Bugünlerde hem yazılı hem de görsel basında bazı gruplarda çalışan gazeteciler ücretlerin geç ödenmemesi nedeniyle zor durumda. Bazı gazeteciler de zamanında ödenmeyen maaşları nedeniyle yargı yoluna gitmek istiyor. Ancak bu konudaki yasal durum hakkında ortada bir tereddüt var. Herkes farklı bir şey söylüyor.
Bu tereddütleri gidermek için Türkiye Gazeteciler Cemiyeti hukuk danışmanı Avukat Gökhan Küçük, Medyatava’nın sorularını yanıtladı.
-Sayın Küçük; ücretlerin ödenmemesi gazeteciye iş
sözleşmesini haklı nedenle fesih hakkı verir mi? Gazeteciler bu
konuda büyük tereddütler yaşamakta. Ne yapılmalı sizce? İş
akidlerini fesheden gazeteciler kıdem tazminatlarını alabilirler
mi?
Sorunuza 2013 yılının Mart ayı sonu itibariyle cevap verdiğimi
hatırlatarak şunları söyleyebilirim. Niye bu tarihi belirttiğimi de
sonunda söyleyeceğim. Bildiğiniz gibi gazeteciler, 212 sayılı
yasayla değiştirilmiş 5953 sayılı Basın İş Kanunu diye adlandırılan
kanuna tabidir. Bu kanunda iş akdi fesih sebepleri sınırlı sayıda
olup ücretlerin geç ödenmesi nedeniyle gazetecinin iş akdini fesih
hakkı yoktur. Normal iş kanuna tabi olanlarda ise böyle bir hak
var. Bu hakkın 5953 sayılı yasada olmaması uzun yıllar çalışanlar
arasında adaletsizliklere yol açmıştır. Çünkü ücret ödeme borcu iş
sözleşmesindeki işverenin ana borçlarından biri, ilki ve en önemli
borcudur. Uzun yıllar sonunda Bakırköy 1. İş Mahkemesi Bilirkişi
raporunun da değerli katkılarıyla bir karar vermiştir. Bu karara
göre ücretleri zamanında ödenmeyen gazetecinin iş akdi feshini
haklı bulunmuş ve gazeteciye kıdem tazminatı ödenmesine karar
verilmiştir.
Bu kararda o dönemde Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından onanmıştır ve 2008 yılından bu yana 29.03.2013 tarihine kadar bu içtihatlarda bilgim dahilinde bir değişiklik olmamıştır. Şimdi yukarıda verdiğim tarihi şunun için söyledim. Bu tarihten sonra yeni kurulan Yargıtay Hukuk Daireleri farklı bir uygulamaya da gidebilirler. Düşük de olsa böyle bir ihtimal var.
-Siz ne düşünüyorsunuz hukuki olarak ?
Ben bu içtihadın adaletli olduğunu ve değişmemesi gerektiğini ve
değişmeyeceğini, içtihatta varılan hukuki çözümün ve gerekçesinin
halen geçerli olduğunu, ücretin ödenmemesinin veya zamanında
ödenmemesinin Yeni Borçlar Kanununda da çalışana haklı nedenle
fesih hakkı verdiğini ve bu nedenle de görüşten dönülmesini
gerektirecek yasal bir sebep ve değişiklik bulunmadığı hukuki
görüşü içindeyim. Şunu da söyleyebilirim. Basın dünyasında
maaşlarını alamayan, maaşları geç ödenen, kirasını ödemekte
zorlanan, borçla işine gidip gelen, uzun yıllardır çalıştığı için
haklarını “yakmak” istemeyen çok sayıda çalışan gazeteci var ve
artık kriz bir bahaneden ziyade olağan uygulama haline getirilmeye
çalışılmaktadır “Medya”da.
Hatırlarsanız yakın zamanda Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç medyada maaşların ödenmemesi konusunda ki hayretlerini dile getirmişti. Bu nedenlerle de Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin içtihadı hukuka uygun, adil bir içtihat olarak ve en önemlisi Türkiye’nin gerçeğine uygun bir içtihat olarak varlığını korumaktadır. Kısaca söyleyebileceklerim bunlar.
Saygılarımla