DSÖ Genel Direktörü Ghebreyesus, DSÖ’nün haftalık basın toplantısında yaptığı açıklamada, 3 ay önce Covid-19’un uluslararası öneme sahip bir halk sağlığı acil durumu olarak sona erdiğini ancak küresel bir sağlık tehdidi olmaya devam ettiğini duyurduğunu hatırlattı.
O tarihten itibaren küresel olarak bildirilen Covid-19 vakaları ve ölümlerde yaşanan düşüşün sürdüğünü kaydeden Ghebreyesus, DSÖ’ye veri bildiren ülke sayısında da azalış olduğunu belirtti.
Ghebreyesus, “Bu durum, diğer ülkelerde ölümlerin veya hastaneye yatışların olmadığı anlamına gelmiyor, onları DSÖ’ye bildirmedikleri anlamına geliyor. Aşılama, enfeksiyon veya her ikisine karşı artan toplum bağışıklığı ve daha iyi klinik bakım ile erken teşhis sayesinde ciddi hastalık ve ölüm riski bir yıl öncesine göre çok daha düşük durumda. Bu ilerlemelere rağmen DSÖ, Covid-19’un küresel halk sağlığı üzerindeki riskini yüksek olarak değerlendirmeyi sürdürüyor.” dedi.
“TEHLİKELİ VARYANTIN ORTAYA ÇIKMA RİSKİ DEVAM EDİYOR”
Virüsün tüm ülkelerde dolaşmaya, öldürmeye ve değişmeye devam ettiğini vurgulayan Ghebreyesus, “DSÖ bugün bir risk değerlendirmesi yayınladığımız EG.5 varyantı (Eris) da dahil olmak üzere çeşitli değişkenleri takip ediyor. Vaka ve ölümlerde ani bir artışa neden olabilecek daha tehlikeli bir Covid-19 varyantının ortaya çıkma riski devam ediyor.” diye konuştu.
Ghebreyesus, DSÖ Acil Durum Komitesi’nin tavsiyesi üzerine ülkelere Covid-19 ile mücadele konusunda önerilerde bulunurken, tüm ülkeleri, daha uzun vadeli sürdürülebilir COVID-19 yönetimine geçmek için ulusal Covid-19 programlarını güncellemesi gerektiğini kaydetti.
Virüsteki değişimlerin yanı sıra hastalık şiddeti ve nüfus bağışıklığındaki eğilimleri tespit etmek için ülkelere Covid-19 ile ilgili gözetimi sürdürme çağrısında da bulunan Ghebreyesus, tüm ülkelerin Covid-19 verilerini DSÖ’ye veya açık kaynaklara bildirmesi gerektiğinin altını çizdi.
Özellikle riskli gruplarda yer alan kişiler için Covid-19 aşısının sunulmaya devam edilmesi gerektiğinin de altını çizen Ghebreyesus, “Bu tavsiyelerin uygulanması sadece Covid-19’a karşı korunmaya yardımcı olmayacak, aynı zamanda ülkelerin diğer hastalıkları önlemesine ve bunlarla mücadelesine de yardımcı olacaktır. Geleceği tahmin edemeyiz ama ona hazırlanabiliriz.” diye konuştu.
ERİS VARYANTINA İLİŞKİN RAPOR YAYIMLANDI
DSÖ, bugün Eris varyantına ilişkin yeni bir rapor yayımladı. Rapora göre, önceden “gözlem altındaki varyant” olan ve statüsü “izlenmesi gereken varyant” olarak değiştirilen Eris’in yaygınlığında istikrarlı bir artış olurken, 7 Ağustos itibarıyla 51 ülkeden 7 binin üzerinde numune paylaşıldı.
Mevcut kanıtlara dayanarak, Eris’in oluşturduğu halk sağlığı riski, diğer mevcut Covid-19 varyantlarının riskine benzer şekilde “küresel düzeyde düşük” olarak değerlendirildi.
Eris’in, özelliklerine bağlı olarak küresel olarak yayılabileceği ve vakalarda artışa neden olabileceği kaydedildi.
Eris, Omicron'un bir alt varyantıdır, bu nedenle semptomlar diğer varyantlarınkine benzer.
Zoe Sağlık Çalışmasına göre Eris varyantında görülen en yaygın 10 semptom şöyle;
Boğaz ağrısı
Burun akıntısı
Tıkalı bir burun
Hapşırma
Balgamsız öksürük
Baş ağrısı
Balgamlı öksürük
Boğuk bir ses
Kas ağrıları
Koku almada değişiklik