Ersoy, Meclis gündemindeki sinema sektörüyle ilgili yasa teklifine yönelik muhalefetin ‘sansür’ eleştirilerine, “Bir kaşık suda fırtına kopartılıyor kelimesi bile fazla gelecek. Bir kaşık su bile yok” dedi. Yeni teklifle eski yasadaki mevcut düzenlemeye hiçbir ek getirilmediğini belirterek, “Mevcut neyse o” diyen Ersoy, bugüne kadar sadece 3 filme sansür uygulandığını, onların da pornografik filmler olduğunu söyledi. Ersoy, Meclis’te bir grup gazeteciyle sohbetinde şunları söyledi:
YASA ÇIKSIN ÇÖZÜLECEK
(Sinema sektöründe yaşanan bilet krizi) Bu saatten sonra Meclis’te, bizden çıktı. Sorun çözülecek, çıksın yasa görürsünüz. Ben Meclis’ten çıktığı şekliyle herkesi mutlu edeceğini düşünüyorum. (Sektördeki tartışmaların sürdüğü anımsatılınca) Bir taraf mutlu oluyor bir taraf olmuyor. Sinemada eşit ticari şartlar oluşmuyor rekabet açısından. Ben bir an önce çıksın istiyorum. Kış ayları çünkü sinemaların en çok ziyaretçi aldığı, en yoğun olduğu aylar. İnşallah Meclis’te bir an önce görüşülür ve çıkar. Ben çıktıktan sonra sorun olacağını sanmıyorum.
PORNOGRAFİK İÇERİKLİ FİLMLER
(Muhalefetin teklife yönelik sansür eleştirisi) Ben onu her zamanki gibi muhalefetin abartısı olarak görüyorum. 2004’te, yani yürürlükteki yasa ile şu anki teklif arasında yaş sınıflandırmasıyla ilgili hiçbir ilave getirilmedi. Mevcut neyse o devam ediyor. 2004’ten önce hiç sesiniz çıkmıyordu da şimdi 2004 öncesini mi eleştiriyorsunuz demezler mi insana. Dedikleri sınıflandırma ile ilgili son 5 yılda binlerce film oynadı. 3 filme sınırlama gelmiş. Pornografik içerikli filmler o da. Bir kaşık suda fırtına kopartılıyor kelimesi bile fazla gelecek. Bir kaşık su bile yok.
SANATÇILARLA ANLAŞIYORUZ
(Bazı sanatçıların iktidarla ters düşmesi) Ben sorun var gibi algılamıyorum. Bu yasa hazırlanma aşamasında pek çok sanatçıyla, yapımcıyla da görüştüm. Hiçbir sorun yaşamadık. Yasayı hazırlarken herkesi dinliyoruz, herkese hak da veriyoruz. Sorunlarını çözmeye çalışıyoruz. Kişisel fikirler beni ilgilendirmiyor. Ben temsil ettiğim kurum olarak bakıyorum. Gayet de anlaşıyoruz. Bir sıkıntıları varsa da benimle görüşüyorlar, bana istediklerinde ulaşıyorlar. En ufak bir sıkıntıları yok. Mantık çerçevesinde onlar söylüyor. Biz açıklıyoruz.”