan teklif
gelmişti, kontratım olduğu halde Star’a geçtim. Ama baktım orada
olmayacak bu iş, Kanal D’ye döndüm. Star bana dava açtı ve para
almamama rağmen 1 milyon dolar tazminat ödedim. Sonra TMSF Star’a
el koydu. Bir anlaşma yaptım ve o parayı çalışarak ödedim. Dizi ve
yarışma yaptım.
Kanallar benden korkuyor
Bunca yıldır ekranlardasın. En çok kazanan isim sen mi
oldun?
- Yok. Acun (Ilıcalı) kısa vadede hepimizi geçmiştir. Bizim kırk
yılda kazandığımızı o 5 yılda kazandı.
Eski futbolcular gibi misin? Onlar da çok para
kazanamazdı...
- Çevre ve ilişki meselesi bunlar. Bir de artık televizyonda eski
paralar yok. Büyük paraları artık evlilik programı yapanlar
alıyor.
Sana niye kalmıyor o işler?
- Çünkü canlı yayın riski var. Benden biraz ürküyor kanallar.
Geçmişte yaptıklarından olsa gerek...
- Kazaydı onlar. 40 yılda iki-üç kez geldi başıma. Her sene minimum
200 canlı yayın yapıyordum. Orana baktığın zaman az bile yapmışım.
Dünyanın her yerinde böyle ekran kazaları olur.
Özellikle pantolon indirme olayı büyük bir
kazaydı...
- O olayda hiçbir müdahilliğim yok. Her gün yaptığım rutin bir
şeydi.
Adamın pantolonu indirdin. Bunun rutini mi
olur?
- Her gün yapıyordum. İçinden pijama ya da uzun don çıkıyordu.
Seyirciyle gülüyorduk. Sıkı bağlıyordu bir de. Ben her gün o
insanlar pantolonu sıkı bağladılar mı diye kontrol mu edecektim? O
olayın olması benim suçum mu şimdi?
Eskiden daha özgürdük
Televizyon açısından geçmişle bugünü nasıl
karşılaştırırsın?
- Eski programları seyrettiğim zaman daha özgür olduğumuzu
görüyorum. Herkes espriye açık, anlayışlı ve hoşgörülüymüş. Huysuz
Virjin’i düşün. Neler yapıyordu ve insanlar alınmadan gülüyordu.
Arkasında bir şey aramıyorlardı. Şimdi ufak bir laf söylediğinde
büyük bir kesim ayağa kalkıyor. Hatta kanala yürüyorlar. Toplum
böyle bir hezeyan içinde. Bir de formatlar, prototip filan da
değişti. Artık daha çok diziye yönelim oldu. İnsanların algıları da
değişti.
O zamanki şovlarını yapsan şimdi ne olur
sence?
- Ülke dışına atarlar! (Gülüyor)
Ama hatalarına rağmen seyirci seni hep sevdi ve izlemeye
devam etti.
- Çünkü iyi niyetli ve herkese karşı sevecen olduğumu çok iyi
biliyorlar. Bugüne kadar ne ekranda ne de ekran dışında kimseye bir
terbiyesizliğim olmuştur. Hiç kimseyle kavga etmemişimdir.
Sanatçılarla da öyle polemiğe filan girmem. Çünkü girift olmam. Çok
muhabbete girersen muhakkak bir şey olur. Seren’le (Serengil) Demet
(Akalın) kankaydı bir zamanlar hatırlar mısın? Bu sabah
televizyonda izlerken küs olduklarını öğrendim. Halbuki ne kadar
yakınlardı. Nasıl birden böyle oldular? İşte ben böyle diyaloglara
girmediğim için öyle olaylar yaşamıyorum.
Sanat camiasında çok yakın olduğun biri yok
mu?
- Bir tek Seda Sayan var. Ailece görüşürüz.
20 günden bir tedavi oluyorum
Kaç yaşındasın? Spor filan yapıyor musun?
- 55... Bu ara spor yapamıyorum ama kısa sürede başlamak istiyorum.
Zaten sadece yürüyüş yapardım, havalar ısınınca yeniden
başlayacağım.
Sağlığın nasıl?
- Gayet iyi. Kontrol altında. Düzenli olarak ilaç kullanıyorum.
İlacımı almazsam her an krize girebilirim. 20 günde bir 14 doz ilaç
alıyorum. Çok yoğun ve pahalı bir ilaç. Ama Emekli Sandığı’na bağlı
olduğum için ilacımı devlet karşılıyor çok şükür. Her bir tedavim
yaklaşık 20 bin lira tutuyor. İlacın tanesi 850 euro.
Diğer yarışmaları takip ediyor musun? Beğendiğin
şovmenler var mı?
- Herkes farklı farklı. Kiminin suflesi iyi, kiminin diksiyonu
kötü. İsim verip polemiğe girmek istemem. Bazen izliyorum, biri
program sunuyor, program boyunca dediklerinin sadece yüzde 70’ini
anlayabiliyorsun. Öyle çok beğendiğim biri yok. Eskiden Serdar
Ortaç’ı beğenirdim. Onu bu konuda yetenekli bulurdum. Son yaptığı
işe kadar...
İzlediğin dizi var mı?
- Bir tek tarihi dizileri seyrediyorum.
Uzun yıllardır neden dizilerde yoksun? İyi bir teklif
gelse kabul etmez misin?
- Çok yorucu Cengiz. Bu yaştan sonra artık zor. Her şey para demek
değil ki. Sağlık da önemli. Şimdi 120 dakika program çekmeye
başlayacağım. Kolay değil. Bir dizi teklifi geldi, düşünüyorum
kaldırabilir miyim diye. En son Gani Müjde’nin “Harem” dizisinde
oynadım. Kraldım. Sarayım vardı ama elektrikler kesiliyordu
faturayı ödemediğimiz için. Çok güzel ve komik bir işti.
Şahan'ın filmleri için sinemaya gitmem
Sinemayı takip ediyor musun? Geçenlerde Erkan Petekkaya,
Cem Yılmaz’ın filmlerini beğenmediğini söyledi. Ne
diyorsun?
- Ben Cem Yılmaz’ın filmlerini beğeniyorum. Her şey gişe demek
değil. Mesela “Çalgı Çengi” gişe yaptı ama çok mu kaliteli? Beni
irite ediyor.
Neden?
- Bana çok abartılı geliyor komedileri.
Şahan Gökbakar’ın filmlerini de beğenmiyorsun o
zaman...
- Şahan’ı beğeniyorum. O daha farklı bir karakter. Basit, argo
espriler yapıyor diye eleştiriyorlar ama ben onların altında zekice
bir şey hissediyorum.
Şahan Gökbakar mı, Cem Yılmaz sineması mı
peki?
- Şahan’ın filmleri için sinemaya gitmem, televizyonda denk
gelirsem izlerim. Cem Yılmaz’ın filmleri için ise sinemaya giderim.
Ama Şahan’ı çok severim. Hem kişilik hem de oyuncu olarak. Zeki
çocuk. Oğlum da filmlerini çok seviyor. Galasına bile gitti. 5
milyon kişi izliyorsa, saygı duyulacak bir şey yapıyor.
Hamdi Alkan midesini küçültürken vicdanını da küçülttü
Hamdi Alkan’a “Hayat Bazen Tatlıdır” dizisinde kızın
Yasmin’i oynatmadığı için kırgınmışsın, doğru mu?
- Eski televizyoncularla birlikte şirket kurmuştuk. Kanal 6’dan
ayrıldığım zamanlardı. İlk kez de Hamdi Alkan’la “Öz Ofsayt”
isminde bir program yapmıştık. Onunla dostluğumuz uzun yıllar
öncesine dayanır yani. Hatta eşlerimiz de arkadaştı. Ben bugüne
kadar kimseden çocuklarımla ilgili, özellikle de oyunculukla ilgili
bir şey rica etmedim. Ama Yasmin oyunculuğa karşı istek duydu, eski
dostum olduğu için Hamdi’den rica ettim. “Ne demek hemen gelsin”
dedi. Sonradan ne geri aradı ne de haber verdi. Mide küçültme
ameliyatı oldu ya, dedim ki herhalde midesiyle birlikte insani
duyguları ve vicdanı da küçüldü. Çok üzüldüm ve alındım.
Sonrasında hiç konuşmadınız mı?
- Yok. Hiç aramadı ki.
Neden istemezsin çocukların için böyle
şeyler?
- Çünkü sanatta torpil olmaz. Ben abimle girdim konservatuvar
sınavına. Bütün hocalar babamın arkadaşıydı. Kimse bize torpil
yapmadı. Ben kazandım, abim kazanamadı.
Röportajın tamamını okumak için;
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/cengiz-semercioglu/altin-kelebek-odullerimi-vermem-40391925