İşte o yazı
Ankara’nın en lüks gecekondusu...
Siteyi bile yönetemiyor ülke yönetimine talip...
Bir çocuğun hastalanmasına gülecek kadar kalpsiz...
Sevgili dostlar, ben pek yazmayı sevmem ama ‘terzi kendi söküğünü dikemez’ hesabı çarem kalmadığı için yazmalıyım dedim.
Baştan söyleyeyim ‘Keskin Kalem’ kızacak ama bu sefer siteyi kendi derdim için kullanacağım. ‘Deniz Zeyrek’ için yazdıklarını umarım benim için de yazmaz.
Bana kalırsa Zeyrek haklı ve derdini yazmıştır.
Şimdi diyeceksiniz ki ne derdin var ne diye bizi meşgul ediyorsun.
Sevgili dostlar birkaç yıldır Ankara-İstanbul arası mekik dokuyorum ve ailemle son 2 yıldır Ankara’da yaşıyorum. Türkerler Holding tarafından yapılan ‘Mahall Ankara’ sitesinde kirada oturuyorum. Yaz bitimi, kış başında evdeki sorunlar ortaya çıkmaya başladı. Isınmayan kaloriferler, camlardan gelen soğuklar, su alan duvarlar derken sıcak suyum da gitti. 6 aydır bir geliyor, bir gidiyor sonra da gelmiyor. Bu lüks rezidans dairesinde bir elimizde elektrikli soba, diğerinde su kaynattığımız kova ile ailece banyo yapmaya çalışıyoruz. Türkerler Holding yetkilileri ile konuştuğumda sorumluluğun site yönetiminde olduğunu ve gerekli bakımların yapılmadığını söylüyorlar. Hatta ellerinde bilirkişi raporları olduğunu da belirttiler, dava açmak için istediğimde ise geri bile dönmediler.
Patronun kızı aynı binada oturduğu için ona özel ısıtıcı sistem kurmuşlar tabi rahat etsin diye…
Şimdi bir de site yönetimi tarafı var… Asıl vicdansızlık burada…
Ülke yönetimine talip olan ‘Deva Partisi’nde yönetici olan ekonomist, mali müsteşar ‘Cavit Dağtaş’, aynı zamanda sitemizin de yöneticisi. Site sakini olarak bu vicdan yoksunu arkadaşı aradım. Niye ‘vicdan yoksunu’ dediğimi birazdan yazacağım…
Beyefendiyi aradım… Birkaç kez aramadan sonra zat-ı alileri telefonu açtı. Kendimi tanıttım, sorunumu anlattım. Ancak kendisi emekli müsteşar olduğu için benimle üst perdeden konuşmayı tercih etti. Neyse önemli değil sıcak su gelsin de dedim, sabrettim… Ama 1 gün önce 6 yaşındaki oğlumun buz gibi suyla banyo yaptığı için üşütüp hasta olduğunu söylediğimde bu büyük parti yöneticisi emekli müsteşar, Boğaziçi Üniversitesi Matematik bölümünden mezun olan, Gazi Üniversitesi’nde uygulamalı istatistik, Western Michigan Üniversitesi'nde Ekonomi alanında yüksek lisans sahibi kişi kahkahayı basıp ‘Banane’ dedi. Bir çocuğun sabaha kadar ateşler içinde yattığını söylediğim vicdan yoksunu bu adam evet ‘güldü’. Hem de dalga geçerek güldü…
“Bizim sorunumuz değil git kendin yaptır” dedi ve güzel bir kavga sonrası suratıma telefonu kapattı.
Şimdi buradan Kazım Türker ve Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'a seslenmek istiyorum.
Sayın Kazım Bey kendi kızınızın evine özel ısıtıcı sistem kurup, diğer insanları mağdur etmek size yakışıyor mu? Ankara'nın en iyi rezidansı diye yaptığınız gecekondudaki sorunları çok iyi biliyorsunuz… İşine gelmiyor… Bu senin ve markanın ayıbı.
Sayın Babacan, bir siteyi yönetemeyen, insanlara üstten bakan, insanların sorunlarına bahane diyen bir kişi var kadronda. Bu kişiyle beraber bu ülkeyi yönetmeye adaysın. En kötüsü ne biliyor musun? ‘Bu insanda vicdan yok.’ Onun kötü yönetimi yüzünden bütün gece ateşler içinde yatan hasta olmuş bir çocuğa bile gülecek kadar vicdansız. Umarım partinizde bu insandan daha duyarlı kişiler vardır…
Ben Türkerler Holding ve Deva Partisi'nde yönetici olan bu şahısla mahkemede yüz yüze geleceğim. 6 yaşındaki oğlumuzu oraya getireceğim. “Oğlum bak bu amca sen hasta olunca vicdansızca sana gülen kişi” diye gözlerinin içine baktırıp, “Sen asla bu amca gibi olma diyeceğim…”
Bir babanın oğluna bırakacağı en büyük miras bence iyi bir vicdan ve dürüstlüktür. Keşke sizin babanız da size bu öğütleri verseydi Cavit Bey…
Sevgiyle kalın dostlar, Allah sizi vicdansız kişilerle karşılaştırmasın.