İsrail Başbakanı Netanyahu başbakanlığındaki koalisyon hükümetinin, yargının yetkilerini kısıtlayan ve iktidarın yargı atamalarında söz sahibi olmasını öngören "yargı reformu", ülke genelinde 12 haftadır protestolara neden olurken, düzenlemenin durdurulması çağrısında bulunan Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın pazar akşamı görevden alınması bardağı taşıran son damla oldu. Gallant'ın görevden alınması üzerine yüz binlerce İsrailli sokaklara döküldü.
İsrail basınının aktardığına göre, Netanyahu liderliğindeki Likud’dan Kültür ve Spor Bakanı Miki Zohar, ülkedeki krize ilişkin, "Açıklama yapmamanın bedelini ağır ödedik. Yargı sisteminde yapılacak reform gerekli ve hayatidir. Ancak ev yandığında kimin haklı olduğunu soramazsınız, su dökmeli ve içindekileri kurtarmalısınız." değerlendirmesinde bulundu.
BAKANLARDAN ÇAĞRI GELDİ
Zohar, "Eğer Başbakan, ülkede meydana gelen çatlağı önlemek için (yargı düzenlemesi) yasa tasarısını durdurmaya karar verirse, onun bu tutumunu desteklemeliyiz." ifadelerini kullandı.
Diaspora İşleri Bakanı Amichai Chikli de, yargı düzenlemesi konusunda yeniden değerlendirme yapma çağrısında bulundu.
"Her zamankinden daha elzem olan yargı reformuna duyulan derin ihtiyacı tespit etmekte değilse bile, bunu gerçekleştirme biçimi konusunda yanıldık." diyen Chikli, "Yani, (İsrail menşeli navigasyon yazılımı) Waze'de olduğu gibi, son varış noktası değişmese bile, rotanın yeniden hesaplanmasını tavsiye ederim. Evet, (yargıda reform konusunda) tamamen haklı olsak bile." görüşünü savundu.
Ekonomi Bakanı Nir Barkat da yasa tasarısını durdurma ve gelecekteki adımları yeniden değerlendirmeye karar verirse, Başbakan Netanyahu’nun bu kararını destekleyeceğini açıkladı. Barkat, “Reform gerekli ve bunu yapacağız, ancak bir iç savaş pahasına değil." ifadelerini kullandı.
LEVİN GERİ ADIM ATMAYACAK
Öte yandan, tartışmalı yargı düzenlemesinin en büyük savunucularından Adalet Bakanı Yariv Levin’in ise geri adım atmaya niyetli olmadığı kaydediliyor.
Levin’in, yasa tasarısının ertelenmesi veya askıya alınması halinde, hükümet koalisyonundan ayrılma tehdidinde bulunduğu belirtiliyor.
- Savunma Bakanı yargı düzenlemesinin durdurulması çağrısı yapmıştı
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, ülkede siyasi krize ve kitlesel protestolara yol açan tartışmalı yargı düzenlemesinin durdurulması için dün hükümete çağrı yapmıştı.
Savunma Bakanı, "Ülke içindeki ayrılık, İsrail ordusuna ve savunma teşkilatına derinlemesine nüfuz etti. Bu, İsrail'in güvenliğine yönelik açık ve büyük bir tehdittir. Buna izin vermeyeceğim." demişti. Savunma Bakanı Gallant'ın çağrısına, Likud içinden de destek gelmişti.
Likud milletvekilleri Yuli Edelstein ve David Bitan, Gallant'a katılarak, yasa tasarısının durdurulması ve diyalog çağrısında bulunmuştu.
Başbakan Binyamin Netanyahu ise, Gallant'ı görevden alarak yargı düzenlemesi konusunda geri adım atmayacağının mesajını vermişti.
Bunun üzerine yüz binlerce İsrailli dün akşam saatlerinden itibaren ülke genelinde sokaklara dökülmüştü.
ABD'DEN UZLAŞMA ÇAĞRISI
Beyaz Saray’da yayınlanan açıklamada, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Adrienne Watson, “İsrail’de yaşanan gelişmelerden derin endişe duyuyoruz ve acil uzlaşma ihtiyacının altını çiziyoruz. Başkanın yakın zamanda Başbakan Netanyahu ile yaptığı görüşmede belirttiği gibi demokratik değerler her zaman ABD-İsrail ilişkisinin ayırt edici özelliği olmuştur ve öyle kalmalıdır. Demokratik bir sistemdeki temel değişiklikler, mümkün olan en geniş halk desteği tabanıyla sürdürülmelidir. İsrailli liderleri mümkün olan en kısa sürede bir uzlaşma bulmaya davet ediyoruz. Bunun İsrail ve tüm vatandaşları için ileriye dönük en iyi yol olduğuna inanıyoruz. ABD'nin İsrail'in güvenliğine ve demokrasisine verdiği destek, sağlamlığını koruyor” dedi.
TARTIŞMALI YARGI REFORMU KARARI NEDİR?
Adalet Bakanı Yariv Levin, 5 Ocak'ta Yüksek Mahkemenin yetkilerini sınırlandıran, yargının, hakimlerin seçimi üzerindeki etkisini azaltan bir "yargı reformu" planladıklarını duyurmuştu.
Netanyahu başbakanlığındaki koalisyon hükümetinin, yargının bazı yetkilerini Meclise devretmeye yönelik hamleleri, Yüksek Mahkeme başta olmak üzere hükümet ile İsrail yargı mekanizması arasında gerilime yol açmıştı.
Ülkedeki en yüksek yargı makamı olarak görev yapan İsrail Yüksek Mahkemesi, Meclisin çıkardığı kanunları, anayasa taslağı olarak kabul edilen "temel yasalara" aykırılık gerekçesiyle bozma yetkisine sahip.
Netanyahu hükümeti, açıkladığı yargı düzenlemesinde, Yüksek Mahkemenin, Meclisin çıkardığı kanunları bozma yetkisinin büyük ölçüde elinden alınacağını belirtmişti.
Hükümetin yargının yetkilerini kısıtlayan ve iktidarın yargı atamalarında söz sahibi olmasını öngören yargı düzenlemesi, İsrail içinde ve uluslararası alanda yoğun şekilde eleştirilmişti.
Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'un, taraflara "iç savaş" uyarısı yaparak sunduğu alternatif tasarı da iktidar tarafından reddedilmişti.