İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanık Mehmet Taşdelen getirilirken, şikayetçiler Mehmet Altuntaş, Ahmet Altuntaş ve Fadime Altuntaş katıldı. Mahkeme Başkanı, tarafların Yargıtay'ın bozma ilamına katılıp katılmadıklarını sordu.
Şikayetçiler Yargıtay bozma ilamına uyulmamasını talep etti. Mehmet Altuntaş, "Tasarlayarak öldürdüğü gayet belli bir şey. Gömdüğü yer şeytanın aklına gelmeyecek bir yer. Bir sene boyunca neden sustu" dedi. Ahmet Altuntaş ise "Tüm cezaları hak ediyor, aracın içinde öldürüp oraya getirdi" derken, Fadime Altuntaş da "Bozmaya uyulmasın. Bu şahsın gözümüzün içine baka baka çıkmamasını talep ediyoruz. İnsan hayatını almak bu kadar ucuz olmamalı" şeklinde konuştu.
Aile Bakanlığı avukatı da tasarlayarak öldürmeye ilişkin çok fazla emare olduğunu belirterek bozma kararına uyulmamasını ve mahkemenin eski kararında direnmesini talep etti. Sanık Mehmet Taşdelen de "Atılı suçlamaları kabul etmiyorum, bozmaya uyulsun" dedi. Mahkeme heyeti, Yargıtay'ın sanığın öldürme kararının ne zaman verdiğinin tespit edilememiş olması nedeniyle tasarlama olmadığı yönündeki Yargıtay bozmasına uyulmasına karar verdi.
'O çukur domuz çukuru olarak önceden yapılmıştır'
Bunun üzerine savunması için söz verilen sanık Mehmet Taşdelen, "Olay yerinde keşif yapılmasını talep ediyorum. O çukur domuz çukuru olarak önceden yapılmıştır. Tesadüfen olay onun yanında meydana geldi. Maktül silahı çekmişti. Ben onun elinden silahı almaya çalışırken karın boşluğundan vuruldu. Elimi bırakınca çukura düştü. Çok pişmanım. Muhtarın tanık olarak dinlenmesini istiyorum. Pişman olduğum için yer gösterdim. Mağdurum, tahliyemi talep ederim" dedi. Bu sözleri üzerine ölenin kızı Fadime Altuntaş alkışlayarak tepki gösterdi. Sanık avukatı ise "Müvekkilim ne anlık, ne de tasarlayarak öldürmüştür. Kaza sonucu olay gerçekleşmiştir. Böyle bir olayı gerçekleştirmesi için sebep yoktur. Uzun süredir tutukludur tahliyesine karar verilsin" dedi. Şikayetçi taraf da olay yerinde keşif yapılmasını talep etti.
Keşif yapılacak
Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Olay mahallinde 3 Mart'ta keşif yapılmasına ve muhtarın da tanık olarak dinlenmesine hükmedildi. Duruşma ertelendi.
Ne olmuştu?
Ayşe Altuntaş, 18 Temmuz 2019 günü Sultangazi'deki kızı Fadime ile birlikte yaşadığı evinden çıktı ve bir daha haber alınamadı. 4 çocuk annesi Ayşe Altuntaş'ın kızı Fadime ve oğlu Mehmet Altuntaş Esentepe Polis Merkezine ve Gaziosmanpaşa Savcılığına kayıp başvurusunda bulundu. Şikayetçilerin, Ayşe Altuntaş'ın aynı zamanda akrabası olan sanık Mehmet Taşdelen ile bir süredir gönül ilişkisi yaşadığını, bunu sanığa sorduklarında ise Taşdelen'in maktüleyi iki gündür görmediğini söylediğini, daha sonra ise olay günü sabah saatlerinde maktüleyle buluşup Pirinççi Köyü'ne gittiklerini ve sonra tekrar evinin oraya bıraktığını söylediği öne sürüldü. Sanık ilk ifadesinde suçu kabul etmedi ve serbest bırakıldı. Ancak olay günü kullanmakta olduğu telefona ait baz kayıtlarından sanık Mehmet Taşdelen'in çelişkili ifadeleri dikkate alınarak tekrar gözaltına alındı. Sanık bu kez suçunu itiraf ederek 18 Haziran 2020'de Ayşe Altuntaş'ı gömdüğü yeri gösterdi. Maktülenin cesedi, Eyüpsultan İlçesi'ne bağlı Pirinççi Köyü'ndeki ormanlık alandan çıkarıldı. Gaziosmanpaşa Adliyesi'ne sevk edilen sanık Mehmet Taşdelen 19 Haziran 2020'de tutuklanarak cezaevine gönderildi. Tutuklanan Mehmet Taşdelen ifadesinde, 11 ay boyunca 11 saat huzurlu uyuyamadığını, olayın medyaya düşmesinden sonra da çocuklarının kendisini terk etmesinden korktuğu için söyleyemediğini, ancak ilk günden bu yana vicdan yükü altında olduğunu belirtti.
İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi 8 Eylül 2021'de yapılan duruşmada, tutuklu sanık Mehmet Taşdelen'i "Tasarlayarak kasten öldürme" suçundan müebbet hapis cezasına çarptırdı. Ancak Yargıtay 1. Ceza Dairesi 13 Eylül 2022'de yaptığı incelemede, tasarlamanın koşulları oluşmadığını, sanık hakkında TCK 81. maddesi uyarınca "Kasten öldürme" suçundan hüküm kurulması gerekirken delillerin tahlilinde ve takdirinde hataya düşüldüğü gerekçesiyle kararı bozdu.