İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’ndan önceki gün ihraç edilen oyuncu Levent Üzümcü, Cumhuriyet'in sorularını cevapladı.
'Doğru bildiklerimi söylemeye devam edeceğim' Levent Üzümcü, gündelik siyasete alet edildiğini ve şehir tiyatrolarına geri döndükten sonra bu kararın altında imzası bulunanlara dava açacağını söyledi.
Levent Üzümcü'nün röportajı şöyle:
Şehir Tiyatroları’nın size destek toplantısında yöneticiler siyah giyindi ve yas ilan etti.
Bu tutum tiyatroya karşı inancımı ve gücümü arttırdı. Çok teşekkür ediyorum herkese, böyle bir olaydan böyle bir güzellik çıkması iyi oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’de sistem fiilen değişmiştir” demişti. Şehir Tiyatroları yöneticileri de kendileriyle irtibat kurulmadan, tepeden inme kararla atıldığınızı açıkladılar. Böylece, Şehir Tiyatroları’nın yönetim kurulu ve disiplin kurulu yok sayıldı. Özetle, Şehir Tiyatroları’nın yönetiminin fiilen değiştiğini, Türkiye’deki yönetim şeklinin sanat alanında da fiilen değiştiğinin de ilk örneğinin bu ihraç vakası olduğunu söyleyebilir miyiz?
Aynen öyle.
Ne ben onun cumhuruyum ne de o benim başkanım. Ben onun cumhuru değilim, onun milli iradesi ben değilim. O da benim başkanım değil. Beni kendi cumhuru olarak görmeyen bir başkan benim umrumda değil. Bu ülkenin geleceğini, umudunu içinde barındıran insanlara bangır bangır “vatan haini” dedi. Kimse kendini kandırmasın.
- Tiyatrodan ihraç edilmenin zamanlaması manidar mı? Neden şimdi?
Demek ki açıkhavadaki oyunumu beklemişler. 2007’den 2015’i hesaplayabiliyorlar. Temmuz ayının birinde ihraç kararını almışlar, Belediye Başkanı Beyefendi imzalamış. Bana 25 Ağustos’ta bildirdiler. Neden seçim 1 Kasım’da? Yok yere tekrarlanan bu seçim neden 1 Kasım’da? Bunları hesaplıyorlar
Bugünden itibaren nasıl bir mücadele yolu izleyeceksiniz?
Karşı durduğum şeyleri söylemeye devam edeceğim. Bizi diyalog kültüründen uzaklaştırmaya çalışmalarına karşı duruyorum. Bunca zamandır bir tane AKP’li milletvekilini gördün mü televizyonda açıklama yaparken. Neyin ne olduğunu görmemek için bildiğin kör olmak lazım.
Darbe döneminde, beni attıkları memur siyaset yapamaz maddesinden attıkları tiyatrocu abilerimizin hepsi haklı bulunarak çatır çatır geri döndü. Müthiş bir hukuksuzluğa imza atıyorlar. Ben savunma dilekçemde kendilerinin yapmış olduğu şeyin bir suç olduğunu söyledim. Kaybedecekleri bir davayı açmaları kendilerini zarara sokmak oldu.
Röportajın tamamını okumak için tıklayınız