Nasıl Bir Ekonomi ve ekonomim.com yazarı Alaattin Aktaş'ın "KKM’de sürpriz artış!" başlıklı yazısı
✔ KKM'de önceki hafta yaşanan düşüşün devam edeceği beklenirken geçen hafta sürpriz bir artış oldu.
✔ Yıllık faiz getirisi piyasadaki faizin neredeyse yarısına, yüzde 12'ye inmiş bu hesaplardaki yükselme kurda bir atak beklentisini mi gösteriyor, yoksa haftalık sıradan bir artış mı yaşandı?
✔ Bu sorunun kesin bir yanıtı yok. Ancak genel eğilim belli, KKM hızla çözülmeyecekse de çok artmayacak.
Ekim ayı ortasından itibaren artış hızı giderek yavaşlayan ve 11-18 Kasım haftasında yaklaşık 9.5 milyar lira azalan kur korumalı mevduat, tahminlerin aksi yönde bir hareketle 18-25 Kasım haftasında yeniden arttı. KKM’de geçen hafta 6.4 milyar liralık artış kaydedildi. Böylece 18 Kasım’da 1 trilyon 465 milyar liraya inen KKM, 25 Kasım’da 1 trilyon 471 milyar liraya yükseldi.
KKM’yi iki cepheden ele almak gerek.
Bir tarafta hesap açılan bankalar...
Diğer tarafta ise hesap sahipleri...
Bankalar KKM müşterisini kaybetmeyi tabii ki istemiyor. Nedenleri üstünde duracağım.
Diğer yandan hesap sahiplerinin bir kısmı ise bu koşullarda KKM’de durmanın hiç karlı olmadığının farkında. Bu kesim vade biter bitmez parasını alıp başka şekilde değerlendirme amacında. Ama diğer tarafta bir kesim de çeşitli nedenlerle; belki kur artışı beklentisi ağır bastığı için, belki parasını değerlendirecek başka alan göremediği için, KKM’de kalmaya devam etme niyetinde.
Ama hesap sahiplerini de bir blok olarak göremeyiz. Vatandaşların yaklaşımı farklı, şirketlerin yaklaşımı ve avantajı farklı. Son artışın kaynağını; artışın TL cinsi hesaplardan mı, yoksa DTH dönüşümlü hesaplardan mı geldiğini de bilmiyoruz ki... Dolayısıyla yapılan yorumlar biraz da tahmin boyutunda kalıyor; kesin bir yargıda bulunmak mümkün olmuyor.
Getiri kalmadı
Vatandaşın KKM’den getiri elde etmesi neredeyse olanaksız hale geldi. Hele hele reel getiri hiç söz konusu değil.
Eylül ayının ilk günü açılan üç ay vadeli bir hesabın vadesi dün doldu. 1 Eylül’de 18.21 olan dolar kuru dün 18.65 düzeyindeydi. Yani üç aydaki artış yalnızca yüzde 2.42. Eylül ayı başında KKM’de tavan faiz yüzde 16 olarak uygulanıyordu ve bu hesaba da yüzde 16 faiz verildiğini varsayalım. Üç aya denk gelen faiz yüzde 4. Yani bu tasarruf sahibi 1 Eylül-1 Aralık döneminde kur farkı alamadı ve yalnızca yüzde 4 faiz geliri elde etti.
Geldik bugünlere. Dünkü dolar kuru 18.65 ve önümüzdeki üç ay için ödenecek faiz artık yıllık yüzde 12 hesabıyla yalnızca yüzde 3. Dolar kuru üç ay sonra 19.21’i aşmazsa kur farkı yine yok, aşarsa kur farkı ödenecek.
Yani tasarruf sahibi için böylesine ince hesap yapma dönemi.
Şimdi, bu koşullarda KKM hesabı açtırır ya da vadesi dolan hesabınızı yeniler misiniz?
Bu soruya bazı koşullarla evet demek tabii ki mümkün.
O koşulların hangileri olduğuna gelince bankalar cephesine dönmek gerekiyor...
BANKALAR KKM İÇİN NİYE ISRARCI?
Bankalar KKM müşterisini kaybetmeyi hiç mi hiç istemiyor. Niye istesinler ki?
Bir bankanın TL yatırarak KKM hesabı açtıran tasarruf sahibine vereceği faiz artık en fazla yüzde 12. İstese de daha fazla veremez, hem zaten istemez ya...
Normalde mevduat faizi bu düzeyin iki katına ulaşmış, dolayısıyla yüzde 12 ile kaynak kullanmak, bulunmaz nimet.
Ama tasarruf sahibi diyor ki:
“Kur artmıyor bankacı kardeşim, bak son üç ayda kur farkı bile alamadım, faiz de düşük, ver paramı ben gidip döviz alırım, onu da bankaya yatırırım, hiç olmazsa dövizime faiz almam mümkün olur.”
Tasarruf sahibi dövizi alırsa ve bunu tutup bir de KKM’sinin olduğu bankaya yatırırsa... Bankacıyı alıyor bir düşünce:
“Toplam mevduatımda döviz cinsi olanların payı arttıkça düşük faizli ve uzun vadeli iç borçlanma kağıdı almak zorunda kalıyorum, bu vatandaşı tutmak için çare düşüneyim...”
Düşünüyor ve buluyor o çareyi:
“Gelin şöyle bir anlaşma yapalım. Siz KKM’de vadesi biten paranızla döviz alacaksınız ya, örneğin 10 bin dolar alacaksınız, o dövizin yarısını bizim bankaya yatırın, size yüksek faiz verelim; ama diğer yarısı yine KKM’de dursun. Hatta eşinize dostunuza söyleyin, onlara da aynı yüksek faizi verelim, ama paralarının yarısını KKM yapmaları şartıyla...”
Bu banka elindeki KKM’nin tümünü kaybetse ve banka açısından daha kötüsü o tutarın tümü dövize dönüp kendisine mevduat olarak yatırılsa “TL mevduat-döviz mevduatı” dengesi daha da bozulacak ve bu yüzden daha fazla kamu kağıdı almak zorunda kalacak. Sonuçta çare böyle bulunuyor:
“Döviz hesabına biraz yüksek faiz vererek paranın hiç olmazsa bir kısmının KKM’de kalmasını sağlamak...”
TASARRUF SAHİBİNİN KAFASI ÇOK KARIŞIK
KKM’de pek kazanç kalmadı; faiz artık yıllık yüzde 12, kur artışı yok gibi. Ama zaten KKM’yi tercih eden tasarruf sahibi hiçbir zaman faizi ön plana getirerek bu hesabı tercih etmedi ki. Gözetlen hep kur artışıydı.
Son dönemde her ne kadar kur artışı yok sayılabilecek kadar düşükse de, bu bir yandan da beklentiyi körüklüyor.
“Kur uzun süredir yatay, önümüzdeki döneme ilişkin yükselme olasılığı artıyor.”
Bu düşünce giderek daha ağır basıyor.
Tasarruf sahibi böyle düşünüyor ama ne yapacağı konusunda da çok kararlı değil. Konuştuğum bankacılar vatandaşın kafasının çok karışık olduğu konusunda görüş birliği içinde. Dolayısıyla vadesi dolan hesaplarla ilgili tutumun haftadan haftaya değişiklik gösterebileceği belirtiliyor.
Sahi siz olsanız nasıl bir yol izlerdiniz ki?
Şu an elinize para geçse gidip KKM yapar mısınız?
Yıllık yüzde 12 faiz hiç cazip değil, normal mevduatın faizi çok daha fazla.
Faiz cazip değil ama ya kur artarsa? Bu da zihinlerden hiç atılamıyor.
Geçmişte KKM’den iyi bir kur farkı aldınız ama o dönem geride kalmış gibi. Yeniden bir kur atağı olur diye bekler miydiniz, yoksa kendinize yeni yatırım alanları mı arardınız?