Mehveş EVİN/MİLLİYET
Paçozluğun ötesi
Medya, tam da ‘paçozluk’ standardına
göre davranıp Alev Alatlı’nın röportajına atladı. Oysa Alatlı,
‘eblehleşme’ baskısının neden en büyük felaketimiz
olduğunu anlatıyor
Alev Alatlı, son kitabı ‘Beyaz Türkler Küstüler’i
yayına hazırlarken Akşam gazetesine çok tartışılan bir röportaj
verdi. Zaten bir cümlenin içinde ‘beyaz Türk’ ve ‘medya’ geçince,
hele bazı isimler anılınca, herkesin dikkatini çekiyor.
Ancak Alatlı’nın ‘paçoz’ olduğunu söylediği gazetecilerden çok daha
önemli tespitleri var. “Kim paçozmuş, beyaz Türk’ü niye küstürmüş?”
konusu, işin sosu... Üzerinde düşünülmesi ve konuşulması gerekenler
başka. Yerse tabii! Şenay Yıldız’ın röportajından
başlıklar:
- SIRADAN İNSANLARIN
İKTİDARI: Hiyerarşik
örgütlü dinlerin hepsinde
sallanma, yıkıl-ma var. Peki bu hiyerarşik yapılanmalar ortadan
kalkınca ne olacak? Onun yerine demokrasi
diye yücelttikçe yücelttiğiniz,
sıradan insanların iktidarı gelecek.
- YENİ ARİSTOKRAT ‘CEO’: Sistematik bilginin
reddi, akademisyenlerin dünyanın her yerinde çaptan düşmesi, bunun
yerini pazar ekonomisinin alması, öğrencilerin müşteri haline
gelmesi... Bu değişimle yeni bir aristokrasi sınıfı çıkıyor
ortaya.
- İKİ KURUM YIKILIYOR: Hızlandırılmış
kapitalizmin karşısında iki kurum var: Gümrük, vergi gibi
düzenlemelerle ulus-devlet yapısı ve aşırı tüketimin karşısında
durma özelliğiyle din. Şimdi, yıkılması gereken bu kurumların ikisi
de yıkılıyor. Peki, yerine ne geliyor? Dünya vatandaşı.
- TEK TİP TÜKETİCİ: Dünya vatandaşı, tercih
ve beğenilerinde tek tiptir. Mesela bir Barbie bebek üretirsiniz,
Endonezya’daki çocuk da onunla oynar, Ümraniye’deki de. Bu, her
zaman markette karşılığı olan, satılabilir ortak
değerler yaratarak yapılır.
- EBLEHLİĞİN BASKISI: Böyle giderse, Türkiye
sadece tüketici kulvarında kalmaya mahkumdur. Bu eblehleşme sadece
tüketiciliğe iter. Yazık, Halide Edip’e boşu boşuna mandacı, vatan
haini denmiş. Bugün manda zaten gerçekleşti. ABD’ye eğitim için
giden paraları görün, sizin Sulukule’den çıkan Sibel Can’ınızın evi
Miami’de! Bu nasıl bir gidişattır, kaçıştır?
Askeri
otoritenin baskısı falan derler ya, eblehliğin, paçozluğun
baskısı kadar büyük bir baskı yoktur.
RAHŞAN GÜLŞAN'IN ALATLI'YA YANITI İÇİN