CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, T24'e konuştu.
Tezcan, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından Merkez Yönetim Kurulu'nun (MYK) diğer üyeleriyle birlikte istifasını sunmuş ve yeni MYK’da yer almamıştı.
Tezcan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 14 Mayıs seçimleri öncesinde yaptığı "helalleşme" çağrısını, yayınlanan video ile öğrendiklerini açıkladı.
'Yetkili kurullarda tartışılmadan açıklandı'
Partinin yetkili kurullarında tartışılmadan bu açıklamanın yapıldığını ifade eden Tezcan, "Şimdi helalleşme yaklaşımı bence doğru bir yaklaşım. Yani yanlış değil. Ama helalleşme yaklaşımı dikkat ederseniz çok tartışıldı. Neden çok tartışıldı? Çünkü tarihsel kökeniyle beraber tartışma yaratacak bir yaklaşım olduğu için partinin siyasi kurullarında önceden bütün çerçevesiyle tartışılıp karar verilmediği için parti sahip çıkmakta zorlandı. Yani partinin Il örgütleri, ilçe örgütleri partinin kadroları reddetmediler ama sahiplenmekte zorlandılar. Bunu topluma aktarabilmekte zorlandılar. Bunlar yetkili kurullarda tartışılmadan açıklandı. Sayın Genel Başkan'ın bir videosuyla açıklandı. Herkes öyle öğrendi bunu. Hepimiz öyle öğrendik. Yetkili kurullar da öyle de öğrendi. Kastedilen de bu tutum belgesinde. Ben helalleşmeye karşı değilim. Başından beri doğru bir tutumdu ve savunuyorum. Ama bunun belirlenme biçimi doğru olmazsa örgütler yeterince sahip çıkamıyor. Çıkamayınca doğru bir politika esaslı doğru bir politika hak ettiği sonucu vermiyor." dedi.
'Biz siyaseti bırakmayacağız'
Tezcan, değişimciler arasında dört ya da beş dönem milletvekilliği yapanların yer alması ile ilgili getirilen eleştirilere Tezcan "Önce şunu söyleyeyim, bir yanlışı düzeltmek için, bir mazeret olarak değil. Beşinci dönem dediğiniz toplamı iki döneme tekabül ediyor. Burada azdır anlamında anlaşılmasın. Haziran, kasım seçimleri var. O arada altı ayda bir seçim oldu özellikle 25 ve 26. dönem. Ama hepsini geçtik, talep haklı bir talep. Yani yeni kadroların görülmesi ihtiyacı haklıdır. Ben ilk baştan düşüncemi söyledim. Değişim önce lider kadrosundan başlamalı, ben de dahil dedim. Yani ben kendimi bu sürecin dışında tutarak söylemiyorum. Biz siyaseti bırakmayacağız. Gücümüz yettiği ölçüde, topluma, ülkeye hizmet etme duygusu, düşüncesi her zaman olacak. Ama bu süreçte gelişimin ve değişimin önünü tıkayan bir yapı oluşuyorsa, buna da müdahale etmek gerekir. Bütün gelişimler böyle olmuştur. Önemli olan mevcut kadroların değişim iradesinin güçlü olup yeni gelenlerin önünü tıkamama konusunda kararlı duruşu ve yeni gelenlere yol açabilmesidir. Biz de bu değişimin önünü açmak durumundayız. Unutulmasın cumhuriyeti kuranlar Osmanlı paşalarıydı. Yani kadrolar dışarıdan gelmiyor. Mesela Rauf Orbay, Mondros Mondros Ateşkes Antlaşması'nı imzalayan Osmanlı paşasıydı ama Milli Mücadele'nin içindeydi. Biz samimiyetle kendi pozisyonlarımızı masanın üzerine koyup diyeceğiz ki bu bir samimiyet testidir. Eğer öyle olsaydı, bizim bulunduğumuz pozisyonumuzla ilgili sıkıntı yoktu, devam ederdik. Nasıl mevcut statükonun devamını isteyen arkadaşlarımız mevcut yerlerinde hiçbir sıkıntı olmadan devam ediyorsa biz de ederdik." yanıtını verdi.