Madımak Oteli içinde yaşayan, hayatını mucizevi bir şekilde
kurtaran Panorama Dergisi muhabiri Mehtap Yücel o gün yaşadıklarını
şu sözlerle anlatmıştı:
Otelde kültür merkezindeki olayları tartışıyorduk. Saat
14.30'du, polisten, Valiliğin, "etkinlikleri iptal ettiği" haberini
öğrendik. Bu sırada birkaç polis "Sizi otelden alalım, şehir dışına
çıkaralım" dedi. İçeride birtakım tartışmalar oldu, sonra otelden
çıkmak için gecikildiğini farkettik. Bu arada yine az sayıda bir
grup askerin otelin önüne açılan yolları kestiğini görünce, hepimiz
bir parça rahatladık. Çoğunlukla lobideyiz. Dışardaki az sayıda
asker ve polise rağmen, Kültür Merkezi'nden dönen gösterici grup,
otelin 20-25 metre önünde toplandı. Gösterici grup bu kez yeniden
otele yönelmiş, bu arada da, birileri, belki de polis,
göstericilere karşı koyanları otobüslere bindirip Ali Baba
Mahallesi'ne götürmüş. Otelin önünde yeniden toplanan göstericiler
"Vali istifa", "Burası Moskova değil", "Şeytan Aziz", "Kanımız aksa
da zafer islamın", "Dönmeye değil ölmeye geldik" ve "Şeriat gelecek
her şey bitecek" gibi sloganlar atıyorlardı.
"BUNLARI ÇEKİYORSUN AMA HİÇBİRİNİ
GÖREMEYECEĞİZ"
Çatılarda buldukları saksıları ve kiremitleri tekbir sesleriyle
otele doğru fırlatıyorlardı. Gençler otelin girişine kurdukları
barikatın gerisinde beklerken, bir grup gösterici, polis barikatını
aşıp içeri girdiler. Korkunç gürültülerle birlikte kısa bir süre
büyük bir mücadele yaşandı ve grup püskürtüldü. Aynı şeyi birkaç
kez tekrarladılar... Sivas'a semah gösterileri yapmak için gelmiş
olan bu gençlerden hemen hiçbiri canlı dönemedi Ankara'ya...Lobide
bu çatışmalar olurken Aziz Nesin de eline bir demir çubuk almış,
odasından çıkmıştı. Bu sırada fotoğraf çekerken kireç gibi yüzüyle
bir kadın yanıma yaklaştı ve "Bunları çekiyorsun ama hiçbirisini
göremeyeceğiz" dedi.
"BİR ANDA HER YER DUMANA BOĞULDU"
Bir toz bulutundan başka bir şey seçemiyordum. Artık cesaret ve
umut tümüyle tükenmişti. Birileri alt kattan "Çantalarınızı alın,
gidiyoruz" diye seslendi. Çantalarımızı alıp el ele tutuştuk.
Birinci kata doğru indik. Birinci kata geldiğimizde aniden bir
parlama ortalığı aydınlattı. Birinci kattaki odalar yanmaya
başlamıştı. Bez topaklarını gaza ve benzine bulayıp yakmışlar ve
içeri atmışlardı. İçerde her şey zaten sentetikti ve bir anda
yangın yayıldı, her yer dumana boğuldu.
Haberin tamamı için TIKLAYINIZ
Madımak otelinden kurtulan muhabirin dehşet anları!
Madımak Oteli'nden kurtulan muhabir yaşadıklarını böyle anlatmıştı.
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin