BBC Türkçe'nin haberine göre; bilim insanlarının araştırmasına göre mumyalanan kadın, Jonhson'ın 8. derece atası. Bu, Johnson'ın genlerinin en az 256'da 1'ini bu kadından aldığı anlamına geliyor.
Johnson, Osmanlı İmparatorluğu'nun son İçişleri Bakanı Ali Kemal Bey'in torunu Stanley Johnson'ın oğlu.
Mumya ise Basel'deki Barfüsser Kilisesi'ndeki renovasyon çalışmaları sırasında 1975 yılında bulunmuştu.
Kilisedeki sunağın önüne gömülmüş bir şekilde bulunan kadının iyi beslendiği ve kaliteli kıyafetleri olduğu tespit edilmişti.
Belli ki Basel'in zengin kadınlarından biriydi.
Cıva zehirlenmesi
Kadının kimliğini ortaya çıkaracak herhangi bir mezar taşı olmasa da gömülü olduğu tahta tabuta yapılan ilk analizler, tabutun 16. yüzyılda yapıldığını gösteriyordu.
Bir diğer ipucu ise cesetteki yüksek oranda cıvaydı. 15. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar cıva frengiyi tedavi etme amacıyla kullanılıyordu. Fakat son derece zehirli olan cıva genelde hastaları iyileştirmektense öldürüyordu. Yüksek oranda cıvaya maruz kalan cesetler aynı zamanda bozulmuyor.
Fakat yine de bu bilgiler kadının kim olduğunu ortaya koymuyordu.
Basel 16. ve 17. yüzyıllarda zengin bir ticaret kentiydi. Ren Nehri kıyısındaki limanı o günden beri Avrupa ticaretinde önemli bir nokta.
Yerel tarihçiler, Basel'in zengin ailelerinin Barfüsser Kilisesi etrafına gömüldüğünü biliyorlardı.
Bunlardan bazılarının kayıtları vardı ve mezar taşlarında da isimleri seçilebiliyordu.
Ama mumyanın kaydı yoktu.
2017'de mumyayla ilgili bir bilgi daha ortaya çıktı: Mumya 1975'ten önce 1843 yılında da keşfedilmişti.
Bu bilgiler ışığında tarihçiler mumyanın Basel'in zengin ailelerinden Bischofflara ait olduğunu düşünmeye başladı.
DNA testi
En güncel bilgileri kullanan bilim insanları, mumyanın ayak başparmağından DNA elde etmeyi başardı.
DNA'lar, birbirlerinden bağımsız çalışan bilim insanları tarafından Bischoff ailesinin hayattaki üyelerinin genleriyle karşılaştırıldı.
Sonuçlar netti: Bugün hayatta olan aile üyelerinin mumyanın soyundan gelme ihtimali yüzde 99,8 olarak tespit edildi.
Bunun üzerine bilim insanları ve tarihçiler, mumyanın 1719'da Basel'de doğan ve 1787'de yaşamını yitiren Anna Catharina Bischoff olduğuna emin oldu.
Boris Johnson yorum yapmadı
Mumyanın kimliği tespit edildikten sonra şecere uzmanları çalışmaya başladı ve doğum sertifikaları, evlilik belgeleri, ölüm ilanları gibi belgelere bakarak Anna Catharina'nın soyunun devamını ortaya çıkardı.
Anna Catharina'nın yedi çocuğu oldu. Bunlardan ikisi dışında hepsi çocuk yaşta öldü. Hayatta kalan çocuklardan biri Hubert Baron Pfeffel von Kriegelstein ile evlendi.
Pfeffellerin beşinci neslinden Yvonne Pfeffel ise Boris Johnson'ın dedesi Osman Wilfred Johnson Kemal ile evlendi.
Boris Johnson, bilim insanlarının ortaya çıkardığı bu yeni bilgi hakkında henüz bir yorum yapmasa da ailesinin von Pfeffellerden geldiğinin farkındaydı.
Bir kilise yöneticisiyle evlenen Anna Catharina ise hayatının çoğunu Strasbourg'da geçirdi.
Orada frengi hastalarına bakarken frengi kapmış olabileceği düşünülüyor.
Eşi öldükten sonra Basel kentine geri dönen Anna Catharina, hastalığından kurtulmak umuduyla kendini öldürecek olan cıva tedavisine başladı.
Cıva kendisini öldürse de cesedini mumyalaştırarak bilim insanlarının kim olduğunu ortaya çıkarmasını sağladı.