İstiklal Caddesi'ne 1975 yılında yerleştirilen ve Türkiye'nin ilk paslanmaz çelik heykellerinden biri olan Göktaşı heykeli, ATM kabinlerinin gölgesinde kaldı. Heykeltraş Atilla Onaran tarafından uzay teması ile hazırlanan Göktaşı heykeli, Türkiye'deki 12 paslanmaz çelik heykellerden biri olma özelliğini de taşıyor. Göktaşı heykelinin yanına İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından para çekme makineleri için 3'lü kabin yerleştirildi. ATM kabini yüzünden heykeli görmek oldukça zorlaştı, görsel kirlilik oluştu.
"BİZİM İÇİN ÇOK DEĞERLİ BİR HEYKEL, PARASAL KARŞILIĞI DÜŞÜNÜLEMEZ"
Göktaşı heykelinin önemini anlatan İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Seramik ve Cam Tasarımı Bölümü Başkanı Prof. Dr. Üzlifat Özgümüş, "Bu konuda 1982 yılında bir yüksek lisans tezi yaptım. İstanbul'daki heykelleri tek tek dolaştık ve resimlerini çektik. O zaman İstanbul içerisinde çok miktarda heykelimiz vardı, onların çoğu maalesef yok oldu. Kiminin malzemesi dayanıksızdı, kimi metal olduğu için çalındı. Elimizde daha az bir kısım kaldı. Göktaşı heykeli, Cumhuriyetin 50. yıl heykellerinden biri değil ama onu takip eden yıllarda yapılıyor. Yapım tarihi 1975 ve paslanmaz çelikten yapılıyor. İstanbullunun heykelle tanışması ve heykeli sevmesi sonucu mimari yapıtların önüne birer heykel tasarlanıyor. Heykel ve mimari bir arada bir bütün olarak düşünülüyor. Bazı mimari yapılarda da zaten seramik panolar oluyor. Göktaşı heykeli onlardan bir örnek, soyut bir heykel zaten. O zamanlar soyut heykeller çoğunluktaydı. Bugün bu heykellerin bir kısmı yıkıldı, bir kısmı ise yerlerinden edildi. Bizim için çok değerli bir heykel, bir parasal karşılığı düşünülemez. Şehrin içerisinde yer almaları da bu kentle bütünleştiğini gösteriyor"dedi.
"BABAM HEYKELLERİNİN ÖNÜNDEN AŞIKLAR, GENÇLER GEÇSİN İSTERDİ"
1976 yılında ölen Heykeltraş Atilla Onaran'ın kızı Elif Onaran, babasının yaptığı heykellerin yeterince korunmaması nedeniyle hukuki süreç başlattığını belirterek, "Babam, Türkiye için çok önemli bir sanatçı. O zaman dünyada sayılı paslanmaz çelik heykel yapan sanatçılardan birisiydi. Heykeller hibe olarak yapıldı. Hiçbiri satılmıyor, bu heykellerin kimseye maddi kâr sağlayacak durumu yok. Göktaşı heykeli, Odakule'ye hibe edildi. Vefat etmeden açılan bir sergisinde bu heykel teşhir edilmişti. Uzay temasıyla yaptığı birtakım heykeller bunlar. Anneme kalırsa Göktaşı heykeli, babamın onun içinde patlayan sevgisinin bir sembolüydü. Babam kendi röportajında Göktaşı heykelini yaparken 'İçimdeki yalnızlığı da paylaştım' diyor. Benim hukuki süreç başlattığım başka heykeller var, çünkü babamın heykelleri korunamıyor. Birdenbire gidiyorsunuz, olduğu yerde heykel yok olmuş. Heykellerin tekrardan tespit davaları yapılacak, sözleşmeler yenilecek. Çok acıklı, biz bu tip şeyleri çok yaşadık, çok yazık. Babam için bunlar onun ruhunun parçasıydı. 'Bunları satarsam ruhumu satıyorum gibi hissederim' derdi. Heykellerinin önünden aşıklar geçsin, gençler geçsin isterdi" şeklinde konuştu.
"BİR SANAT ESERİNİN BU ŞEKİLDE ARKA PLANDA TUTULMASI İÇLER ACISI"
Sanat eserinin önünde ATM'lerin bulunmasına tepki gösteren Olcay Er, "Ülkemiz gelişmekte olan bir ülke. Ancak kültürel olarak ekonomideki gelişmeyi paralel şekilde yakalayamıyor. Bu durum mirasımıza sahip çıkmamamıza yol açıyor. Şehirlerin bir hafızası var. Bu hafızaları ekonomiyi geliştirmek isterken yok ediyoruz. Bu ATM de ekonominin bir sembolü. Üzülüyoruz, yazık olmuş. Bu kadar kıymetli bir sembol olmasa dahi bir sanat eserinin bu şekilde arka planda tutulması içler acısı" ifadelerini kullandı.
Birol Isırgan ise yetkililere seslenerek, "ATM'lerin en kısa zamanda kaldırılması lazım. Bunlara değer vermemiz lazım ama böyle durumlar gerçekten sıkıntılı" diye konuştu.
Öte yandan İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden konuya ilişkin bir açıklama yapılmadı.