MEDYATAVA / GİZEM ERTÜRK
Viyolonsel, piyano gibi batı müziği enstrümanlarıyla doğunun ritimlerini harmanlayarak benzersiz tarzını oluşturan Ladino müziğinin tutkulu sesi Yasmin Levy, önceki akşam Zorlu PSM'de Türkiyeli hayranlarıyla buluştu.
Buika, Ömer Faruk Tekbilek, EnricoMacias, Yiannis Kotsiras, Eleni Vitaly, Natacha Atlas, Montse Kortes, Kubat ve Ibrahim Tatlıses gibi birçok isimle çalışan sanatçı dün akşamki konserde çok sevdiği "Sevda", "Firuze" gibi şarkıları söylemeyi ihmal etmedi.
"Zeki Müren ve İbrahim Tatlıses Dinleyerek Büyüdüm"
Sanatçıya Türk müziğine olan sevgisinin kaynağını sorduğumuzda şöyle anlatıyor; " Türk müziğini oldukça yakından takip ediyorum ve seviyorum. Yaptığım her ortaklık müziğimi daha renkli kılıyor, daha geniş kitlelerce keşfetmemi sağlıyor. Zeki Müren, Orhan Gencebay, Bülent Ersoy, İbrahim Tatlıses gibi isimleri dinleyerek büyüdüm."
"Türkiye Benim Evim"
Kökenleri Manisa ve İzmir'e uzanan Türk kökenli sanatçı ülkemizla kurduğu bağı ise şu sözlerle ifade ediyor; "Türkiye benim evim her gelişimde aileme ve evime kavuşmuş gibi iyi hissediyorum. İnsan, köklerinden uzak kalsa bile köklerini hatırlamakta, daha doğrusu onun kim olduğunu sezmekte zorlanmıyor."
"İmkansız Aşkları Yazıyorum"
Aşkın ve acının sesi olarak da anılan sanatçı kendisine bu iki kavramı sorduğumuzda ise şöyle yanıtlıyor; "Aşk bu dünyadaki en güçlü duygu, bize verilmiş bir armağan. Genellikle imkânsız aşkları yazıyorum. Aşk benim için acı da demek bir taraftan. Güzel, derin acı benim için kutsanmış bir duygu."
Hikayelerden birinde 58 yaşlarında orta yaşlı bir kadınla tanışmış Levy, kadının 30 yaşında yakışıklı bir sevgilisi varmış. Bir gün hiç sebepsiz terk etmiş kadını, nedenini sorduğunda, genç adam: "Bir başkasına aşığım”, demiş. Kadından tek cümle çıkmış: "Bir gece daha sev beni” işte bu hikaye Yasmin Levy'nin neden aşkın bir taraftan acı olduğunu söylediğini çok net bir şekilde anlatıyor.
"Yalnız ve Sessiz Kalmayı Seviyorum"
Şuan bu röportajı yaparken bile kafasında sürekli melodilerin geçtiğini söyleyen Levy; boş zamanlarında dahi müzikten kopmasının mümkün olmadığını söylüyor. Arkadaşlarıyla cafeye gitmek yerinde evde yalnız kalmayı tercih ettiğini söyleyen yıldız, "kendi iç sesimle yeniden tanışmayı, yazmayı ve hayal etmeyi tercih ediyorum" diye konuştu.
6 yaşındayken piyano çalmayı öğrenen ve 21 yaşında ilk kez izleyici karşısına çıkan Yasmin Levy'nin müziğinde Türk müziğinin büyük etkisi var. Türk yaylı çalgılarının zengin tonları ile flamenko gitarının tutkulu sesini buluşturan sanatçının ülkemizde verdiği büyük bir coşkuyla geçiyor. Her konserinde Türkiye'ye olan hayranlığını dile getiren sanatçıyı Accor'un Zorlu PSM'deki locasında izleme ve röportaj yapma fırsatı bulduk. Latin ve Sefarad müziğinden İspanyol flamenkosuna, Arjantin tangosundan Portekiz fadosuna kadar dünyanın farklı coğrafyalarında müzikleri harmanlayan sanatçının bir sonraki Türkiye ziyaretini şimdiden heyecanla bekliyoruz.