Posta gazetesinden Tamer Heper'in köşe yazısı
İş yerinde kiracıyız ve bu yıl altıncı yılımız. Kiraya veren bizden enflasyonun üzerinde kira talep etti ama rakamda anlaşamadık. Bu durumda bizi çıkarabilir mi? Bir rakam üzerinde anlaştığımızı kabul edelim, seneye durumumuz ne olur? Yeni bir kira sözleşmesi imzalarsak bu halde seneye artış oranımız değişebilir mi? O.K.
Okuyucumun durumu çok hem de pek çok kiracıyı ilgilendiriyor. Enflasyona endeksli oranda zam yapılması gerekiyor. Nisanda bu tavan oran ise yüzde 29.88. Yani yaklaşık yüzde 30 zam karşısında kiracı için sorunlar artmış durumda.
Okuyucumun durumundaki kiracı için beş yıl tamamlanmış, altıncı yıla girerken kiraya veren artık endekse tabi olmadan, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde endeksin üzerinde zam talebinde bulunabilir.
Taraflar rakam üzerinde anlaşamaz ise kiraya veren kira tespit davası açar. Ancak yeni dönem kira bedeli konusunda anlaşmamış olmak tahliyeyi gerektirmez. Kira bedeli konusunda anlaşamama durumunda kirayı mahkeme belirler. Kirayı mahkemenin belirlemesi durumunda da sonraki beş yıl yine endeks uygulanır.
Yeni sözleşme imzalanması durumunda yine gelecek beş yıl endeks uygulanır. Bir de tahliyeyi ilgilendiren başka husus devreye girer. Şöyle: Biliyorsunuz 10 uzatma yılını dolduran kiracının hiçbir gerekçe göstermeden tahliyesini talep etmek mümkündür.
Ancak yeni bir kira sözleşmesi yapılması durumunda bu 10 uzatma yılı sıfırdan başlar, geçmiş seneler göz önüne alınmaz. Yani yeni bir kira sözleşmesi imzalanması hem gelecek beş yılı kira tespiti bakımından endekse bağlar hem de kiraya verenin 10 yıllık uzatma süresini sıfırdan başlatır.
Bu da benden bir not: Yüzde 29.88 kira artışı kiracılar için sıkıntı yaratacak bir orandır. Önümüzdeki günlerde bunun da üzerine çıkabilecek bir yüzde oranı endişe vericidir. Dolayısıyla buna bir çözüm getirilmesi gerektiği kanaatindeyim.
MEDYATAVA TV'D EDE BU KONU GÜNDEME GETİRİLMİŞTİ
Tüketici Hakları Derneği Başkanı Turhan Çakar Medyatava TV Gündem programına konuk oldu. İstanbul başta olmak üzere büyük şehirlerdeki fahiş kira artışları ev sahipleri ve kiracıların arasında gerilime neden oluyor.
Öyle ki Sulh ve icra hukuk mahkemlerinde görülen kira tespit ve tahliye davalarının oranı bir yılda %10 artış göstermiş durumda.
Turhan Çakar 10 bin TL'den az geliri olan kişilerin bu durum karşısında çaresiz kaldığını vurguladı.
Aynı zamanda devlet gidişata müdahale etmezse artışların devam edeceğinin altını çizdi. Barınmanın en temel insan hakkı olduğunu hatırlatan Çakar düşük gelirli vatandaşların kiralarının devlet tarafından karşılanması gerektiğini söyledi.
Kiralardaki artışların Türkiye'de 26 milyonu bulan açlık sınırının altında yaşayanlar açısından büyük bir sıkıntı yarattığını belirtti.
Turhan Çakar çok sık rastlanan ailevi bahaneler neden gösterilerek tahliye talep edilmesi konusunda da vatandaşları uyardı.
Eğer ev sahibi akrabalarının yerleşeceğini belirterek tahliye talep ediyor ve sonrasında daha yüksek rakamdan başka kiracıyı alıyorsa mahkemeye başvurulması gerektiğini hatırlattı.
Özellikle bu yıl büyük kentlerde yaşanan rekor artışın altını çizen Çakar, "Ortalama kira artışı nerdeyse asgari ücret düzeyinde. Türkiye'de 6 milyona yakın kiracı var ve kiracıların ezici çoğunluğu dar gelirli insanlar, emekçi insanlar. Birçoğu da açlık sınırının altında yaşıyor. Toplam 77 milyon insan açlık ve yoksulluk sınırında yaşıyor bu da nüfusun %90'ı demek. Dolayısıyla 6 milyon kiracıların ezici çoğunluğu büyük bir çaresizlik içinde. Bu insanlar kirayı mı ödeyecek, çocuklarının eğitim masraflarını mı karşılayacak gıda mı alacak?" ifadelerini kullandı.