Kitap dünyasından bu hafta size yine heyecanlı haberlerim var.. Yakında İlke Basın Yayım’dan yayımlanacak “Kayıp Düşler Diyarı” romanından bahsetmek istiyorum. Bu romanın sahibi Sacit Özkanlı. Bir zamanlar Ruben Ermeni Krallığının hüküm sürdüğü Taşeli’nde yolları kesişen Sinan Borak ve Kiraz Akalın adlı iki kahramanının bu bölgede yaşadıklarını anlatıyor. Ermeni tehciri sırasında bir aileye evlatlık bırakılan babasının geçmişini ve köklerini araştırmak üzere kasabaya giden Kiraz, babasının arkadaşlarından birisinin oğlu olan Sinan’la burada tanışır. Trafik kazasında eşini kaybettikten sonra ağır bir depresyona giren Sinan’ı kasabaya getiren sebep ise uzun zamandır kaderine terk edilmiş olan doğup büyüdüğü evi satmaktır. Ancak çocukluğunu geçirdiği evde aradığı huzuru yeniden yakalayan Sinan, karşılaştığı andan itibaren ilgi duymaya başladığı Kiraz’la daha fazla zaman geçirebilmek için evi satmaktan vazgeçerek babası ile ilgili araştırmalarında ona yardımcı olur. Bütün bunlar yaşanırken, eski evin onarım çalışmalarını başlatan Sinan, bu sırada mahzendeki gizli sığınakta, babasının anılarını yazdığı defteri ve Kiraz’ın babasını kasabayı terk etmek zorunda bırakan sebepleri gün yüzüne çıkartan belgeleri bulur. Öte yandan, tehcir sırasında unutulan ve kasabalının “gâvur” diye andığı Ermeni’nin tuttuğu günce ise, geride kalan seksen yıl boyunca, o zamanlar küçük bir kız çocuğu olan yaşlı bir kadın tarafından saklanmaktadır. Kasabada gücü ellerinde tutanlar, etnik farklılıkları siyasi malzeme yaparak, bölgenin insanlarını Kiraz aleyhinde kışkırtırlar. Onu araştırmalarından vazgeçirmek isteyen bu insanların benzerleri de daha önce Kiraz’ın babasını korkutmuş ve kasabadan kaçırtmışlardır. Sinan’ın sığınakta bulduğu evraklarda, yıllar önce kasaba halkını kışkırtan insanların arkasında devlet içinde yuvalanmış güçlerin olduğu ortaya çıkmaktadır. Sinan ve Kiraz araştırmaya devam ettikçe kasabadaki gerilim iyice tırmanır ve şiddetin asıl körükleyicisi olan ekonomik çıkar gurupları da gerçek yüzlerini göstermeye başlarlar.
Siyasi tarihimizin en kırılgan zeminli başlıklarından birisi, şüphe yok ki Ermeni tehciridir. Sacit Özkanlı son romanında, Türk – Ermeni ilişkilerine farklı bir pencereden bakmayı deniyor ve Ermeni tehciri yaşanırken yeni doğmuş bir bebeğin, yollarda telef olmaması için bir Türk aileye evlatlık bırakmalarıyla başlayan ve üç kuşak boyunca devam eden trajedinin öyküsünü anlatıyor...
Ne tesadüftür ki bu trajediden çıkar elde edenlerin siyasi mücadelesi de aynı döneme rastlıyor ve bir roman kurgusu içinde, yakın tarihimizde yaşanan birçok toplumsal olayın perde arkasında saklanan gerçekler ve bunlara neden olan çevreler cesurca deşifre ediliyor.
Özet olarak bu romanda okuyucu, insanlık tarihi boyunca kişisel yaşam öykülerinin günlük siyaset ile karşılıklı etkileşiminin özgün bir anlatısını bulacaktır.
Yaşayan mucizenin kitabı
Alice’in Dünyası/ Caroline Stoessinger/İnkılap Yayınları
Alice Herz Sommer, Franz Kafka’nın, Freud’un, Rilke’nin hafta sonları konuk olduğu bir evde büyüdü. 39 yaşında tanınmış bir piyanistti. Ailesi Naziler tarafından katledildi. Toplama kampında geçirdiği 2 yılın ardından hayatına ve müziğe devam etti. 108 yaşında hayatını kaleme aldı ve pozitif yaşam gurularının ilham kaynağı oldu.“Yaşayan Mucize” olarak anılan Sommer’in olay kitabı, Alice’in Dünyası İnkılâp Kitabevi’nden çıktı! Alice iki yıl boyunca onlarca ölüme tanık oldu, açlıkla, sistematik işkenceyle boğuştu ama bir gün olsun gülmeyi, oğluyla oyunlar oynamayı ihmal etmedi. Serbest kaldığında ise, yaşadığı acıları bir kenara bırakarak, nefes aldığı için, oğluyla beraber olduğu ve piyano çalabildiği için şükretti. 108 yaşına geldiğinde ise yaşadıklarını kaleme aldı. Bu kitapla Alice mucizesini dünyayla paylaşma fırsatı yakaladı. 2010 yılında yayımladığı ilk kitabı ile dünyaca ünlü pozitif yaşam gurularının dikkatini çekti. Alice onlara göre, düşüncenin hayatı değiştirdiğinin canlı bir kanıtıydı. Kendisiyle onlarca röportaj yapıldı, kitabı 17 dile çevrildi. Alice şu an 110 yaşında, her gün yürüyüş yapıyor, piyano çalıyor, konferanslar veriyor ve workshoplar düzenliyor ama yaptığı en önemli işin gülmek ve şükretmek olduğunu söylüyor.
Geçmişe Yolculuk
Cennet Çıkmazı/Özer Eltugay/Altın Kitaplar
Senarist ve akademisyen Özer Eltugay, ilk kitabı Cennet Çıkmazı ile okuyucuyu geçmişe doğru bir yolculuğa çıkarıyor ve kimsenin bilmediği özel bir tarihi fısıldıyor! Özer Eltugay, ilk kitabı Cennet Çıkmazı’nı okuyucunun beğenisine sundu! Solcu bir genç olan Selim’in 78-85 yılları arasında tuttuğu günlüklerinden oluşan Cennet Çıkmazı darbe öncesi ve sonrasında yaşanan sancılı dönemin yanı sıra 85 sonrasındaki değişen düzene ve bu günlüklerin yayımlanma serüvenine de değiniyor. Türkiye İlerici Düşünce Kulübü’nün çıkardığı dergide aktif role sahip olan Selim, 80 darbesi hazırlığında istemeden kendini silahlı bir mücadele içinde bulur. Kendilerine yönelik bir saldırıya karşılık vermek için bir yere ses bombası bırakmakla görevlendirilen Selim, bir ses bombasının yakın mesafede ne kadar etkili olabileceğini ancak patlamadan sonra anlayabilir. Patlamada Çiğdem isimli bir kız çocuğunun anne ve babası hayatını kaybeder. Selim, vicdan azabıyla Çiğdem’e ulaşır ve onunla ilgilenip arkadaş olur. Tüm bunlar yaşanırken hayat devam eder ve Selim, ağabeyi sağcı bir katil olan Nilgün’e âşık olur. Bu ilişki tepki çekse de onlar inadına ilişkilerini sürdürürler… Öte yandan artan darbe baskısı ile gizlenme gereği duyan Selim, yoksul insanların komün bir düzende yaşadığı, herkesin bir işin ucundan tuttuğu, derme çatma yapılardan oluşan Cennet Çıkmazı’na sığınır. Ancak burada da uzun süre gizlenemez ve tutuklanır… Selim içeriden çıktığında hayattaki tüm yakınlarını kaybettiğini öğrenir. Hayata tutunmak zorunda olan Selim, eleştirdiği çarkların içine girerek büyük bir gazetede “Aşk Doktoru” mahlasıyla yazmaya başlar. Ama bu çarkı döndüremez ve Fransa’ya kaçar. Günce diline uygun sadelikteki akıcı anlatımı ile darbe döneminde yaşanmış trajedileri ve değişen hayatları gözler önüne seren Özer Eltugay’ın bu ilk kitabı Cennet Çıkmazı Altın Kitaplar etiketiyle tüm kitapçılarda!
Balık yemeklerini yapılış biçimleri
Osmanlı Deniz Mutfağı/ Yunus Emre Akkor&Zennup Pınar Çakmakçı/Alfa yayınları
Alfa Yayınlarından çıkan ve Yunus Emre Akkor&Zennup Pınar Çakmakçı tarafından kaleme alınan Osmanlı Deniz Mutfağı, Osmanlı dönemi ve coğrafyasına ait deniz mutfağını gözler önüne seriyor. 2012 En İyi Balık ve Deniz Ürünleri Kitabı seçilen bu çalışma geçmiş ile günümüz arasında kültürel bağların yeniden kurulmasına katkı sağlarken, halkın ilgisini balık ve deniz ürünlerine çekmek ve deniz mutfağının yaşatılması için eski bilgilerin ve tariflerin yaygınlaşmasını sağlamak için kaleme alındı.Geçmişte yapılan balık yemeklerini yapılış biçimlerine ve lezzetlerine sadık kalma gayretiyle günümüz mutfağına taşımak kitabın ana amaçlarından birisini oluşturuyor.Kitaptaki tarifler Osmanlıca orijinal metinleri esas alınarak şef Yunus Emre Akkor tarafından günümüz mutfağına uyarlanmıştır.
Şair sezgisiyle akademik merakın buluşması
Türk Şiirinde 1980 Kuşağı/Bâki Asiltürk/Yapı Kredi Yayınları
Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Türk Şiirinde 1980 Kuşağı adlı çalışmasında 1980’lerde yaşanan kopuşun şiirimizde açtığı yeni yolları izliyor Bâki Asiltürk. “1980’ler şiirinin tek bir poetikadan değil, poetikalardan oluştuğu” savını gözden uzak tutmamakla birlikte, 1980 Kuşağı’nın oluşumunda İmgeci yönelişin ağırlığını özellikle vurgulayan Asiltürk, bazen birbiriyle temasta olan, bazense birbirini iten çeşitli şiir anlayışlarını nesnel bir yaklaşımla ele alıyor; yapıtlara ve tanıklıklara eğilerek dönemin birikimini ortaya koyuyor.1980’ler şiirini böylesine kuşatan ilk ve tek çalışma olan Türk Şiirinde 1980 Kuşağı, şair sezgisiyle akademik merakın buluşmasının bir sonucu.