Geçtiğimiz günlerde, Ataşehir Barbaros Mahallesi Karanfil Sokak'ta saat 19.00 sıralarında meydana gelen olayda, akli dengesinin yerinde olmadığı iddia edilen Can Göktuğ Boz, eğitimden çıktıktan sonra yolda yürüyen Mimar Başak Cengiz'i (28) yolda takip etti, ardından çantasından çıkardığı samuray kılıcıyla saldırarak ağır yaraladı.
HASTANEDE YAŞAMINI YİTİRDİ
Olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yaralı kadın, Ataşehir'de hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. Cengiz, hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.
AKŞAMDAN BERİ KARŞI TARAFA AĞLIYORUM
Beyaz TV'ye konuşan Can Göktuğ Boz'un babası Ali Boz, oğlunu anlattı. Genç kızın ailesi için kahrolduğunu söylerken gözyaşlarını tutamayan Ali Boz, "Hakimin karşısında gülüyor. Hakim, diyor ki; 'Sen mi öldürdün?', 'Evet hatırlıyorum, ben öldürdüm. Ama niye öldürdüm bilmiyorum' diyor. Karşı tarafa kahroluyorum. Gencecik kızcağız öldü. Cinnet geçiriyor ilk gördüğü kişiyi öldürüyor. Bunun açıklaması yok. Akşamdan beri karşı tarafa ağlıyorum. Bu normal bir kadın cinayeti de değil." ifadelerini kullandı.
DUVARLARA YAZILAN YAZILARIN SIRRI ORTAYA ÇIKTI
Ali Boz, oğlunun evinde duvarlara; "Tuzak kur", "2023 savaş", "Haziran, Mayıs, Nisan", "Spor yap" ,"Karnına bıçak sapla", "Osman'ı öldür" gibi yazılar yazmasına açıklık getirdi. Ali Boz, "Evde 3 tane kılıcı var, 7 tane bıçağı var. Yazılan yazıların çoğunu asparagas yazmışlar. Unutkan olduğu için oralara yazı yazıyor. Açık öğretimle ilgili, sosyolojiyle ilgili, 'babamı üzmeyeceğim', 'spora gideceğim' gibi yazılar yazmış. Patlamasın diye doğal gazı bile yakmıyor. Sineği incitmeyen bir adam." dedi.
"AĞIZ DALAŞI YAPMAYAN BİR ÇOCUKTU"
Baba Ali Boz, sözlerine şöyle devam etti:
"Bir sürü hastane dolaştık. Son üç senedir gayet sakin. Bugüne kadar kimseyle ağız dalaşı yapmayan bir çocuktu. Üç senedir yalnız yaşıyordu. Her gün ofise alıyordum, her akşam uğruyordum, yemek yerdik. Ben oğlumu savunacak değilim. Kelepçe takıp da elimde gezdiremem ki. Bıçakları, kılıçları çok severdi. İnternetten alıyordu, 'alma' diyordum. El bebek gül bebek yetiştirdik. Yanımdaki süs köpeği gibi taşımışım."