Kolektif İstanbul, 10’uncu yılını ‘Pastırma Yazı’ ile taçlandırıyor...

Kolektif İstanbul’un 4’üncü albümü ‘Pastırma Yazı’ Mart ayında Ada Müzik etiketiyle dijital platform ve raflarda olacak.

Google Haberlere Abone ol
Kolektif İstanbul, 10’uncu yılını ‘Pastırma Yazı’ ile taçlandırıyor...

Fransa'nın Brötanya bölgesinden Richard Laniepce tarafından 2006 yılında İstanbul’da kurulan grup, günümüze kadar farklı müzisyenlerle çalışarak müziğini zenginleştirdi. Montreux Caz Festivali, Schleswig-Holstein Müzik Festivali, İstanbul Caz Festivali, Fira Mediterrania gibi uluslararası festivallerde performanslar sergiledi.



İstanbul Kolektif, müzik yolculuğuna günümüzde Laniepce (saksafon) başta olmak üzere Aslı Doğan (vokal), Batuhan Büyükdoğan (davul), Ertan Şahin (suzafon), Tamer Karaoğlu (akordeon) ve Talat Karaoğlu (klarnet) kardeşlerden oluşan altı kişilik kadrosuyla devam ediyor.



Anadolu ve Balkan müziğini hayranlık uyandırıcı sürprizlerle harmanlayan, sahnede ‘çaldıkça zıvanadan çıkan, zıvanadan çıktıkça güzelleşen’ Kolektif İstanbul, Pastırma Yazı için “kaybederken en çok eğlendiğimiz albüm” diyor. 13 parçadan oluşan albümün açılış parçası anonim türkü ‘Hamamcı Teyze’yi, sözlerini Ceyl'an Ertem'in yazdığı geleneksek bir Bulgaristan türküsü ‘Acımadı Yine’ takip ediyor.



Albüme de adını veren ‘Pastırma Yazı’, orijinal adıyla ‘Ete Indien’ isimli romantik bir Fransız şansonunu kendi yorumlarıyla oynak bir parçaya çeviren grup, The Meters'ın Cissy Strut parçasını bir funk standartından oldukça uzaklaştırıyor. Kalpazan Havası ile Selim Sesler’e selam duruyor. Sahnedeki enerjilerini albüme de yansıtan Kolektif İstanbul’a Pastırma Yazı’nda Ediz Hafızoğlu davuluyla, Volkan Coşar trompetiyle eşlik ediyor.



Kolektif İstanbul, 24 Şubat Çarşamba akşamı albüm lansman konserini İstanbul’da Salon İKSV’de verecek ve ardından 25 Şubat’ta Ankara Noxus’da sahne alacak.



Kolektif İstanbul’dan:



“Biz seyirciye gerçek anlamda muhtaç bir grubuz! Onlardan bir geri dönüş olmayınca bir bacağı eksik kalıyor Kolektif'in... Bizim önümüzde yazılı düzenlemelerimiz, notalarımız yok. Sahnede olacak her şey seyirciden besleniyor ve onlar mutlu olduğu zaman çaldığımız her notanın bir anlamı oluyor. Yaşadığımız teknik sorunlar, grup içindeki problemler, hiçbiri bizi seyirci kadar etkilemiyor. 6 kişi için 3 buçuk saat büyük bir coşkuyla çaldığımızı da hatırlıyoruz, binlerce insanın aynı anda zıpladığını da!”



 




Sıradaki Haber İçin Sürükleyin