Esfender Korkmaz'ın "Kasım'da erken seçim olur mu?" başlıklı yazısı
Vikipedi ''Bir sonraki Türkiye genel seçimleri için yapılan anketleri toplayıp, aylık ortalamasını da alıyor. Bu ortalamaya göre Ocak 2022 ile Haziran 2022 arasında;
*AKP'nin oy oranı yüzde 1,18 oranında azalarak, yüzde 31,64'den yüzde 30,46'ya geriledi.
*Cumhur İttifakı'nın oy oranı da yüzde 1,41 oranında azaldı.
*Millet İttifakı oyları sabit kaldı sayılır. Çok az bir artış oldu. 46,67'den yüzde 47,70'e yükseldi.
*İlk 6 ayda oyunu en çok artıran parti İYİ Parti oldu. Oy oranı yüzde 1,9 oranında artarak, 15,42'ye yükseldi.
*Yeniden Refah Partisi ve Türkiye İşçi Partisi de oy oranlarını az da olsa artırdılar.
Anket sonuçlarına göre Cumhur İttifakı açık ara kaybediyor.
İttifaklara verilen oylar, doğal olarak aynı zamanda yönetim sistemi ile de paraleldir. 2022 Ocak ve Haziran arasında, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem için, 10 adet anket yapılmış. Bu 10 adet anket ortalaması ise şöyle:
*Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yüzde 31,44;
*Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem yüzde 57,05,
*Kararsızlar yüzde 11,50.
Anket sonuçlarına göre; halk başkanlık sisteminden memnun değil. Yeniden parlamenter sistem istiyor.
Başkanlık sistemini MHP gündeme getirmişti. Bahçeli 2016 yılında;
''Cumhurbaşkanı yasalara ve anayasaya uymak zorundadır. Türkiye Cumhuriyeti'nin beka mücadelesi verdiği bugünlerde, siyasi iktidarın ve devletin en tepesinde bulunan Cumhurbaşkanının hukuka ters düşmesi geleceğimiz açısından çok mahsurlu, çok tehlikelidir. Bu açık tehlikenin bertaraf edilebilmesi için karşımızda iki alternatif yol bulunmaktadır:
Bunlardan birincisi ve bizim açımızdan da en doğru, en sağlıklı olanı, Sayın Cumhurbaşkanı'nın fiili başkanlık zorlamasından vazgeçmesi, yasa ve anayasal sınırlarına çekilmesidir. Şayet bu olmayacaksa, ikinci olarak, fiili durumun hukuki boyut kazanabilmesinin süratle yol ve yöntemlerinin aranmasıdır. ''
Bahçeli'nin açtığı yolda; Türkiye'de başkanlık sistemi tek bir kişiye uygun bir sistem oldu. Bu nedenle her alanda maliyet getirdi.
*Türkiye 2017 sonrasında, insan hakları ve siyasi özgürlükler açısından özgür olmayan ülke statüsüne geriledi.
*Hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı kalktı.
*Kurumsal devlet, parti devleti oldu.
*Ekonomi Cumhuriyet tarihinin en ağır krizini yaşıyor ve dış borç temerrüt riski tehdidi altındadır.
*AKP'ye siyasi İslam hâkim oldu.
AKP'nin bugün aldığı oyların yüzde 8,9'u Türkiye'de kendini siyasi İslam olarak tarif edenlerden geliyor. (Kadir Has Üniversitesi; Türkiye araştırması 2021)
Kalan yüzde 21'i de bütçeden para alanlardan geliyor.
Eğer Türkiye'de demokratik ülkelerde olduğu gibi kontrollü ve denetimli bir başkanlık sistemi olsaydı bu kadar maliyet doğurmazdı.
Erken seçim olasılığına gelince;
Özellikle ekonomik kriz sürdürülemez boyuttadır. 2023 baharına ulaşmamız çok zor görünüyor. Kurları bastırmak ve dış borçları çevirmek hemen hemen imkansızdır.
TOBB başkanı KDF kefaleti ile 150 milyar lira kredi dağıtılacağını açıkladı. AKP her seçim öncesi bu şekilde devlet garantili KOBİ kredisi dağıtıyor. Eğer seçim 2023 baharında olsaydı, şimdiden dağıtmazdı.
Özetle, nerden bakarsak bakalım Kasım ayında seçim olası görünüyor.